180 bin ton et elde ediliyor
Yayınlanma:
Ulusal Kırmızı Et Konseyi Araştırma ve Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. İrfan Erol, Kurban Bayramı süresince 50 bin tonu küçükbaş,
Ulusal Kırmızı Et Konseyi Araştırma ve Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. İrfan Erol, Kurban Bayramı süresince 50 bin tonu küçükbaş, 130 bin tonu büyük baş hayvandan olmak üzere 180 bin ton civarında et elde edildiğini ve ve bunun Türkiye'nin yıllık kırmızı et üretiminin yaklaşık dörtte birini oluşturduğunu belirterek, ''Et güvenliği ve kalitesi yönünden kurbanlık hayvanlar kesim öncesinde mutlaka dinlendirilmeli, taşıma ve kesim işlemi sırasında strese sokulmamalıdır'' dedi.
Erol, kurbanlık hayvanların satın alınmasında, kesilmesinde, bu hayvanların etlerinin tüketilmesinde ve muhafazasında, nelere dikkat edilmesi gerektiğiyle ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de her yıl yaklaşık 2 milyon küçükbaş ve 600 bin büyük baş kurbanlık hayvan kesildiğini hatırlattı.
''Bayram süresince 50 bin tonu küçükbaş, 130 bin tonu büyük baş hayvandan olmak üzere 180 bin ton civarında et elde edilmektedir diyen Erol, şunları söyledi:
''Büyük bölümü ilk günde olmak üzere yalnızca bayram süresince kesilen kurbanlık hayvanlardan elde edilen et miktarı, Türkiye'nin yıllık kırmızı et üretiminin yaklaşık dörtte birini oluşturmaktadır. Kombina ve mezbahalar birkaç güne yoğunlaşan kurbanlık hayvan kesimi talebini karşılayamadığından, çok sayıda hayvan da hijyenik koşulları uygun olmayan ortamlarda kesilmektedir. Uygun hijyenik ve teknolojik koşullara sahip olmayan ve veteriner hekim gözetimi olmaksızın yapılan kesim işlemleri hayvan sağlığı ve refahı, gıda güvenliği ve halk sağlığı ile çevre sağlığı ve ekonomik yönden önemli sorun ve kayıplara neden olabilmektedir.''
Erol, içerdiği yüksek değerli protein, B grubu vitaminleri, demir ve çinko ile insan beslenmesinde ve gönencinde çok ayrı bir yere sahip olan kırmızı etin, sağlıklı olmayan hayvanlardan uygun olmayan koşullarda, veteriner hekim gözetimi olmaksızın elde edilmesi halinde önemli sağlık sorunlarına neden olabileceğini kaydetti.
Hayvanlardan insanlara bulaşabilen 200'den fazla zoonotik hastalık bulunduğunu dile getiren Erol, ''Çiftlik hayvanları ve etleri ile yakın temasın arttığı Kurban Bayramında başta Bruselloz, Tüberküloz, Kist hidatik ve Sistiserkoz olmak üzere hayvan ve hayvansal gıda kaynaklı hastalıkların insanlarda görülme sıklığı da artmaktadır. Hayvanlardan insanlara bulaşabilen zoonoz özelliğindeki bu hastalıkların dönemsel olarak bayramda artış göstermesi özellikle veteriner hekim kontrolü dışında nakledilen ve sağlık kontrolleri yapılmayan kayıt dışı kurbanlık hayvanlardan kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla kurbanlık hayvanlar belediyelerce bu amaçla tanzim edilmiş ve sağlık kontrolü altındaki yerlerden alınmalıdır'' uyarısında bulundu.
-Et güvenliği ve kalitesi yönünden dikkat edilmesi gerekenler-
Prof. Dr. İrfan Erol, kurbanlık havan alınırken, hayvanların veteriner sağlık raporu ve menşe şahadetnamesi olmasına, küpe ve pasaportunun bulunmasına, hasta, çok zayıf, gebe ve yeni doğum yapmış olmamasına dikkat edilmesi gerektiğine işaret ederek, et güvenliği ve kalitesi yönünden dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin şu bilgileri verdi:
''Kurbanlık hayvanlar nakledildikleri yol süresine göre kesim öncesinde mutlaka dinlendirilmelidir. Taşıma ve kesim işlemi sırasında strese sokulmamalıdır. Kurbanlık hayvanlara kesimden yaklaşık 8 saat önce yem verme işlemi kesilmeli, ancak yeterince su verilmelidir. Kesim işlemi mümkün olduğunca kurban kesimi amacıyla belirlenen kombina, mezbaha gibi kesim yerlerinde veteriner hekim gözetiminde ve ehliyetli insanlar tarafından yapılmalıdır. Bu süreçte insani yaklaşımla stres oluşumu önlenmelidir. Veteriner hekimler gerek kesim öncesi yapılan canlı muayene gerekse kesim sonrası yapılan et muayenesi ile hayvan sağlığı ve refahı ile gıda güvenliği ve halk sağlığının korunmasını sağlarlar. Kesim, kanın tam olarak akıtılması, kesme, yüzme ve parçalama işlemlerinin güvenli ve hijyenik olarak yapılabilmesi amacıyla askıya alınarak yapılmalıdır. Hastalıklı veya hastalıktan şüpheli doku ve organların olması halinde kirlenen bıçak, el ve ortam dezenfekte edilmeli ve böyle durumlarda tüketim kararı için mutlaka veteriner hekime danışılmalıdır.
Etin hastalık yapıcı mikroorganizmalarla en önemli bulaşma kaynağının dışkı olduğu dikkate alınarak etin tüy, yapağı ve özellikle mide-bağırsak içeriği ile teması mutlaka önlenmelidir. Bu amaçla yemek borusunun ve bağırsağın son bölümünün bağlanması etkin ve pratik bir çözümdür.''
Erol, Kurban Bayramında mezbaha dışı kesimlerin yaygın olduğunu, bu tür yerlerdeki kesimlerde kurban atıklarının çevreye atılması, sokak hayvanlarına verilmemesi, derin çukurlara gömülerek etkisiz hale getirilmesi gerektiğini söyledi.
-Kurban etlerinin tüketimi ve muhafazası-
Prof. Dr. Erol, taze etin besin maddeleri ve su yönünden zengin bir içeriğe sahip olduğundan, hastalık yapıcı veya bozulmaya yol açan mikroorganizmaların çoğalması için de uygun bir ortam olduğunu, bu nedenle etin elde edilmesi, muhafazası ve hazırlanması aşamalarında mikroorganizmaların bulaşmasının ve çoğalmasının önlenmesi için gerekli tedbirler alınarak et kaynaklı hastalıkların oluşumu ve etin normal süreden önce bozulmasının engellenmesi gerektiğini kaydetti.
Kesimden sonra etin olgunlaşması ve lezzet kazanması için temiz ve serin bir ortamda 5-6 saat bekletildikten sonra buzdolabında muhafaza edilmesi gerektiğini, kesimden hemen sonra pişirilen et olgunlaşma sürecini tamamlamadığından, sert yapılı ve yeterince lezzetli olmayacağını dile getiren Erol, şu bilgileri verdi:
''Kurbanlık etin bozulmadan muhafaza edilebileceği süre hayvan sağlığı ve refahı ile kesim hijyeni ve etlerin parça büyüklüğüne göre değişir. Örneğin buzdolabında (+4°C) muhafaza edilen parça etler 7-10 gün, kıyma ise 2 gün içerisinde tüketilmelidir. Etlerin daha uzun süre muhafaza edilmesi için küçük porsiyonlar halinde poşetler içerisinde buzdolaplarının -18 dereceye sahip donmuş muhafaza bölümleri kullanılmalıdır. Bu bölümde muhafaza edilen kıyma yaklaşık 3 ay, parça etler 6-9 ay saklanabilir. Dondurulmuş etler parça büyüklüğüne göre donmuş muhafaza bölümünden 1 veya 2 gün önce çıkartılarak +4 derecede çözündürülmelidir. Etlerin oda sıcaklığında çözündürülmesinden kaçınılmalıdır. Acil kullanım ihtiyacı olduğunda, etlerin su geçirmeyen poşetler içinde her 30 dakikada bir çözündürme suyu değiştirilen soğuk suda bekletilmesi gerekir. Donmuş etler hemen pişirilmesi koşuluyla mikrodalga fırınlarda da çözündürülebilir.
Çözündürülmüş etler yeniden dondurulmamalıdır. Hayvansal gıda kaynaklı hastalıkların insanlara geçişinde çiğ veya az pişmiş et riskli olduğundan, etler iyi pişirildikten sonra tüketilmelidir. Etler, doğal renginin değişmesi, yüzeyinde kaygan bir tabaka oluşması ve kokusunun ağırlaşması durumunda tüketilmemelidir. Şüphe halinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın İl Kontrol Laboratuvarlarına veya Veteriner Fakültelerinin Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Bölümlerine başvurulmalıdır.''
Erol, kurbanlık hayvanların satın alınmasında, kesilmesinde, bu hayvanların etlerinin tüketilmesinde ve muhafazasında, nelere dikkat edilmesi gerektiğiyle ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de her yıl yaklaşık 2 milyon küçükbaş ve 600 bin büyük baş kurbanlık hayvan kesildiğini hatırlattı.
''Bayram süresince 50 bin tonu küçükbaş, 130 bin tonu büyük baş hayvandan olmak üzere 180 bin ton civarında et elde edilmektedir diyen Erol, şunları söyledi:
''Büyük bölümü ilk günde olmak üzere yalnızca bayram süresince kesilen kurbanlık hayvanlardan elde edilen et miktarı, Türkiye'nin yıllık kırmızı et üretiminin yaklaşık dörtte birini oluşturmaktadır. Kombina ve mezbahalar birkaç güne yoğunlaşan kurbanlık hayvan kesimi talebini karşılayamadığından, çok sayıda hayvan da hijyenik koşulları uygun olmayan ortamlarda kesilmektedir. Uygun hijyenik ve teknolojik koşullara sahip olmayan ve veteriner hekim gözetimi olmaksızın yapılan kesim işlemleri hayvan sağlığı ve refahı, gıda güvenliği ve halk sağlığı ile çevre sağlığı ve ekonomik yönden önemli sorun ve kayıplara neden olabilmektedir.''
Erol, içerdiği yüksek değerli protein, B grubu vitaminleri, demir ve çinko ile insan beslenmesinde ve gönencinde çok ayrı bir yere sahip olan kırmızı etin, sağlıklı olmayan hayvanlardan uygun olmayan koşullarda, veteriner hekim gözetimi olmaksızın elde edilmesi halinde önemli sağlık sorunlarına neden olabileceğini kaydetti.
Hayvanlardan insanlara bulaşabilen 200'den fazla zoonotik hastalık bulunduğunu dile getiren Erol, ''Çiftlik hayvanları ve etleri ile yakın temasın arttığı Kurban Bayramında başta Bruselloz, Tüberküloz, Kist hidatik ve Sistiserkoz olmak üzere hayvan ve hayvansal gıda kaynaklı hastalıkların insanlarda görülme sıklığı da artmaktadır. Hayvanlardan insanlara bulaşabilen zoonoz özelliğindeki bu hastalıkların dönemsel olarak bayramda artış göstermesi özellikle veteriner hekim kontrolü dışında nakledilen ve sağlık kontrolleri yapılmayan kayıt dışı kurbanlık hayvanlardan kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla kurbanlık hayvanlar belediyelerce bu amaçla tanzim edilmiş ve sağlık kontrolü altındaki yerlerden alınmalıdır'' uyarısında bulundu.
-Et güvenliği ve kalitesi yönünden dikkat edilmesi gerekenler-
Prof. Dr. İrfan Erol, kurbanlık havan alınırken, hayvanların veteriner sağlık raporu ve menşe şahadetnamesi olmasına, küpe ve pasaportunun bulunmasına, hasta, çok zayıf, gebe ve yeni doğum yapmış olmamasına dikkat edilmesi gerektiğine işaret ederek, et güvenliği ve kalitesi yönünden dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin şu bilgileri verdi:
''Kurbanlık hayvanlar nakledildikleri yol süresine göre kesim öncesinde mutlaka dinlendirilmelidir. Taşıma ve kesim işlemi sırasında strese sokulmamalıdır. Kurbanlık hayvanlara kesimden yaklaşık 8 saat önce yem verme işlemi kesilmeli, ancak yeterince su verilmelidir. Kesim işlemi mümkün olduğunca kurban kesimi amacıyla belirlenen kombina, mezbaha gibi kesim yerlerinde veteriner hekim gözetiminde ve ehliyetli insanlar tarafından yapılmalıdır. Bu süreçte insani yaklaşımla stres oluşumu önlenmelidir. Veteriner hekimler gerek kesim öncesi yapılan canlı muayene gerekse kesim sonrası yapılan et muayenesi ile hayvan sağlığı ve refahı ile gıda güvenliği ve halk sağlığının korunmasını sağlarlar. Kesim, kanın tam olarak akıtılması, kesme, yüzme ve parçalama işlemlerinin güvenli ve hijyenik olarak yapılabilmesi amacıyla askıya alınarak yapılmalıdır. Hastalıklı veya hastalıktan şüpheli doku ve organların olması halinde kirlenen bıçak, el ve ortam dezenfekte edilmeli ve böyle durumlarda tüketim kararı için mutlaka veteriner hekime danışılmalıdır.
Etin hastalık yapıcı mikroorganizmalarla en önemli bulaşma kaynağının dışkı olduğu dikkate alınarak etin tüy, yapağı ve özellikle mide-bağırsak içeriği ile teması mutlaka önlenmelidir. Bu amaçla yemek borusunun ve bağırsağın son bölümünün bağlanması etkin ve pratik bir çözümdür.''
Erol, Kurban Bayramında mezbaha dışı kesimlerin yaygın olduğunu, bu tür yerlerdeki kesimlerde kurban atıklarının çevreye atılması, sokak hayvanlarına verilmemesi, derin çukurlara gömülerek etkisiz hale getirilmesi gerektiğini söyledi.
-Kurban etlerinin tüketimi ve muhafazası-
Prof. Dr. Erol, taze etin besin maddeleri ve su yönünden zengin bir içeriğe sahip olduğundan, hastalık yapıcı veya bozulmaya yol açan mikroorganizmaların çoğalması için de uygun bir ortam olduğunu, bu nedenle etin elde edilmesi, muhafazası ve hazırlanması aşamalarında mikroorganizmaların bulaşmasının ve çoğalmasının önlenmesi için gerekli tedbirler alınarak et kaynaklı hastalıkların oluşumu ve etin normal süreden önce bozulmasının engellenmesi gerektiğini kaydetti.
Kesimden sonra etin olgunlaşması ve lezzet kazanması için temiz ve serin bir ortamda 5-6 saat bekletildikten sonra buzdolabında muhafaza edilmesi gerektiğini, kesimden hemen sonra pişirilen et olgunlaşma sürecini tamamlamadığından, sert yapılı ve yeterince lezzetli olmayacağını dile getiren Erol, şu bilgileri verdi:
''Kurbanlık etin bozulmadan muhafaza edilebileceği süre hayvan sağlığı ve refahı ile kesim hijyeni ve etlerin parça büyüklüğüne göre değişir. Örneğin buzdolabında (+4°C) muhafaza edilen parça etler 7-10 gün, kıyma ise 2 gün içerisinde tüketilmelidir. Etlerin daha uzun süre muhafaza edilmesi için küçük porsiyonlar halinde poşetler içerisinde buzdolaplarının -18 dereceye sahip donmuş muhafaza bölümleri kullanılmalıdır. Bu bölümde muhafaza edilen kıyma yaklaşık 3 ay, parça etler 6-9 ay saklanabilir. Dondurulmuş etler parça büyüklüğüne göre donmuş muhafaza bölümünden 1 veya 2 gün önce çıkartılarak +4 derecede çözündürülmelidir. Etlerin oda sıcaklığında çözündürülmesinden kaçınılmalıdır. Acil kullanım ihtiyacı olduğunda, etlerin su geçirmeyen poşetler içinde her 30 dakikada bir çözündürme suyu değiştirilen soğuk suda bekletilmesi gerekir. Donmuş etler hemen pişirilmesi koşuluyla mikrodalga fırınlarda da çözündürülebilir.
Çözündürülmüş etler yeniden dondurulmamalıdır. Hayvansal gıda kaynaklı hastalıkların insanlara geçişinde çiğ veya az pişmiş et riskli olduğundan, etler iyi pişirildikten sonra tüketilmelidir. Etler, doğal renginin değişmesi, yüzeyinde kaygan bir tabaka oluşması ve kokusunun ağırlaşması durumunda tüketilmemelidir. Şüphe halinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın İl Kontrol Laboratuvarlarına veya Veteriner Fakültelerinin Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Bölümlerine başvurulmalıdır.''
Eğitim
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.