24. RİG Toplantısı Konya'da yapıldı
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları konusunda Fransa'daki girişimle ilgili, Türkiye'nin her zaman tarihi arşivleri açarak araştırmaya hazır olduğunu belirterek, ''Ama eğer bu yüzleşme imkanı verilmez ve bir dogma oluşturulursa gittiğimiz her ülkede Fransız koloniciliği, sömürgeciliği üzerine konuşmaya başlarız'' dedi.
Reform İzleme Grubu'nun (RİG) 24. Toplantısı, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ev sahipliğinde yapıldı.
Dedeman Otel'deki toplantının ardından, Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin basın toplantısı düzenledi.
Bir basın mensubunun, Fransızların oluşturacağı bir tarih komisyonunu olumlu karşılayacağı yönünde açıklamaları bulunduğunu belirterek, halen böyle düşünüp düşünmediğini sorması üzerine Davutoğlu, Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe'nin Türkiye ziyaretinin çok başarılı geçtiğini söyledi.
Bu ziyarette muhatabına Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Ermenistan ziyaretindeki mesajlarını hatırlattığını ifade eden Davutoğlu, Türkiye'ye başka bir ülkeden mesaj vermenin doğru olmadığını söylediğini, ''konuşulacak bir şey varsa açık açık konuşuruz'' dediğini kaydetti.
Davutoğlu, 2005 yılında yaptıkları teklifi yeniden gündeme getirdiklerini ve kim istiyorsa adil bir hafıza çerçevesinde, ortak tarih komisyonu çerçevesinde bütün arşivleri açmaya hazır olduklarını belirttiğini aktardı.
Juppe'nin de bunu ilgili taraflara ileteceğini kaydettiğini anlatan Davutoğlu, ancak bir ay geçmeden yaşananların, Juppe'nin benimsediği ifade özgürlüğü ve tarihin araştırılarak çözüme kavuşturulabileceği görüşüne karşı, Fransa'da dogmatik bir zihniyetin devreye girdiğini gösterdiğini söyledi.
Davutoğlu, ''Bu anda da benim değerli dostumdan beklentim ki buna da eminim, ifade özgürlüğüne sahip çıkmasıdır'' dedi.
Bu konu kamuoyuna mal olmadan muhataplarıyla bunun doğurabileceği sonuçları konuştuklarını belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:
Bir gazetecinin ''Polisin vatandaşa kötü muamelesi ile ilgili Reform İzleme Grubu'nun aldığı bir karar var mı-, Bu konuyla ilgili bir adım atılacak mı-'' şeklindeki sorunu cevaplandıran İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, polis veya jandarmanın zaman zaman bazı mensuplarının vatandaşa karşı hukuka uymayan, kurumların geleneklerine uymayan tutum ve davranışları olabileceğini söyledi.
Hukuka uymayan bu tutum ve davranışların sayısının kurumun personel sayısıyla karşılaştırıldığında son derece düşük kaldığını ifade eden Şahin, şunları kaydetti:
''Tespitimiz bu. Hedefimiz hiç olmaması. Hedefimiz, işkencelerin ve kötü muamelenin sıfırlanmasıdır ve sıfırlanmıştır. Ancak hayat dinamiktir. Zaman zaman istenmeyen tutumlar olabilmektedir. Bu durumlarda yapılacak iş hukuk çerçevesinde her eylemin her davranışın değerlendirmesini yapıp yargılanmasını ve takdirini gerçekleştirmektir. Bu yapılmaktadır. Olayları kendi sınırında ve kendi içeriğiyle değerlendirmek gerekir. Bir olayı yüz olay gibi, bin olay gibi göstermek kurumlara yapılan bir haksızlıktır. Olayları görmezlikten gelmek ne kadar yanlışsa görüldüğünden, olduğundan fazla göstermek de bir başka yanlıştır.''
-''Uzun tutukluluk süreleri''-
Uzun tutukluluk süreleriyle ilgili bir soruyu cevaplandıran Adalet Bakanı Sadullah Ergin ise Türkiye'de uzun yargılamalara ilişkin şikayetlerin bugün ortaya çıkmış şikayetler olmadığını söyledi.
İlk derece mahkemelerinde yargılama sürelerinin Türkiye'de makul sayılabilecek süreler olduğunu ifade eden Ergin, şunları kaydetti:
''Türkiye'de uzun yargılama için esas nokta yüksek yargıda geçen zaman dilimidir. Bunu kısaltmak için geçtiğimiz yasama döneminde yapılan çalışmalarla Yargıtay ve Danıştayda önemli kapasite artışları sağlandı. İlk defa Yargıtaya gelen dosya sayısından daha fazlası karara çıkmaya başladı. Dolayısıyla artık dosyalar azalma trendine girmiştir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun yaptığı değerlendirmede birikmiş iş yükü, hukuk davalarında 2 yıl, ceza davalarında 3 yıl içinde tasfiye edilecek. Ondan sonra gelecek dosyalar da 2 ya da 3 ayda temyiz mahkemesinde karara bağlanarak ilgili mahkemeye gönderilecektir. Bu şekilde yargılanmaların 1 yılla sınırlanması ve 1 yılda hem yargılanması hem de temyiz aşamasının tamamlanmış olması hedeflenmiş durumdadır. Önümüzdeki süreçte bu sonuçları görmeye başlayacağız.''
Türkiye'de ceza mevzuatının 2004 yılında değiştiğini anlatan Ergin, ''Hem ceza kanunu hem ceza usul yasaları 2005 yılında yürürlüğe girdi ama 2009 yılına kadar uzun tutukluluğa ilişkin ciddi şikayetler oluşmadı. 2009 yılından sonra şikayetlerin yükselmesini spesifik görülen davalarla izah etmek mümkün. Dolayısıyla 2009'a kadar görülmeyen bu problemin 2009'dan sonra bu kadar görülür hale getirilmesinin altını çizmek istiyorum'' diye konuştu.
Ergin, uzun yargılamalardan kaynaklı tutukluluğun uzun bulunması hususuna ilişkin birtakım çalışmaların olduğunu dile getirerek, yargının hızlandırılmasına dönük 3. paketin TBMM'ye sunulmak üzere olduğunu ancak bu paketin detaylarıyla ilgili Bakanlar Kurulu görüşmeleri yapılmadan açıklama yapmayı uygun bulmadığını bildirdi.
Ergin, hem yargılamaları süre itibariyle çok daha kısaltacak hem de uzun tutukluluk şikayetlerini en aza indirecek formüller ve düzenlemelerin bu paket içinde olacağını ümit ettiğini bildirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.