Atalay;Reklam pastasından komisyon almayacağız
Yayınlanma:
Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, reklam pastasından daha fazla komisyon alma düşüncelerinin bulunmadığını, amaçlarının,
Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, reklam pastasından daha fazla komisyon alma düşüncelerinin bulunmadığını, amaçlarının, 'hür ve bağımsız bir basın oluşması' için çaba sarf etmek olduğunu söyledi.
Atalay, Gaziantep'te düzenlenen, ''Türk Basını Reklamcısıyla Buluşuyor'' konulu toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Basın İlan Kurumu'nun, 50 yıldan beri Türkiye'de kamu ilanları pastasını, belirlenen ölçeklere göre ulusal ve yerel gazetelere dağıttığını belirtti.
Reklamın, Türk basını için çok önemli olduğuna işaret eden Bakan Atalay, şöyle konuştu:
''Kamu reklamlarını dağıtmaya devam edeceğiz. Burada herhangi bir sorun yok. Basın İlan Kurumu'nun, reklam pastasını basınımıza kazandıracağı mücadele konusu var. Türkiye'de reklam kültürü gelişti ama modern ülkelere göre kıyaslarsanız, bir hayli gerideyiz. Bu bir kültür, bir anda ortaya çıkmıyor. İnsanlar, herhangi bir kriz anında, reklam pastasını küçültüyor. Reklam bütçesini iptal edebiliyor. Çünkü kriz var. Basına ayırdığı bütçeyi küçültüyor. Biz, sadece basın ilan kurumlarını belirli kriterlere göre dağıtan bir kuruluş olmayalım. Bizim önemli bir görevimiz var. Reklam veren ve alan insanları bir araya getiriyoruz. Basın İlan Kurumu komisyoncu bir kuruluş. Biz, dağıttığımız ilanlardan komisyon alıyoruz.''
Reklam pastasından, daha fazla komisyon almak gibi bir düşüncelerinin olmadığına dikkati çeken Atalay, amaçlarının hür ve bağımsız basının oluşumu için çaba sarfetmek olduğunu ifade etti.
Atalay, sadece ulusalda değil yerelde de özgür haberlerin yapılmasını sağlamayı amaçladıklarını belirtti.
Bu amaçlarını gerçekleştirmelerinin yolunun, ekonomik bakımdan güçlü basına sahip olmaktan geçtiğini söyleyen Atalay, bunun da bir anda olmayacağını kaydetti.
-''REKLAM PASTASI ÇOK BÜYÜK''-
Türkiye'nin reklam pastasının çok büyük olduğuna vurgu yapan Atalay, yeni şartlara uyum sağlamanın gazeteciler için bir görev olduğunu, gazetecilerin reklam almayı bilmeleri gerektiğini ifade etti.
''Bunlar, tabi ki, bir anda olacak şey değil. Bunları biliyoruz. Geleceğe, çok hızlı ve emin adımlarla koşmalıyız, bunun için de moralinizi yüksek tutun, cesaretli olun, hiç bir zaman üzülmeyecekseniz. Tabi ki, bir anda her şey değişmeyecek. Ama zaman içinde, zamanın ne şekilde değiştiğini göreceğiz. Bu üzümü yemek için bağcıyı dövmeye gerek yok. Siz yeter ki o üzümü yemeyi göze alın'' diyen Atalay, o zaman pek çok sorunun da çözüleceğini bildirdi.
Atalay, şunları kaydetti:
''Türkiye'nin zenginlikleri var, bu ülkenin pastası büyük. Yeter ki, o potansiyeli harekete geçirelim. Bizim amacımız, bu potansiyeli harekete geçirmektir. Basın İlan Kurumu'nun, başta Anadolu Ajansı (AA) olmak üzere, TRT, RTÜK, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ile bütün kurum ve kuruluşlarla, gazeteciler cemiyetleri ile meslek örgütleri ile bire bir çalışma ihtiyacı var. Hepsi bizim partner kuruluşlarımız. Bu sektöre hizmet edecek sivil toplum kuruluşları ile de el ele çalışma zorunluluğu var. Önemli bir reklam potansiyelimiz var.''
Atalay, 50. kuruluş yılını kutlayan Basın İlan Kurumu'nun da kendini yenileme ihtiyacı hissettiğini dile getirdi.
1961 yılında, o günkü ihtilal hükümetinin yaptığı en önemli işin Basın İlan Kurumu'nu kurmak olduğunu, çünkü o zamana kadar reklam gelirlerini dağıtan bir kurumun olmadığını belirten Atalay, ''Mesela RTÜK yoktu. Çünkü o zaman televizyon kanalı da yoktu. TRT dahil bütün kanallar daha sonra kuruldu. Medyayı çevirmede Basın İlan Kurumu durumdan vazife çıkarsa, belki bugün RTÜK olmayacaktı'' diye konuştu.
Mehmet Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:
''RTÜK'ün varlığından rahatsız olduğumuzdan değil. Kardeş kuruluşumuz, gerçekten de iyi yönetiliyor, gerçekten de iyi anlaştığımız bir ekibi var. Ortak projelerimiz var. Ama, Basın İlan Kurumu yazılı basınla ilgili çalışmalarını TV'ler üzerine yoğunlaştırabilseydi, oraya kaydırabilseydi, birlikte belki bu büyük pastayı kontrol etmek, bu pastayı belirli kriterlere göre dağıtmak gibi, bütün kanalları gözetmek gibi, aynı zamanda yerel kanallara da buradan reklam vermek gibi bir takım sorumlulukları da üstlenmiş olurduk. Basın İlan Kurumu bu işlevini yerine getiremeyince RTÜK kuruldu.''
-''KAMU REKLAMLARINDAN PAY ALMAK İÇİN ÇALIŞMA YAPILIYOR''-
Atalay, mevcut reklam pastasını büyütmek için çalışmalar yaptıklarına dikkat çekerek, şunları anlattı:
''RTÜK ile oturup anlaştık, başkanına da söyledik. Biz, Basın İlan Kurumu olarak kamu ilanlarını alıyoruz, ulusal ve yerel basına dağıtıyoruz. Bir de kamu reklamları var. Kamu reklamlarından payını kim alıyor, RTÜK alıyor. O zaman siz de yerel televizyonları, medyayı destekleyin. Oturup anlaştık, şimdi biz yasamızda bir değişiklik yapacağız. RTÜK'ün aldığı kamu reklamları payını biz alacağız. Bunu da adil bir şekilde, yine belli ölçülere göre, (arkadaşlarımız onun çalışmasını da yapıyor) yerel televizyonlara, internet medyasına dağıtacağız.
İnternet medyasının bir tanımı yok. Hukuki bir dayanağı yok. Bu sebeple de çok ciddi sorunlar yaşayan bir kitle var orada. Belirli aralıklarla, Başbakanımızın da katıldığı toplantılar düzenlendi. Başbakan Yardımcısı ve Basından Sorumlu Devlet Bakanı Bülent Arınç'ın katıldığı toplantılar oldu. Ulaştırma Bakanımız bizzat bu toplantılara iştirak etti. Bu konu üzerinde değişik birimler çalışıyor. Ne olacak? İnternet Medyası'nın bir tanımı yapılacak. Bu konuda bir kanun çıkacak. Bu kanunlaşırsa en azından, 600 yılla yargılanan meslektaşlarımız var. Bu ortadan kalkacak. Daha pek çok sorunu düzeltecek.''
Kırmadan, dökmeden, el ele verip çalışacağız. Birbirimizi yaralamadan. Asla yalan habere bulaşmadan, şantaj yapmadan, iftira haberciliği yapmadan, hep doğru haber, hep müspet haber. Tabi ki eleştiren, soruşturan, bir gazetecilik anlayışı istiyoruz. Kim rahatsız olursa olsun, bağımsız, hür bir medya olmak zorunda. Bir ülkenin ilerlemesi için bu şart. Pastayı büyütmek için meşruluğun dışındaki yolları kabul etmek mümkün değildir. O zaman el ele vereceğiz, biz bir aileyiz. Herkes bu ailenin bir parçası.''
-VALİ SÜLEYMAN KAMÇI-
Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan beri, demokrasinin aldığı yolda, basın kuruluşlarının ve gazetecilerin çok ayrı ve özel bir yeri olduğuna işaret etti.
Her zaman basın emekçilerinin yanında olduğuna ifade eden Vali Kamçı, şunları dile getirdi:
''Milletçe gelişme ve kalkınma yolunda geldiğimiz seviye, basın ve medya dünyasında çok daha yakından hissedilmektedir. Geçmişte bir haberin doğuşu ve ulaştığı kitle ile bugün bir haberin doğuşu ve ulaştığı kitlenin büyüklüğü tartışma götürmez niteliktedir. Çağımızın teknolojik imkanları, iletişimi ve dolayısıyla gazeteciliği, dünya ölçeğinde bir meslek haline getirmiştir.
Basının bu imkanları, uluslararası kabul görmüş meslek ilkeleri doğrultusunda, etkin bir şekilde kullanması, ülkemiz, halkımız ve fert olarak hepimizin temel beklentisidir. Yarım asırlık köklü geçmişiyle, ülkemizde basının güçlenmesi ve kendini sürekli yenilemesi ve basın çalışanlarının desteklenmesi konusundaki çabalarıyla, çok önemli bir misyon üstlenen Basın İlan Kurumu'nun çalışmalarını çok yakından izliyoruz.''
Kilis Valisi Nevzat Turhan da basının çok önemli olduğunu, basın için reklam konusunun hayati öneme sahip olduğunu dile getirdi.
Turhan, Türk basınının reklam konusunda Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin gerisinde olmasına karşın, bu alanda hızlı bir gelişme içerisinde olduğuna da vurgu yaptı.
Atalay, Gaziantep'te düzenlenen, ''Türk Basını Reklamcısıyla Buluşuyor'' konulu toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Basın İlan Kurumu'nun, 50 yıldan beri Türkiye'de kamu ilanları pastasını, belirlenen ölçeklere göre ulusal ve yerel gazetelere dağıttığını belirtti.
Reklamın, Türk basını için çok önemli olduğuna işaret eden Bakan Atalay, şöyle konuştu:
''Kamu reklamlarını dağıtmaya devam edeceğiz. Burada herhangi bir sorun yok. Basın İlan Kurumu'nun, reklam pastasını basınımıza kazandıracağı mücadele konusu var. Türkiye'de reklam kültürü gelişti ama modern ülkelere göre kıyaslarsanız, bir hayli gerideyiz. Bu bir kültür, bir anda ortaya çıkmıyor. İnsanlar, herhangi bir kriz anında, reklam pastasını küçültüyor. Reklam bütçesini iptal edebiliyor. Çünkü kriz var. Basına ayırdığı bütçeyi küçültüyor. Biz, sadece basın ilan kurumlarını belirli kriterlere göre dağıtan bir kuruluş olmayalım. Bizim önemli bir görevimiz var. Reklam veren ve alan insanları bir araya getiriyoruz. Basın İlan Kurumu komisyoncu bir kuruluş. Biz, dağıttığımız ilanlardan komisyon alıyoruz.''
Reklam pastasından, daha fazla komisyon almak gibi bir düşüncelerinin olmadığına dikkati çeken Atalay, amaçlarının hür ve bağımsız basının oluşumu için çaba sarfetmek olduğunu ifade etti.
Atalay, sadece ulusalda değil yerelde de özgür haberlerin yapılmasını sağlamayı amaçladıklarını belirtti.
Bu amaçlarını gerçekleştirmelerinin yolunun, ekonomik bakımdan güçlü basına sahip olmaktan geçtiğini söyleyen Atalay, bunun da bir anda olmayacağını kaydetti.
-''REKLAM PASTASI ÇOK BÜYÜK''-
Türkiye'nin reklam pastasının çok büyük olduğuna vurgu yapan Atalay, yeni şartlara uyum sağlamanın gazeteciler için bir görev olduğunu, gazetecilerin reklam almayı bilmeleri gerektiğini ifade etti.
''Bunlar, tabi ki, bir anda olacak şey değil. Bunları biliyoruz. Geleceğe, çok hızlı ve emin adımlarla koşmalıyız, bunun için de moralinizi yüksek tutun, cesaretli olun, hiç bir zaman üzülmeyecekseniz. Tabi ki, bir anda her şey değişmeyecek. Ama zaman içinde, zamanın ne şekilde değiştiğini göreceğiz. Bu üzümü yemek için bağcıyı dövmeye gerek yok. Siz yeter ki o üzümü yemeyi göze alın'' diyen Atalay, o zaman pek çok sorunun da çözüleceğini bildirdi.
Atalay, şunları kaydetti:
''Türkiye'nin zenginlikleri var, bu ülkenin pastası büyük. Yeter ki, o potansiyeli harekete geçirelim. Bizim amacımız, bu potansiyeli harekete geçirmektir. Basın İlan Kurumu'nun, başta Anadolu Ajansı (AA) olmak üzere, TRT, RTÜK, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ile bütün kurum ve kuruluşlarla, gazeteciler cemiyetleri ile meslek örgütleri ile bire bir çalışma ihtiyacı var. Hepsi bizim partner kuruluşlarımız. Bu sektöre hizmet edecek sivil toplum kuruluşları ile de el ele çalışma zorunluluğu var. Önemli bir reklam potansiyelimiz var.''
Atalay, 50. kuruluş yılını kutlayan Basın İlan Kurumu'nun da kendini yenileme ihtiyacı hissettiğini dile getirdi.
1961 yılında, o günkü ihtilal hükümetinin yaptığı en önemli işin Basın İlan Kurumu'nu kurmak olduğunu, çünkü o zamana kadar reklam gelirlerini dağıtan bir kurumun olmadığını belirten Atalay, ''Mesela RTÜK yoktu. Çünkü o zaman televizyon kanalı da yoktu. TRT dahil bütün kanallar daha sonra kuruldu. Medyayı çevirmede Basın İlan Kurumu durumdan vazife çıkarsa, belki bugün RTÜK olmayacaktı'' diye konuştu.
Mehmet Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:
''RTÜK'ün varlığından rahatsız olduğumuzdan değil. Kardeş kuruluşumuz, gerçekten de iyi yönetiliyor, gerçekten de iyi anlaştığımız bir ekibi var. Ortak projelerimiz var. Ama, Basın İlan Kurumu yazılı basınla ilgili çalışmalarını TV'ler üzerine yoğunlaştırabilseydi, oraya kaydırabilseydi, birlikte belki bu büyük pastayı kontrol etmek, bu pastayı belirli kriterlere göre dağıtmak gibi, bütün kanalları gözetmek gibi, aynı zamanda yerel kanallara da buradan reklam vermek gibi bir takım sorumlulukları da üstlenmiş olurduk. Basın İlan Kurumu bu işlevini yerine getiremeyince RTÜK kuruldu.''
-''KAMU REKLAMLARINDAN PAY ALMAK İÇİN ÇALIŞMA YAPILIYOR''-
Atalay, mevcut reklam pastasını büyütmek için çalışmalar yaptıklarına dikkat çekerek, şunları anlattı:
''RTÜK ile oturup anlaştık, başkanına da söyledik. Biz, Basın İlan Kurumu olarak kamu ilanlarını alıyoruz, ulusal ve yerel basına dağıtıyoruz. Bir de kamu reklamları var. Kamu reklamlarından payını kim alıyor, RTÜK alıyor. O zaman siz de yerel televizyonları, medyayı destekleyin. Oturup anlaştık, şimdi biz yasamızda bir değişiklik yapacağız. RTÜK'ün aldığı kamu reklamları payını biz alacağız. Bunu da adil bir şekilde, yine belli ölçülere göre, (arkadaşlarımız onun çalışmasını da yapıyor) yerel televizyonlara, internet medyasına dağıtacağız.
İnternet medyasının bir tanımı yok. Hukuki bir dayanağı yok. Bu sebeple de çok ciddi sorunlar yaşayan bir kitle var orada. Belirli aralıklarla, Başbakanımızın da katıldığı toplantılar düzenlendi. Başbakan Yardımcısı ve Basından Sorumlu Devlet Bakanı Bülent Arınç'ın katıldığı toplantılar oldu. Ulaştırma Bakanımız bizzat bu toplantılara iştirak etti. Bu konu üzerinde değişik birimler çalışıyor. Ne olacak? İnternet Medyası'nın bir tanımı yapılacak. Bu konuda bir kanun çıkacak. Bu kanunlaşırsa en azından, 600 yılla yargılanan meslektaşlarımız var. Bu ortadan kalkacak. Daha pek çok sorunu düzeltecek.''
Kırmadan, dökmeden, el ele verip çalışacağız. Birbirimizi yaralamadan. Asla yalan habere bulaşmadan, şantaj yapmadan, iftira haberciliği yapmadan, hep doğru haber, hep müspet haber. Tabi ki eleştiren, soruşturan, bir gazetecilik anlayışı istiyoruz. Kim rahatsız olursa olsun, bağımsız, hür bir medya olmak zorunda. Bir ülkenin ilerlemesi için bu şart. Pastayı büyütmek için meşruluğun dışındaki yolları kabul etmek mümkün değildir. O zaman el ele vereceğiz, biz bir aileyiz. Herkes bu ailenin bir parçası.''
-VALİ SÜLEYMAN KAMÇI-
Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan beri, demokrasinin aldığı yolda, basın kuruluşlarının ve gazetecilerin çok ayrı ve özel bir yeri olduğuna işaret etti.
Her zaman basın emekçilerinin yanında olduğuna ifade eden Vali Kamçı, şunları dile getirdi:
''Milletçe gelişme ve kalkınma yolunda geldiğimiz seviye, basın ve medya dünyasında çok daha yakından hissedilmektedir. Geçmişte bir haberin doğuşu ve ulaştığı kitle ile bugün bir haberin doğuşu ve ulaştığı kitlenin büyüklüğü tartışma götürmez niteliktedir. Çağımızın teknolojik imkanları, iletişimi ve dolayısıyla gazeteciliği, dünya ölçeğinde bir meslek haline getirmiştir.
Basının bu imkanları, uluslararası kabul görmüş meslek ilkeleri doğrultusunda, etkin bir şekilde kullanması, ülkemiz, halkımız ve fert olarak hepimizin temel beklentisidir. Yarım asırlık köklü geçmişiyle, ülkemizde basının güçlenmesi ve kendini sürekli yenilemesi ve basın çalışanlarının desteklenmesi konusundaki çabalarıyla, çok önemli bir misyon üstlenen Basın İlan Kurumu'nun çalışmalarını çok yakından izliyoruz.''
Kilis Valisi Nevzat Turhan da basının çok önemli olduğunu, basın için reklam konusunun hayati öneme sahip olduğunu dile getirdi.
Turhan, Türk basınının reklam konusunda Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin gerisinde olmasına karşın, bu alanda hızlı bir gelişme içerisinde olduğuna da vurgu yaptı.
Medya-Magazin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.