Aydınlar Ocağı'nın konuğu Nejdet Gök

Aydınlar Ocağının konuğu Nejdet Gök
Konya Aydınlar Ocağında konuşan Doç. Dr. Gök: Popüler tarihçilik diye bir şey yok. Popüler tarih romancılığı ile insanlar gerçek tarihten uzaklaştırılıyor. Bir anlamda ticarî tarihçilik yapılıyor.

Konya Aydınlar Ocağı’nda konuşan Doç. Dr. Gök: “Popüler tarihçilik” diye bir şey yok. Popüler tarih romancılığı ile insanlar gerçek tarihten uzaklaştırılıyor. Bir anlamda ticarî tarihçilik yapılıyor.”

Konya Aydınlar Ocağı’nın Salı Sohbetleri’nde, “İslâm Tarihçiliği Geleneği” konuşuldu.
Sille Kültür Evi’nde gerçekleştirilen sohbette Konya Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Doç. Dr. Nejdet Gök, ilk cildi İletişim Yayınları arasında çıkan “Corcî Zeydân İslâm Uygarlıkları Tarihi” adlı Türkçeye kazandırdığı tercüme eserden hareketle geleneksel İslâm tarihçiliği ve tarihçileri üzerinde durdu.
Doç. Dr. Nejdet Gök, ideolojilik tarihle gerçek tarihçiliğin farklı şeyler olduğunu ve son dönemlerde “popüler tarihçilik” diye bir şeyin ortaya atıldığını belirterek “Öyle bir şey yok ortada. Daha çok Hz. Mevlâna ve Şems-i Tebrizî gibi manevi şahsiyetler için yapılıyor. Popüler tarih romancılığı ile insanlar gerçek tarihten uzaklaştırılıyor. Bizde bir anlamda ticarî tarihçilik yapılıyor. Bu tür romanları okuyanlar üzerinde yaptığım araştırmada; “Mevlâna’nın eserlerini mesela Mesnevi’yi hiç okudunuz mu?” sorusunun karşılığını pek alamadım. Daha çok o manevi şahsiyetlerin türbelerine yönelik ziyaretlerin arttığı ortaya çıkıyor. Bu manevi şahsiyetlerin eserlerine yönelenler maalesef yok denecek kadar az” dedi.
19. yüzyılın önemli İslâm tarihi araştırmacıları arasında yer alan Corcî Zeydân’ın Lübnanlı Ortodoks bir aileden geldiğini ifade eden Doç. Dr. Gök, “Altı dil öğrenen Zeydân, tarihin dışında Arap dili ve edebiyatı konusunda da birçok eser verdi. İslam tarihinin, ağırlıklı olarak da Osmanlı öncesi dönemin ele alındığı ve okullarımızda ders kitabı olarak okutulan eserinde Corcî Zeydân, İslam uygarlığı ve Arap halkları konusunda bize hayli zengin bir kaynak sunuyor. Türkçeye çevirdiğim bu eser üzerinde 10 yıl çalıştım” şeklinde konuştu.
İlk İslam tarihçilerinin Hz. Peygamber’in hayatı ve savaşları konusunda da ayrıntılı çalışmalar yaptıklarını belirterek bu tarihçilerin en meşhurlarının isimlerini Urve bin Zübeyr, Münebbih, Asım bin Ömer, İbn İshak ve İbn Hişam olarak dile getiren Gök, şunları söyledi: “İslam tarihi üzerine Emeviler döneminde yaygınlaşan çalışmalar Abbasiler döneminde çeşitlenerek sürdü. İslam dünyasının genişlemesine paralel olarak fetihlerin tarihi yazılmaya başlandı. Bu alandaki en önemli eserler; Vakidi’nin Fütuhu’ş-Şam’ı, Belezuri’nin Fütuhü’l-Büldan’ı sayabiliriz. Taberi ise genel bir dünya tarihi yazdı. Önemli İran tarihçisi ise Beyhakî’dir. Resûlüllah’ın hayatını ilk defa tüm yönleriyle ve kapsamlı bir şekilde ele alan tarihçi ise İbn İshak’tır.”
İbn Haldun ve ilmi tarihçilik
İlmi tarihçiliğin temellerinin, orijinal görüşlere sahip İbn Haldun tarafından atıldığını ifade ederek  sosyolog İbn Haldun’un, “yalanın kötülüğüne karşı, aklın aydınlığında mücadele etmek gerektiğini” ifade ettiğini hatırlatan Gök, “Günümüzde İslam Tarihi ve Kültürü üzerindeki çalışmalar başta ABD olmak üzere birçok batı üniversitelerinde yürütülmektedir. Önemli üniversite ve bilim kuruluşları bu konuda ciddi bütçeler ayrılmakta, zeki ve gayretli bilim adamlarını cazip şartlarla davet ve istihdam etmektedir. Artık “ben yazdım oldu”, “böyle yazarsak daha etkili olur”, “gençlere yön vermek lazım” mantığıyla olayların çarptırılarak yazıldığı bir tarih anlayışını terk etmek gerekir.
Bu anlayış bir sonuç verseydi Osmanlı Devleti yıkılmazdı. Devletin temelleri sarsılırken hâlâ “devlet-i ebed müddet”, “devlet-i âliye” gibi fantastik laflarla gerçeklerden kaçmak bize ne kazandırmıştır?
Bu anlayış bir sonuç verseydi yıllardır zorla dikte ettirilen milli tarih ve Kemalizm ideolojisi topluma hakim olması gerekmez miydi?” dedi.
Osmanlılar’da tarihçilik ile 20. yüzyıldaki İslam tarihçileri üzerinde de duran Doç. Dr. Nejdet Gök, İslam tarihçisi Prof. Dr. Muhammed Hamidullah’ın, Konya Yüksek İslam Enstitüsü’nde de yıllarca dersler verdiğini hatırlatarak üstadın pek çok genç Türk akademisyenlerin yetişmesine katkıda bulunduğunu söyledi. Diğer İslam tarihçilerini Mustafa Asım Köksal, Salih Tuğ, Hakkı Dursun Yıldız, Mustafa Fayda ve İhsan Süreyya Sırma olarak sayan Gök, bir soru üzerine batılı müsteşriklerin, Hollanda’da merkez açarak Osmanlı’nın son dönemlerini çok iyi değerlendirerek 230 küsur okul açtıklarını dile getirdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.