Barışın ve bereketin simgesi zeytin ağaçları

Barışın ve bereketin simgesi zeytin ağaçları
Yüzlerce yıldır dallarıyla barışın ve bereketin simgesi olan zeytin ağaçları, uzun ömürlü olduğu için ''ölümsüz ağaç'', şifa deposu yağlı meyveleri ise ''Siyah İnci'' olarak nitelendiriliyor.
Yüzlerce yıldır dallarıyla barışın ve bereketin simgesi olan zeytin ağaçları, uzun ömürlü olduğu için ''ölümsüz ağaç'', şifa deposu yağlı meyveleri ise ''Siyah İnci'' olarak nitelendiriliyor. 
     Sofralık zeytine adını veren Gemlik başta olmak üzere Bursa'nın İznik, Orhangazi ve Mudanya, Balıkesir'in Erdek, Edincik ve Marmara bölgeleriyle Tekirdağ'da zeytin hasadı sürüyor.
     Marmarabirlik'in alım yaptığı bu bölgede toplam zeytin rekoltesi 181 bin ton civarında beklenirken, üreticiler ürünü sofralık vermek için hasadı titizlikle yürütüyor.
     Yüzlerce yıldır dallarıyla barışın ve bereketin simgesi olan, uzun ömürlü olduğu için ''ölümsüz ağaç'' olarak nitelendirilen zeytin ağaçlarından toplanan ürünün her birine inci muamelesi gösteriliyor. Belki bu yüzden belki de ekonomik ve sağlık açısından yüz yıllardır taşıdığı önem nedeniyle zeytin ''siyah inci'' olarak isimlendiriliyor.
     ''Ölümsüz ağacın siyah incileri'', hasat döneminde zarar görmemesi için elle toplanıyor. Yere düşen her bir tane yağlık olarak ayrılıyor ve bu üreticinin zarar etmesi anlamına geliyor. Öyle ki elle toplandığında sofralık olarak satılan zeytin, yağlık olarak verilmesi durumunda, yüzde 65-70 arasında değer kaybediyor.
    
     -Sofraya kadar meşakkatli bir yolculuk-
    
     Zeytin ve yağı, ağaçtan sofraya kadar ulaşan öyküsüne bakıldığında meşakkatli bir yolculuk göze çarpıyor. Elle ya da ağaç altına açılan yaygıya silkme yöntemiyle hasat edilen zeytin, henüz toplanırken ayrılmaya başlıyor.
     Üretici, çarpma ya da soğuk nedeniyle zarar görmüş olanları, sofralık olmayacak ölçüde küçükleri yağlık olarak ayırıyor. Çünkü, Bursa, Balıkesir ve Tekirdağ bölgesi çiftçileri, zeytini sofralık için üretiyor ve daha fazla kazanmanın mücadelesini veriyor.
     Daha sonra depolara gönderilen zeytin, yaklaşık 6-7 ay burada bekletiliyor. Tuzlu suyun içine, üzerine büyük taşlar konularak bastırılan zeytin, gerçek lezzetine depolarda ulaşıyor.
     Ardından firmaların tesislerine gönderilen ''siyah inci'', burada çalışanlar tarafından boyutlarına ayrılıp, paketleniyor. Hasadından sofraya ulaşana kadar geçen yaklaşık 8 aylık süreçte, titizlikle işlenen zeytin, sofraların baş tacı olarak yerini alıyor.
     Tansiyonu yüksek kişiler tarafından tuzu nedeniyle tüketimi kısıtlansa da zeytin, Türk yemek kültüründe, sabah kahvaltılarında önemli bir tutuyor.
     Zarar gören, küçük boyutlular ise düşük fiyattan yağ fabrikalarına satılıyor. Üreticilerin tamamı, bir miktar ayırdığı zeytinden yıllık tüketeceği yağını kendi çektiriyor.
     Gemlik'te zeytinden yağ çıkaran birçok tesis bulunuyor. Bu tesislerde, zeytinler ezilerek hamur haline getiriliyor. Daha sonra bu hamur sıkılıyor veya presten geçiriliyor. Bu işlemlerin sonunda yağ, zeytin meyvesinin suyundan (karasu) ayrıştırılıyor.
     Zeytin, sadece sofralık ve yağ olarak tüketilmiyor. Bu nadide ürün, farklı yollardan da insanlığa şifa kaynağı oluyor.
     El ve banyo sabunu, duş jeli, saç bakım kremi, güneş losyonu, el ve vücut kremi ile losyonları, bol E vitamini içerdiği için cildi besliyor, yaşlanmasını geciktiriyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.