'Cemaat Türk politikasını yönlendirmeye çalıştı'
Ali Değermenci'nin Tvnet'te sunduğu 'Manşet' programına bugün Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Ali Bayramoğlu katıldı. Diyarbakır'daki Barış Çalıştayı ve Lice olaylarının konuşulduğu programda Bayramoğlu, 'Cemaat, Türk politikalarını emniyet-istihbarat ve yargı mekanizması üstünden yönlendirmeye çalıştı' ifadesini kullanarak önemli bir ayrıntıya dikkat çekti.
Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Ali Bayramoğlu'nun gündeme dair soruları cevapladığı 'Manşet' programında cemaat ve çözüm süreci konularına değinildi. İşte programda öne çıkan bölüm:
Ali Değermenci: Barış sürecini etkileyen bir cemaat örgütüde var. O bölge ile ilgili de çalışmaları da var. Onların bütün yayın organlarında, dizilerinde, medyasında Kürt barışına karşı çok ciddi bir tavırları var. Bu sadece onların kendi alanlarını kaybediş ya da o alandan çıkması ile mi ilgilidir. Yoksa başka bir neden var mıdır?
Ali Bayramoğlu: Bir çalıştay yapılmıştı 2010'da. PKK'nın gençleri bir metin çıkarmışlardı. Cevat bey'de orada bulunuyordu. Bir süre sonra Bugün Gazetesinde KCK'nın anayasasının yazıcısının Cevat Öneş olduğu yazıyordu. Kendisi Türkiye milli istihbarat teşkilatı eski istihbarattan sorumlu müsteşar yardımcısı idi.
Ali Değermenci: Cevat beyde sürekli cemaatin toplantılarına davet ediliyordu.
Ali Bayramoğlu: Tabi ediliyor. Bende ediliyordum. Herkes davet ediliyordu. Ben gitmiyordum tabi. Daha sonra bu yazılar çıktıktan sonra öğreniyoruz ki Cevat Öneş hemen o toplantılarından sonra KCK şüphelisi olmak suçundan dinlemeye alınıyor. Bunu kim yapıyor. Bir emniyet mensubu bununla ilgili fezleke yazıyor. Savcıya gidiyor savcı ikna oluyor. O savcı gidiyor hakimi ikna ediyor. O da imzayı atıyor, hakimde savcıda Türkiye'nin istihbarat teşkilatının emekli müsteşar yardımcısı KCK üyesi olur mu olmaz mı gibi sorular sormadan altına imza atıyorlar. Bunun Türkçesi nedir biliyor musunuz? O dönemde cemaatin Türk politikalarını emniyet-istihbarat ve yargı mekanizması üstünden yönlendirmeye çalışması. Büşra Ersanlı o günlerde tutuklandı. Ragıb Zaraf'ın oğlu, Ferhat Kentel, Mesut Yeğen, Nazan Üstündağ gibi isimler ile ilgili KCK'dan dolayı bu isimler hakkında bir soruşturma başlayacak dedikoduları o zamanlar çıkmaya başladı. Beşli bir katman düşünün. En altta polis, polisin üzerinde savcı, savcının üzerinde hakim, hakimin üzerinde Yargıtay, Yargıtay'ın üstünde hakimler ve savcılar grubu. Bu bloğa giren çıkamıyor. Nazi Almanya'sı faşizm gibi bir şey bu… Bugün geldiğimiz nokta Kürt politikasının yönlendirilmesidir. Devlet politikaların Emniyetin tarafından yönlendirilmeye çalışılmasıdır. Cemaat meselesi sadece 3 tane yolsuzluk iddiası ile başbakan ve hükümete darbe girişimi değildir. Sonuç olarak Türkiye'nin bütün dış politikasının Kürt politikasının yönlendirilme gayretidir. Devletin içerisindeki hukuk ve emniyet işbirliğidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.