Demokrasi güç kazandı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Washington'da Brookings Enstitüsü'nde "AK Parti İktidarları ve Türkiye'nin Dönüşümü" konulu bir konuşma yaptı.
Erdoğan, Filistin meselesinin Osmanlı'nın yıkılmasının ardından ortaya çıkmış bir mesele olduğunu belirterek, "O ana kadar böyle bir şey yok. Bu boyutuyla Filistin konusu yeni Türkiye'yi de çok yakından ilgilendirmektedir. Yani, 'size ne?' diyenlere aslında cevap burada yatmaktadır" dedi.
Başbakan Erdoğan, "Öncelikle El-Fetih ve Hamas'ın uzlaşması sürecini, önce bunu başarmamız lazım. Eğer bu uzlaşma başarılmazsa İsrail-Filistin görüşmelerinden bir netice elde edileceğine inanmıyorum. Yani bugüne kadar El-Fetih, görüşmeleri sürdürmüştür. Görüldüğü gibi herhangi bir netice alınamamıştır" şeklinde konuştu.
Süreç Türkiye'yi kökten değiştirecek
Başbakan Erdoğan, "Son 10.5 yıl Türkiye'de demokrasinin özellikle de millet egemenliğinin güç kazandığı, ileri standartlara kavuştuğu, geri dönülemez kazanımlar elde edildiği bir dönem oldu"
Başbakan Erdoğan, çözüm sürecine ilişkin de "Bu süreç gerçekten çok çok önemli, 'hayati' diyebileceğim süreçtir. 'Çözüm süreci' adını verdiğimiz süreçte Türkiye'de siyaseti, sosyal yaşamı, özellikle de ekonomiyi kökten değiştirecek, yenileyecek bir sürecin adımı atıyoruz. Ancak bu süreç bölgemizin barışına, istikrarına, huzur ve refahına katkı sunacak süreçtir" dedi.
Erdoğan, "Türkiye'nin kalkınmasına yönelik çok güçlü umutlar oluştu. Terörsüz, şiddetsiz, korkusuz bir ortamda, güvenli ortamda kalkınma mücadelemizi çok güçlü şekilde sürdüreceğiz. Aynı şekilde bu süreç içerisinde sosyal ve demokratik sorunları ele alacak, bunları toplumsal mutabakatla çözüme kavuşturacağız" şeklinde konuştu.
Çözüm sürecinde görev alan Akil İnsanlar Heyeti'nin Türkiye'yi dolaştığını belirten Erdoğan, "Şu anda yaklaşık 35-36 günü doldurdular ve kalan 2 aylık süreyi de bitirdikten sonra nihai raporlarını hazırlayacaklar. Biz de bu rapor üzerinden adımımızı hükümet olarak atacağız" ifadelerini kullandı.Kılıçdaroğlu'nun sözleri
Brookings Enstitüsü'nde yaptığı konuşma sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Brüksel'de kendisiyle ilgili sözlerine ilişkin, "Süreçle ilgili konuyu tamamıyla avukatlarıma havale ettim. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına hiç kimsenin 'katil' deme cüretini göstermesine müsaade edemeyiz. Ne Uludere'de ne Hatay'da cereyan etmiş bu olaylarla ilgili 'katil' demesine asla müsaade edemeyiz. Bunu temizleyecek olan tek yer vardır hukuk devleti içerisinde, o da yargıdır. Yargıda hesabını kendisi muhakkak verecektir, biz de orada hesabını soracağız" şeklinde konuştu.
Başkanlık sistemi
Erdoğan, başkanlık sistemiyle ilgili bir soruya şu yanıtı verdi:
"Bunun için illa da ABD'deki başkanlık sistemi olacak diye bir şey yok. Bizim olmazsa olmazımız değildir. Eğer Parlamento veya milletimiz 'evet, bu sisteme geçiyoruz' diyorsa bu sisteme geçilir. Çünkü şu andaki mevcut sistemimiz, şöyle geçmişe baktığımız zaman, bizi getirdiği nokta ortadadır. Demek ki bu işin reforme edilmesi gerekir diye düşünüyorum."
Filistin sorunu
Başbakan Erdoğan, "(Filistin sorunu neredeyse bir Türk iç siyasetini ilgilendiren konudur) demiştiniz. Türkiye, daha sonraki süreçte bir Filistin-İsrail sorununun çözümü için girişimde bulunacak mı? Bu, ABD'nin desteklediği planda mı yürütülecek?" yönündeki soru üzerine ise şöyle konuştu:
"Biz, bunu adeta bir 'iç meselemizdir' demiyorum ama iç meselemiz hassasiyeti içerisinde bu olaya yaklaşıyoruz. Tabii burada bir gerçek var; öncelikle El-Fetih ve Hamas'ın uzlaşması sürecini, önce bunu başarmamız lazım. Eğer bu uzlaşma başarılmazsa İsrail-Filistin görüşmelerinden bir netice elde edileceğine inanmıyorum yani bugüne kadar El-Fetih bu görüşmeleri sürdürmüştür. Görüldüğü gibi herhangi bir netice alınamamıştır"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.