Erdoğan'a Denizli'de müthiş karşılama

Erdoğana Denizlide müthiş karşılama
Başbakan Erdoğan, Kırklareli'nin ardından Denizli'ye geldi. Erdoğan, Denizli mitinginde mahşeri kalabalığa hitap etti.

Erdoğan, partisinin Denizli'de Özay Gönlüm Meydanı'ndaki mitinginde halka hitap etti.

Tezahüratlara "Maşallahınız var. 30 Mart'ın adresi belli oldu" diyerek karşılık veren Erdoğan,"Özay Gönlüm ne diyor, Ey benim gözümde tüten, göynümde biten, datlı ezgili Denizlim, üveyik gözlüm, sözü özlüm, eli tüfenkli, demir yürekli Denizlim" sözleriyle konuşmasına başladı.

Vatandaşların "Dik dur eğilme bu millet seninle" sloganları üzerine Erdoğan, "Hiç endişe etmeyin dik duracağız, dikleşmeyeceğiz" dedi.

Ahmet Hulusi Efendi'nin 95 yıl önce "korkmayın, ümitsiz olmayın" dediğini anımsatan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Millet olarak 95 yıl önce korkmadık, umutsuz olmadık, hiçbir kriz karşısında, hiçbir saldırı karşısında, hiçbir badire karşısında korkmadık, umutsuz olmadık. Her zamankinden çok daha cesuruz, çok daha umutlu, çok daha güçlü, çok daha azimliyiz."

CHP'nin desteği ile darbe 

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"17 Aralık darbesi güya CHP'nin desteğiyle yapılacaktı. CHP, Meclis'te gerilimi artıracak, sokakları tahrik edecek, Türkiye'yi yönetilemez hale getirmek için üzerine düşen vazifeyi yapacak, böyle anlaşmışlardı. Gel gör ki bir Anayasa Mahkemesine başvurmayı dahi beceremediler. Yıllardır her yasayı hemen Anayasa Mahkemesine taşırlar. Bu sefer elleri ayaklarına dolaştı, ey Rabbim sen ne büyüksün. İki kez gittiler, ikisinde de başları önde geri döndüler. Birincide son derece acemi şekilde, yasa daha Cumhurbaşkanımıza gitmeden kalktılar, HSYK yasasını Anayasa Mahkemesine götürdüler. Ret cevabı aldılar. İkincide HSYK yasasını Anayasa Mahkemesine götürdüler, dava dilekçelerindeki noksanlıklar sebebiyle yine ret cevabı aldılar. Anayasa Mahkemesine dahi başvurmayı beceremeyen bu adamlar bu ülkeyi nasıl yönetecek. İnanın bunların eline 5 koyun teslim edin, kaybedip gelirler. Bunlar bu. Niye? Bu CHP'nin başındaki genel müdür kasetle geldi, kasetle. Kasetle işbaşına gelen orada durabilir mi? O da bir başka kasetle gidecek, o kadar, onu bekliyor şimdi.

Seçimde oy vereceği sandığı bulamayan adam

Bu, İstanbul'a belediye başkan adayı oldu biliyorsunuz. İstanbul'un Kağıthane semti vardır. Kağıthane semtinden meğerse nüfus kaydını yaptırmış, ikametgah. Kendini takdim ederken 'Nerede oturuyorsun' diye sorduklarında 'Kağıttepe'de oturuyorum' dedi. Yani bu. Niye? Her şeyi çakma, o da çakma. Kasetle işbaşına gelen, oy vereceği sandığı bulamayan, oy dakullanamadı bu seçimde biliyor musunuz? Oy vereceği sandığı bulamayan, bırakın oy dakullanamadı, bu insan ülkeyi yönetebilir mi? İşte böyle darbe girişimine payanda bile olamadı. Bu CHP'nin genel müdürüne daha ne yapsınlar?"

"Tek sermayeniz var, yalan"

"Şimdi yine bir kasetler silsilesi gidiyor, gün geçmiyor ki kasetler çıkmasın. Artık herkes montajcı oldu. Hatta geçenlerde arkadaşlara söyledim, montaj teknolojisi o kadar ileri götürdü ki bu çakma genel müdür için de söyleyin de de bir montaj kaset çıkarsınlar" ifadesini kullanan Erdoğan, "Fakat Meclis'in içinde Anayasa'ya aykırı olduğu halde bakıyorsunuz dinlemeler, dinletmeler yayınlıyor. Zannediyor ki oradan bana oy gelecek" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, "Şimdi bir şey söylüyor, 'Yalancıdan Başbakan olmaz' diyor. Tek zaten bunun doğru söylediği bu. Akşam başka sabah başka ama bugüne kadar tek doğru söylediği bu. Hakikaten yalancıdan, yolsuzluk içinde olandan Başbakan olmaz. Onun için zaten Başbakan olamadınız. Çok partili hayatta CHP'ye bu millet iktidar vermedi. Neden? Çünkü tek sermayeniz var, yalan. Yolsuzluklarla dolu yaşamınız var" dedi.

"Hayatı palavralarla dolu"

Erdoğan, "Kalkıp bize bu tür iftiraları atan bu genel müdür, önce SSK Genel Müdürü olduğu döneme baksın. SSK Genel Müdürü olduğu zamanlarda, hastanelere gittiğiniz zaman şöyle 15, 20 yıl önce, kuyruklarda bekliyor muyduk, ilaçlarımızı alabiliyor muyduk? Neden? Çünkü işin başında bu genel müdür vardı. Hayatı bunun palavralarla dolu, dürüstlük yok bunda. Rahşan affı çıkmasaydı o da içerideydi. Rahşan affıyla kurtardı. Rahşan affı çıktı, işi yırttı. Yoksa o da içerideydi" değerlendirmesinde bulundu.

İstanbul'da görevi CHP'den devraldığını hatırlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Yolsuzluklar belediyesi. İSKİ'nin başında CHP'li bir genel müdür, İSKİ çöktü, İSKİ susuz, İstanbul'da su yok, İstanbul çöp dağlarıyla işgal altında. Hava kirliliği var İstanbul'da. Böyle bir dönem, o zaman aldım İstanbul'u ben de. Aynen Nihat kardeşimin Denizli'yi aldığı gibi. Denizli de öyleydi, Denizli berbattı. Şöyle 12, 13 yıl öncesinin Denizlisi neydi, kasaba, kasaba, öyle mi? 

Erdoğan "Bu ülkede siz okullar, dershaneler, üniversiteler açtınız. Bunları hep bu iktidar sayesinde yapmadınız mı be. Elinize dilinize dursun. Eğer imkanınız varsa kurun partinizi çıkın meydana. Türkiye'den kaçan efendiniz de gelsin, o da partinin başına geçsin, siyaseti böyle yapın" dedi.

Kimsenin endişe duymaması gerektiğini dile getiren Erdoğan, Denizli'nin 1 Nisan'dan itibaren Osman Zolan kardeşiyle daha başka olacağını belirtti.

Erdoğan, tüm mülki sınırların belediye sınırları olacağını, ilçelerin daha güçlü hale geleceğini ifade ederek, imkanların ilçelere farklı dağıtılacağını kaydetti.

"Artık köyler yok, artık mahalle var. Beldeler de mahalle" diyen Erdoğan, tüm imkanların, altyapı, üstyapı, itfaiye, su, içme suyu, kanalizasyon ve jeotermal kaynaklarıylaher şeyiyle farklı bir Denizli'nin olacağını anlattı.

Erdoğan, turizmde Pamukkale'nin patlama yapacağını, mevcut otellerin yetmeyeceğinedikkati çekerek, yeni otellerle Denizli'nin çok daha farklı bir çekim alanı olacağını söyledi.

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Biz bu aşkla yürürken birileri geliyor, bize komplo düzenliyor. Bu komplonun arkasında neresi var? Pensilvanya'daki bir zat var. Pensilvanya'da ki bir zat var, 17 Aralık komplosunun fikir babası o, kasetler oradan çıkıyor, montajlar oradan çıkıyor. Bunlarda zerre kadar itikadi noktada da düşünme yok. Sevgili Peygamberimizi Miraç'tan indirip kamyonete bindirip o şekilde arkasından gidiyorlar kendi televizyonlarında. Böyle bir şey olabilir mi? Çıkmış beddualar yapıyor. Bırakın bir Müslümanı, bizim değerlerimizde, bizim inancımızda bir Müslüman Müslümana değil, herhangi bir insana dahi beddua etmez. Bedduaya lanet, duaya davet. Biz buradayız."

Savaş Ay'ın röportajı

Merhum gazeteci Savaş Ay'ın bir röportaj yaptığına işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:

"O zaman Türkiye'de, daha kaçmamıştı Amerika'ya. Pensilvanya'ya daha kaçmamıştı, Türkiye'deydi. O yaptıkları röportajda Savaş Ay'a diyor ki 'Cebrail Türkiye'de parti kursa desteklemem'. Çok enteresan. Bu kadar kibir, şuursuzca maalesef gördüğünüz gibi farklı sınırları zorlayan ifadeler. Neden? Güya siyasete karşıymışlar da onun için. Bu zat çıkmış, Türkiye'de hükümet devirmeye, Türkiye'de fitne üretmeye çalışıyor. Bunlarda yalan var, bunlarda takiye var, bunlarda iftira var, bunlarda fitne var, bunlarda fesat var. Biz bütün bu olanlara karşı ne diyoruz? 'Ya sabır' diyoruz. Evinize bazı ablalar gelebilir, abiler gelebilir. Bunlara ne deyin biliyor musunuz? 'Biz halimizden memnunuz. Biz halimizden memnunuz' deyin."

"Ülkemiz vagondu, şimdi lokomotif oldu"

Bu ülkede çok ızdırap çektiklerini, kızları başörtülü olarak okullara gönderemediklerini ama şimdi gönderebildiklerini vurgulayan Erdoğan, "Onlara şunu deyin; 'Sen gidebiliyor muydun?' Devlet dairelerine bizim kızlarımız başörtülü olarak giremiyordu. Ama şimdi giriyor. Bizim ülkemiz vagondu vagon, şimdi lokomotif oldu. Buna mı karşısınız? Bu ülkede siz okullar açtınız, dershaneler açtınız, üniversiteler açtınız. Bunları hep bu iktidar sayesinde yapmadınız mı be. Elinize dilinize dursun. 'Eğer imkanınız varsa kurun partinizi çıkın meydana' deyin. Türkiye'den kaçan efendiniz de gelsin, o da partinin başına geçsin, siyaseti böyle yapın" diye konuştu.

"Üç kafadarlar bütün dünyayı kendilerine güldürdüler"

Erdoğan, Denizli'de sandıkların bambaşka aydınlanacağına, AK Parti'nin ampulüyle aydınlanacağına inandığını dile getirerek, "Bunların yanında bir de MHP var. Susarak, saklanarak, gizlenerek, etliye sütlüye karışmadan, daha önce 'okyanus ötesi' der verir veriştirirdi ama şimdi okyanus ötesini göremiyor, kaybetti. Adresi kaybetti. 17 Aralık'ta vazife yükleniyor. Bu üç kafadarlar şu anda bütün dünyayı kendilerine güldürdüler, güldürüyorlar. 'Şu hükümeti bir devirelim de bir yıpratalım' dediler telef olup gittiler. Bunların ciddiye alınacak bir tarafı yok. Bunlar cürümleri kadar bile yer yakamazlar. Onu bile beceremezler" ifadelerini kullandı.

Kaynak: Haber7

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.