Eski sanatlar günyüzüne çıkıyor

Eski sanatlar günyüzüne çıkıyor
Konya'da geleneksel Türk-İslam Sanatları'na ilgi her geçen gün artıyor.

Geleneksel Türk-İslam Sanatları'na ilgi her geçen gün artıyor. Bu da bu konuyla ilgilenen sanatseverleri ve mütevazi sanatçılarını ziyadesiyle memnun ediyor. Manevi havasına yakışır bir şekilde

Konya’da 1997 yılında faaliyete başlayan Destegül Sanat Mektebi’inde, Hüsn-ü Hat, tezhip, ebru,cilt, çini ve karakalem gibi alanlarda eğitim veriliyor. Arapçada çizgi ya da bir satır yazı anlamına gelen hat sözcüğü bugün, güzel anlmına gelen “hüsn” sözcüğüyle birleşince Hüsn-ü hat,Arap harfleriyle yazılmış güzel el yazısı olarak kullanılmaktadır. Hün-ü hat güzel yazı sanatı olup yazarlarına da hattat denir. Kufi, Sülüs, Nesih, Muhakkak, Reyhanî, Tevkî, İcâze, Ta’lik, Divanî, Celi, Rika, Ma’kili dâhil bin kadar çeşidi vardır.
 
Türklerin hat sanatıyla Anadolu'ya geldikten sonra ilgilenmeye başladığı tahmin edilmektedir. Bu alanda en parlak dönemin de Osmanlılar zamanında yaşandığı bilinmektedir. Yakut-ı Mustasımi'nin Anadolu'daki etkisi 13. yüzyıl ortalarından başlayıp 15. yüzyıl ortalarına kadar sürdü. Bu yüzyılda yetişen Şeyh Hamdullah Yakut-ı Mustasımi'nin koyduğu kurallarda bazı değişiklikler yaparak Arap yazısına daha sıcak, daha yumuşak bir görünüm kazandırdı. Türk hat sanatının kurucusu sayılan Şeyh Hamdullah'ın üslup ve anlayışı 17. yüzyıla kadar sürdü. Hafız Osman Arap yazısına estetik bakımdan en olgun biçimini kazandırdı. Bu tarihten sonra yetişen hattatların hepsi Hafız Osman'ı izlemişlerdir.

 
 Hat sanatında yazının temel aracı kalemdir. Hat sanatında kalem olarak daha çok kamış kullanılır. Kamışın ucu yazılacak yazının kalınlığına göre yontulur. Hat sanatında kullanılan mürekkep de özel olarak hazırlanır. Yağlı isin çeşitli katkı maddeleriyle karıştırılmasıyla elde edilen bu mürekkep akıcı biçimde yazı yazmayı sağlar, yanlış yazma durumunda da kolayca silinir. Hat sanatında kullanılan kâğıtlar da özeldir. Mürekkebi emip dağılmaması, kaleme akıcılık sağlaması için kâğıtlar âhar denilen bir maddeyle saydamlaştırılır.
 
 Mektep, kuruluş amacı olarak, Türk-İslam el sanatlarını Selçuklu dönemindeki şaşaasına kavuşturmayı benimsemiş. Geleneksel Türk-İslam el sanatlarının sadece üniversitelerde bu bölümü kazanan çok küçük bir kitleye yönelik olması böyle bir mektebin kuruluşunu da elbette ki tetiklemiştir. Sanat Mektebi, Mevlana Müzesi yanında iki ayrı binada 200 kadar öğrenciye eğitim vermektedir.
 
 Destegül Sanat Mektebi Gelişim Grubu Başkanı Ali Kemal Kakan, “Bu sanatlar uzun soluklu sanatlardır. Örneğin Hüsn-ü Hat sanatında hocanın önüne diz çöküp başladıktan, mezun olana kadar 10 yıl geçer. Sabır, titizlik, dikkat isteyen bir sanat dalıdır. Ayrıca hattat güzel yazı yazdığı kadar, edebi de taşıyandır. Hoca yazıyı öğretirken bir edebi de giydirmek zorundadır öğrenciye. Ondan dolayı da hoca-öğrenci ilişkisi hiçbir zaman bitmez. Ayrıca İslam sanatları, batı sanatları kadar popüler değil. İslam sanatlarının verdiği ağırlıkla ve tevazuuyla hiçbir sanatçı ön plana çıkmak istemiyor” dedi.
 
 Kakan, belediyelerin de destek verdiğini belirterek asla bir ticari amaç güdülmeyen bu mektepten hiçbir kurs ücretinin alınmadığını söyledi. Her meslek grubundan ve çeşitli yakın il ve ilçelerden de öğrencileri olduğunu belirten Ali Kemal Kakan, amaçlarının Konya’yı bir sanat merkezi haline getirmek olduğuna dikkat çekti.
 
 Destegül Sanat Mektebi, Mevlana Müzesi yanındaki yerlerinde, cumartesi günleri öğrencilerine kurs verirken, yapılan eserleri görmek için mektebe gelen sanatseverleri de büyük bir misafirperverlikle ağırlıyor.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.