Gelsin şimdi efendileriniz kurtarsın diyorlar

Gelsin şimdi efendileriniz kurtarsın diyorlar
Erdoğan, 17 Aralık operasyonuyla yargı darbesi yapılmak istendiğini söyledi. Tüm zanlıların suçlu ilan edildiğini söyleyen Erdoğan şöyle konuştu: 'Bir savcı eli cebinde 'İki dakika süren var, anlat ve çık' dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan, 17 Aralık'ta hükümete yönelik operasyon sonrası yaşanan gelişmelerle ilgili olarak Dolmabahçe'de gazeteci, yazar ve STK temsilcilerinden oluşan 47 kişiyle bir araya geldi. Erdoğan, yaklaşık 3,5 saat süren toplantının açılış konuşmasında özetle şunları söyledi: Partimizin bugüne kadar elde ettiği başarılar, milletimizin artan ilgi ve teveccühü, 30 Mart seçimlerinin sonuçlarını şimdiden kestirebilmemizi sağlıyor. Yaptığımız tüm araştırmalarda, partimizin alacağı oy düzeyini net olarak görebiliyoruz. 30 Mart'ta yine biz diğer partilere göre açık ara farkla ipi göğüsleyebileceğimizi şimdiden söyleyebiliriz.

HIZIMIZI KESMEK İSTEDİLER

Önümüz kesildi. Hızımızı kesmek istediler. Son adımları yine hep buna yöneliktir. 17 Aralık komplosunun, 30 Mart seçimleri öncesinde bir kez daha reform kararlılığımız kırmaya, böylece Türkiye'nin yürüyüşünü durdurmaya yönelik bir hamle olduğu konusunda en küçük bir şüphemiz yok. Operasyon 14 ay boyunca gizlendi, 17 Aralık'ta da tüm adalet ve emniyet hiyerarşisi atlanarak yapıldı.

BİR TAŞLA KUŞ KATLİAMI

Yolsuzluk kisvesi altında ama aslında çok farklı boyutları olan bu operasyon masum, rutin bir hukuk işlemi değildir. Hukuki operasyon görünümlü bir paketin içine birbirinden çok farklı hedefler konulmuş, bir taşla bir kaç kuş vurmak değil, adeta kuş katliamı yapılmak istenmiştir. Operasyon daha ilk anından itibaren ulusal ve uluslararası medyanın eşliğinde ilerlemeye başladı. Gizlilik kaydı olmasına rağmen yargının buna uymaması, işleme koymadan önce servis etmesi çok anlamlıdır. Operasyona konulan isim de manidardır. 'Rüşvet ve yolsuzluk operasyonu'.

'İKİ DAKİKA SÜREN VAR'

Sabah saatlerinden itibaren medyada bu tabirler sıkça kullanıldı ve bir algı oluşturuldu. Gizli tutulması gereken belgeler basına sızdırıldı. Adeta bir merkezden düğmeye basılmışçasına muhalefet partileri de bu topa girdi. Sabah operasyon yapıldı, akşam sorgu ve mahkeme süreci bitti. Bir savcının, zanlı olarak çağrılan kişiye eli cebinde söylediği şu: 'İki dakika süren var, anlat ve çık.' Böyle bir sorgulama veya böyle bir yargı anlayışı olabilir mi? Efendilerinizin bundan haberi var. Gelsin şimdi efendileriniz sizi kurtarsın. Zanlı olarak davet edilen insanlara böyle bir şey yöneltilebilir mi? Bu insanlar yaşadıklarını, muhatap oldukları konuları medya ile zaman içerisinde de paylaşacaklar.

KÜRESEL BİR SUİKASTTİR

Hedefin bir yolsuzluk operasyonu olmadığı, hedefin bir milli irade suikasti olduğu en başından itibaren son derece aşikardır. Yolsuzluk kılıfı altında bir kaç nokta hedef alınıyor ve oralarda sonuç alınmak isteniyor. Burada çok ciddi ülkemin büyümesine yönelik bir suikast vardır. Birçok dev yatırımları, büyük yatırımlara girmiş ve girmekte olan girişimciler, burada haklarında dosya açılmak suretiyle henüz işlemler başlamadığı halde medyaya verilmek suretiyle lekelenmiştir. Dolayısıyla bu küresel bir suikasttir de aynı zamanda.

PARALEL YAPI DEŞİFRE OLDU

Yolsuzluğun sadece kılıf olduğunu görerek, daha kapsamlı bir saldırı ile karşı karşıya olduğumuzun bilinciyle önlemlerimizi süratle devreye koymuş bulunuyoruz. Bu olayın olumlu bir yönü varsa, o da devlet içine sızmış, paralel devlet olma heveslisi bir örgütün neler yapabileceğinin tüm millet tarafından açıkça görülmesi oldu. Bu sürecin bana göre en önemli kazanımı budur.

AMAÇLARI YARGI DARBESİYDİ

Savcının açıklamasının ardından HSYK açıklaması tehditin boyutlarını gözler önüne serdi. Siz oraya milletin iradesiyle gelmediniz. Siz atama ile geldiniz. Bir tarafta atama ile gelenler var, öbür tarafta milletin seçimiyle gelenler var. Eğer bu ülkede egemenlik kayıtsız şartsız milletin ise milletin seçtiklerinin söylediği şeyler olacaktır. Bu süreçte örgütsel mantık içinde örgüt içi hiyerarşi gözetilerek Türkiye'de bir yargı darbesi yapılmak istendi. Egemenlik milletten alınıp yargıya devredilmeye çalışıldı.

Geleceğimizi karartamazlar

Bunu gördük, biz buna karşı çıktık ve karşı çıkmaya da devam edeceğiz. Millet iradesi dışında hiçbir gücün hükümet değiştirmesine asla izin veremeyeceğiz. Geçmişte ülkemize çok ağır faturalar ödeten bir kötü yolun açılmasına müsaade etmeyeceğiz. Karşı karşıya olduğumuz durum, Türkiye'nin istikrarını, istiklalini ve istikbalini ciddi şekilde tehdit eden bir hadisedir. Türkiye'nin geleceğinin karartılmasına, bağımsızlığının yıpratılmasına ve istikrarının bozulmasına izin vermeyeceğiz. Ülkemiz üzerinde gerçekten küresel bir operasyon yapılma gayreti olmuştur. İnşallah bu olayın sonunun da ülkemiz için hayırlı olacağı inancındayım.

Artık geri dönüş yok

Gazeteci ve yazarların toplantı çıkışında yaptığı açıklamalar şöyle:

Mehmet Barlas: Halk Bankası konusunda 'BDDK'ya talimat verdik, incelettik, Halk Bankası tertemiz çıktı. Dönüşü olmayan nokta geçildi. Artık paralel devlet konusunda atılması gereken adım ne varsa hepsini atacağız, geri dönüş yok' dedi.

Akif Beki: Kendisini güçlü sözlerle ifade etti. Hükümete yapılanı yargı darbesi olarak nitelendirdi. Dershaneler konusunda talepler olduğunu ama bu konularda pazarlığa açık olmadığını söyledi.

CAN PAKER: Başbakan çok kararlı. Bunu Türkiye'nin geleceğiyle ilgili bir darbe olarak lanse ediyor. Cemaatle ilgili olarak 'kimseyle pazarlığa girmeyiz' dedi.

YASİN AKTAY: 'Son derece tatmin edici, aydınlatıcı bir görüşme oldu. 17 Aralık operasyonun bir darbe operasyonu olduğu konusunda hiçbir kuşku yok. Olayın uluslarası boyutları var. Türkiye'ye vurulmak istenen bir darbe var' dedi.

Doğu Ergil: Başbakan, Kendisinin şahıs olarak, hükümet olarak sapasağlam durduğunu, uluslararası düzeyde Türkiye'nin fazla fire vermediğini söyledi.

yeni şafak

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.