'Gönüllerindeki Mevlana'yı anlattılar
Yayınlanma:
Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü tarafından 738inci Vuslat Yıldönümü nedeniyle Gönlümüzdeki Mevlana söyleşisi gerçekleştirildi.
Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü tarafından ‘738’inci Vuslat Yıldönümü’ nedeniyle ‘Tarihi Süreçte Mevlana ve Eserleri’ konulu ulusal sempozyum çerçevesinde ‘Gönlümüzdeki Mevlana’ söyleşisi gerçekleştirildi. Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde düzenlenen söyleşiye Mevlana’yı eserlerinde ve köşe yazılarında dile getiren Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Süleyman Ateş, Araştırmacı-Yazar Nevin Halıcı, Gazeteci-Yazar Avni Özgürel ile Nevval Sevindi katıldı.
Öğretim üyeleri ve öğrencilerin de dinlediği söyleşi, Selçuk Üniversitesi’nin tanıtım filmi ile başladı. Ardından gazetecilerin biyografileri okundu.
“MEVLANA’NIN FİKİRLERİ DÜNYAYA YAYILIYOR”
Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Yrd.Doç.Dr. Nuri Şimşekler, Mevlana’nın fikirlerinin bugün bütün dünyaya yayıldığını belirterek, “Mevlana’nın yaşadığı dönemde ‘Gün gelecek bizim manamız güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar bütün ülkelere ulaşacak, insanlar bizim bu sözlerimizle süslenecek’ sözünü dile getirdiğini biliyoruz. Mevlana hakikati o dönemde görmüş bir şahsiyettir. Mesnevinin bugün 20 dile çevrilmesi de bunun kanıtıdır.” dedi.
Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Süleyman Ateş ise konuşmasında, ‘Konya’ya gönülden bağlıyız. Fırsat buldukça buraya gelmeye çalışıyorum. Memleketim Elazığ kadar Konya’yı da seviyorum. Mevlana’ya her gelişimde ondan yeni fikirler öğrenerek dönüyorum. O, fikir dünyamızı zenginleştirip, bizlere ışık oluyor.” diye konuştu.
“KENDİMİ MEVLANA’YA YAKIN HİSSEDİYORUM”
Araştırmacı-Yazar Avni Özgürel de Konya’nın Mevlana’dan dolayı kendisinde derin bir anlam ifade ettiğini belirterek, “Konya’ya dolayısıyla da Mevlana’ya kendimi hep yakın hissettim. Herkes balayına denizin ve güneşin olduğu bölgelere giderken biz balayı için Konya’ya geldik. Sadece Konya’nın değil Türkiye’nin pek çok değerinin farkına varılmadığını, kıymetinin bilinmeğini düşünüyorum. Mevlana ve O’nun öğretileri de değeri yeterince bilinmeyen kıymetlerimizdendir. Gönüllerdeki Mevlana dediğimizde benim aklıma O’nun öğretilerini öğrenmedeki gönüllülük geliyor. O’nu bilmek ve öğrenmek her şeyden önce gönüllü olmaya bağlı.” dedi.
“KANSERLE MEVLANA’NIN FİKİRLERİYLE MÜCADELE EDİYORUM”
Yazılarında Konya ve Mevlana’yı anlatan Araştırmacı Yazar Nevval Sevindi ise Konya’ya ilk kez 15 yaşında atletizm müsabakalarına katılmak için geldiğini söyledi. Konya’ya sık sık gelmeye çalıştığını belirten Sevindi, “Küçük yaşlarda Farsçayı öğrendim. Bu bana Mevlana’yı yakından tanıma fırsatı sundu. Onun eserlerini her okuduğumda kendimi hep yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Yakalandığım kanserle de onun fikirlerine sarılarak mücadele ediyorum. Hastalığım benim için musibet değil, bir imtihan oldu. ‘Kanserle Yaşıyorum’ kitabımda da bunu anlattım.” dedi.
MEVLANA’DA MUTFAK KÜLTÜRÜ
Mevlevi mutfağı ile ilgili yaptığı araştırmalarla dikkat çeken Araştırmacı-Yazar Nevin Halıcı da, Mevlevilikteki mutfak kültürünü anlattı. Türk mutfak kültürünün çok köklü bir geçmişi olduğunu vurgulayan Halıcı, “Mevlana’nın ‘Hamdım, Piştim, Yandım’ sözü Mevleviliğin mutfak kültürünü anlatmaktadır. Mevlana eserlerinde yemekle ilgili bizlere sayısız bilgiler vermiştir. Bu bilgiler o dönemin yemek kültürü için son derece aydınlatıcıdır.” diye konuştu.
Söyleşinin ardından Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Yrd.Doç.Dr. Nuri Şimşekler, günün anısına konuklara ‘Sanata ve Bilime Saygı Heykelciği’ hediye etti.
“MEVLANA’NIN FİKİRLERİ DÜNYAYA YAYILIYOR”
Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Yrd.Doç.Dr. Nuri Şimşekler, Mevlana’nın fikirlerinin bugün bütün dünyaya yayıldığını belirterek, “Mevlana’nın yaşadığı dönemde ‘Gün gelecek bizim manamız güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar bütün ülkelere ulaşacak, insanlar bizim bu sözlerimizle süslenecek’ sözünü dile getirdiğini biliyoruz. Mevlana hakikati o dönemde görmüş bir şahsiyettir. Mesnevinin bugün 20 dile çevrilmesi de bunun kanıtıdır.” dedi.
Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Süleyman Ateş ise konuşmasında, ‘Konya’ya gönülden bağlıyız. Fırsat buldukça buraya gelmeye çalışıyorum. Memleketim Elazığ kadar Konya’yı da seviyorum. Mevlana’ya her gelişimde ondan yeni fikirler öğrenerek dönüyorum. O, fikir dünyamızı zenginleştirip, bizlere ışık oluyor.” diye konuştu.
“KENDİMİ MEVLANA’YA YAKIN HİSSEDİYORUM”
Araştırmacı-Yazar Avni Özgürel de Konya’nın Mevlana’dan dolayı kendisinde derin bir anlam ifade ettiğini belirterek, “Konya’ya dolayısıyla da Mevlana’ya kendimi hep yakın hissettim. Herkes balayına denizin ve güneşin olduğu bölgelere giderken biz balayı için Konya’ya geldik. Sadece Konya’nın değil Türkiye’nin pek çok değerinin farkına varılmadığını, kıymetinin bilinmeğini düşünüyorum. Mevlana ve O’nun öğretileri de değeri yeterince bilinmeyen kıymetlerimizdendir. Gönüllerdeki Mevlana dediğimizde benim aklıma O’nun öğretilerini öğrenmedeki gönüllülük geliyor. O’nu bilmek ve öğrenmek her şeyden önce gönüllü olmaya bağlı.” dedi.
“KANSERLE MEVLANA’NIN FİKİRLERİYLE MÜCADELE EDİYORUM”
Yazılarında Konya ve Mevlana’yı anlatan Araştırmacı Yazar Nevval Sevindi ise Konya’ya ilk kez 15 yaşında atletizm müsabakalarına katılmak için geldiğini söyledi. Konya’ya sık sık gelmeye çalıştığını belirten Sevindi, “Küçük yaşlarda Farsçayı öğrendim. Bu bana Mevlana’yı yakından tanıma fırsatı sundu. Onun eserlerini her okuduğumda kendimi hep yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Yakalandığım kanserle de onun fikirlerine sarılarak mücadele ediyorum. Hastalığım benim için musibet değil, bir imtihan oldu. ‘Kanserle Yaşıyorum’ kitabımda da bunu anlattım.” dedi.
MEVLANA’DA MUTFAK KÜLTÜRÜ
Mevlevi mutfağı ile ilgili yaptığı araştırmalarla dikkat çeken Araştırmacı-Yazar Nevin Halıcı da, Mevlevilikteki mutfak kültürünü anlattı. Türk mutfak kültürünün çok köklü bir geçmişi olduğunu vurgulayan Halıcı, “Mevlana’nın ‘Hamdım, Piştim, Yandım’ sözü Mevleviliğin mutfak kültürünü anlatmaktadır. Mevlana eserlerinde yemekle ilgili bizlere sayısız bilgiler vermiştir. Bu bilgiler o dönemin yemek kültürü için son derece aydınlatıcıdır.” diye konuştu.
Söyleşinin ardından Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Yrd.Doç.Dr. Nuri Şimşekler, günün anısına konuklara ‘Sanata ve Bilime Saygı Heykelciği’ hediye etti.
Kültür Sanat
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.