Kılıçdaroğlu, Hakan Albayrak'ı neden över!

Kılıçdaroğlu, Hakan Albayrakı neden över!
Yeni Şafak'ın ABD temsilcisi ve yazarı Ali Akel'in işten çıkarılmasını suistimal ederek Yeni Şafak'a ve hükümete hücum edenler sınıfına CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı, hem de Hakan...

Yeni Şafak'ın ABD temsilcisi ve yazarı Ali Akel'in işten çıkarılmasını suistimal ederek Yeni Şafak'a ve hükümete hücum edenler sınıfına CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı, hem de Hakan Albayrak'ı alet ederek!


Kılıçdaroğlu partisinin gurup toplantısında Ali Akel'in Yenişafak gazetesindeki görevine son verilmesini eleştirirken hükümete yüklenmek için Hakan Albayrak'a da övgü yağdırdı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, toplu sözleşme görüşmelerinde Memur-Sen'in de hakem heyetinde bir temsilci görevlendirdiğini, ancak bu temsilcinin, memurların aleyhine oy kullandığını savundu.
Bu durumun, ''emanete hıyanet'' anlamına geldiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, sendikacılığın yürekli insanların işi olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, ''Sen oraya memurun hakkını savunmaya görevlendirildin, AKP'nin yalakalığını yap diye seni orada görevlendirmediler. Maşalı sendikacılık... Maşa da iktidarın elinde. İşçilerin, memurların paralarını yiyen, altlarında lüks arabalarla gezen insanlar bunlar'' dedi.
Haklarını arayan 305 havayolu çalışanının, SMS ile işlerine son verildiğini belirten Kılıçdaroğlu, aydınların üzerinde yapılan baskının artık çalışanların da üzerinde yapıldığını söyledi.
Türk-İş'in, bu duruma tepki gösterip göstermediğini görmek için internet sitesine baktığını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Genel Sekreter açıklama yapmış, 'Yanındayız' diye. Ama yanında değiller, neredeler- Bence orayı kapatsalar daha iyi olur. Uluslararası Çalışma Örgütü standartları, Türkiye'nin imzaladığı uluslararası sözleşmeler ve Anayasa'ya rağmen çalışanlar üzerinde açıkça baskı kuruluyor. Türk-İş utana sıkıla, ayıp olmasın diye basın açıklaması yapmış'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, ''havayolu çalışanlarının sürdürdüğü mücadelenin yalnızca kendileri için değil, ülkenin bütün insanları için, kula kul olmamak için verilen bir mücadele'' olduğunu dile getirdi. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin her zaman bu çalışanların yanında olacağını ifade etti.
-''Yeni bir açılım yapmıyoruz''-
Yarın Başbakan Recep Tayip Erdoğan ile bir araya geleceklerini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''CHP çözüm üreten partidir. CHP, bu ülkenin bütün sorunlarına duyarlı olan bir partidir. CHP, sorunları çözmek için mücadele eder. CHP, halka güven vermenin yolunun bu olduğunu bilir, bunun için yola çıktı. Yeni bir açılım yapmıyoruz. Biz, çözüm yöntemi öneriyoruz"
Kılıçdaroğlu, ''Kendi gazetelerindeki yazarlar, Uludere olayı dolasıyla Başbakan'ı eleştiriyorlar, 'olmaz, bunu yapmayın' diyorlar. Sen misin yapmayın diyen, işine son. Ali Akel'den söz ediyorum. Kim kendisini eleştirse tahammül edemiyor'' dedi.
Gazeteci Hakan Albayrak'ı da kutlayan Kılıçdaroğlu, Albayrak'ın ''Madem Ali Akel ile yollarınızı ayırdınız, ben de sizin gazetenizde yazmam'' demesinin, büyüklük, halk sevdalısı, demokrasi, özgürlüklerden yana tavır olduğunu ifade etti.
Başbakan'a, Uludere olayı konusunda İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in mi yoksa Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in söylediklerini mi desteklediğini sorduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, ancak cevap alamadığını belirtti. Kılıçdaroğlu, ''Özür dilemediği sürece Uludere olayı onun yakasında kalacaktır. 34 yurttaşımızın öldürülmesinin bir tek sorumlusu vardır, Hükümet'tir, Hükümeti yöneten Recep Tayyip Erdoğan'dır'' diye konuştu.
Demokrasilerde herkesin, düşüncesini özgürce açıklayabildiği bir iklimin bulunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, ''O iklimin olmadığı demokrasi, demokrasi değildir. Demokrasi iklimi, havası kirlendi. Çevre kirliliği diyoruz, en büyük kirlilik şu anda demokraside var. Aydınlarımız nefes alamıyor, konuşamıyor, yazamıyor, çizemiyor. Aydınlardan isteğim; susmayın, konuşun, kağıt parçası bulsanız bile yazın, yazmaktan çekinmeyin'' görüşünü dile getirdi. Kılıçdaroğlu, bedel ödeyen aydınları tarihin, insanların, dünyanın unutmadığını belirterek, şehidin cephede ödediği bedel gibi demokrasilerde de aydınların bedel ödediğini söyledi.
-''Güç gösterisi Firavunlaşmaktır''-
Halkın iki nedenden dolayı gerçeklerden kopuk olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Birincisi gerilimin tırmandırılması. Başbakan o kadar güçlü bir söylemle, o kadar toplumu, aydınları itibarsızlaştıran söylemle yola çıkıyor ki toplum geriliyor. Toplum gerilince onun yandaşları acaba ne oluyor bu ülkeye diye, kendi sorununu unutuyor, başka soruna, gerçeğe kilitleniyor.
Bu yapı önümüzdeki en tehlikeli yapılardan biridir. Gerilen toplumda, sağlıklı düşünce olmaz, geren kişinin arkasında kendisine göre ordu oluşur, düşünmeyen, koşulsuz destek veren bir toplum oluşur. Bu gerginliğe, tuzağa kimsenin düşmemesini isterim. Yurttaşlarımızın, 'neden sen toplumu geriyorsun, germek senin diktatör yapına süre kazandırmak için mi-' sorusunu sormalarını isterim. Toplumun gerildiği ortamda sağlıklı düşünme olmaz. Kini, öfkeyi atacağız, sevgiyi bu toplumda egemen kılacağız. Gergin siyasetin topluma vereceği bir şey yoktur.

Siyasi şov ve güç gösterileri de demokrasilerde olmaz. Akıl ve mantığınla yola çıkacaksın. En büyük güç gösterisini yapan 1940'ların Hitleriydi. Ne oldu sonu- Güç gösterisi Firavunlaşmaktır. Sen toplumu, yazarı, çizeri, esnafı, sanayici ezerim, en güçlü benim diye yola çıkarsan sonuç alınmaz noktalara, girdabın içinde kayboluruz demektir. Demokrasi, özgürlük nerede diye sormaya başlarız. Toplumun gerildiği noktada sorunlardan kopuk toplum çıkıyor. Medyayı, devleti yanına aldın, devletin üzerinde baskı kurdun, tek AKP devleti var karşımızda; valisinden, kaymakamına kadar. Bu yapı nereye kadar gidecek. Bu yapıyı her yurttaşın sorgulamazı lazım.
Bütün yurttaşlara, özellkle AKP'ye oy verenlere sesleniyorum; bu gerginlik politikası ülkeyi çıkmaza götürür, ülkede sorun yaratır. Kavgalı, sorunlarla boğuşan Türkiye var, neden barış, huzur içinde yaşamıyoruz- Ey AKP'li kardeşim; önce kendine bu soruyu sor, vicdanında tart. İşçi kardeşlerime, taşeron yanında çalışan kardeşime soruyorum; Başbakan 2004'te 'ben aldığım başbakanlık aylığıyla geçinemiyorum, şirket kurdum' demişti Sen 500-600 lirayla hayat kavgası veriyorsun. Dönüp sorgulasana, ne oluyor bu ülkede diye sorsana. Gerginlik politikasının tuzağına düşme, o girdap tehlikeli. Hayatı sorgula, ne zaman tatile gideceğim, mutlu yaşayacağım, çoluk, çoğum ne zaman okula karnı tok başı dik gidecek diye sor. Korkuyorsun, sorarsam başıma bir şey gelir mi diye. Bu ülkenin insanları, yürekli, cesur olmak zorundadır.''
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.