"Kopukluk olmasını istemedik"

"Kopukluk olmasını istemedik"
Başbakan Yardımcısı Atalay, Gezi Parkı olaylarına ilişkin "Siyasetteki en önemli rehberimiz milletin tercihleri. Böyle bir hükümet vatandaşın masum tercihlerini gözardı edebilir mi?" dedi.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Kanal 7 televizyonunda canlı yayınlanan "İskele Sancak" programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan olayların hatırlatılarak, "Bu düğüm nasıl çözülecek?" denilmesi üzerine Atalay, yaşanan gelişmeleri daha iyi değerlendirme, analiz etme çabası içinde olduklarını söyledi.Parti ve hükümet olarak en önemli özelliklerinin halkla iletişimi iyi yürütmek olduğunun altını çizen Atalay, şöyle konuştu:

"Kopukluk olmasını hiç istemedik. Her zaman ayda iki defa kamuoyu yoklaması yaparız, icraatlarımızla ilgili vatandaşlarımız ne düşünüyor, onu alırız. Taksim'deki yapılanmayla ilgili sürüp giden tartışmalar var, hem 2011 seçimlerinden önce burayla ilgili kararlar var, bizzat Başbakanın açıklamaları var. Büyükşehir Belediye Meclisinin aldığı kararlar var. Yargının aldığı karar var. Şu yeni tartışmalar var, burada Başbakanımızın da hassasiyeti var. Yani şu önümüzdeki günler bütün bunların herhalde değerlendirilip, yeniden bir çıkış yolunun bulunacağı günler olacak. Biz de bunları değerlendiriyoruz. Bir yargı kararı olunca yeniden değerlendirmeler olacak demektir. Ama Başbakanımızın önceki kararla ilgili 2011 seçimlerindeki açıklamalarla ilgili oranın tarihi bir mekan olarak düzenleneceği yönünde yeni açıklamaları var. O açıklamaları biz önemli görüyoruz. Türkiye'de en yetkili ağız o açıklamayı yaptıktan sonra bizim orada çok fazla şey söyleme imkanımız yok. Ama yargı kararı yeniden değerlendirme içinde bir
faktördür. Onu bir kenara da koyamazsınız. Neticede ona itiraz edilecek, onunla ilgili değerlendirmeler olacak. Gelişmeleri biraz da bütün bunlar belirleyecek. Hükümetin de önünde bir konudur. Hükümet de tabii bu çerçevede vatandaşların tutumunu, tepkisini gözönüne alarak yeniden değerlendirme yapacaktır."

Farklı yerlerde farklı kesimlerin gerekçeleri olduğunu ifade eden Atalay, bazı yerlerde gerekçenin çevre olmaktan çıktığını ve ideolojik kimlikler kazandığını söyledi.

"Hükümet olarak gelinen noktayı öngöremediniz mi?" sorusu üzerine Atalay, "Bazı şeyler belki öngörülebilir ama böyle sokağa dökülecek bir eylem bu denli doğrusu öngürüldü diyemem. Neticede Taksim'de başlayan ve ani gelişmiş bir şey. Ama onun üzerine daha çok organize olmuş bir durum. Her iktidarın muhalefeti vardır. Hele Türkiye gibi bir yerde, 11 yıldır iktidarsanız, belli kesimlerin kendilerine göre tepki gerekçeleri vardır ve muhalefetiniz olacaktır ama bunun bu şekilde biraz da illegal yapıların karışmasıyla sokağı etkileyecek noktaya gelmesi ani bir şeydir" diye konuştu.

Faiz lobisi

"Başbakan Faiz lobisinden bahsetti, bunu biraz açabilir misiniz? Olayların başlamasının planlanlandığı yönünde kanaat var mı?" denmesi üzerine Atalay, olayların önceden planlanmış olmasa da katılım safhasında epeyce planlanmış bir eylem olduğunu belirtti.

Türkiye'de sermaye çevrelerinin bu eylemde önemli bir payı olduğunu gördüklerini bildiren Atalay, "Başbakanın kastettiği tabii bu genelleme içinde yani medyaya ilk günden reklamları kesen, belli medya kesimine karşı 'bu tepkileri vermezseniz reklam vermiyoruz' diyen sesler var. İş çevrelerinden değişik mesajlar var, kimin ne söylediği bunlar elimizde. Bütün bunlara baktığınızda Türkiye'deki medya yapılanması içinde, sermaye ve medya yapılanması içinde bunu görüyorsunuz. Uluslararası alana baktığınızda yine öyle, uluslararası alan bu gelişmeleri çok çabuk satın aldı" diye konuştu.

Uluslararası medyanın olayı tam anlamadan Ortadoğu refleksi içinde hareket ettiğini vurgulayan Atalay, "Kimi Türkiye'ye karşı kızgınlık, kimi kıskançlık, Türkiye'nin hızlı gelişen bir ülke oluşu, dünyada yıldızı parlayan 3-5 ülkeden birisi vesaire dolayısıyla hepsinin getirdiği bir kıskançlık da var" ifadesini kullandı.

Bizler hepimiz her konuda aynı düşünen insanlar değiliz

Atalay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kimseyi dinlemediği yönündeki eleştirilerle ilgili, "Uyarı yapma, gidişat, tehlikeler, tehditler konusunda Başbakan'a bir şey söylemekten çekinir misiniz?" sorusuna, şöyle cevap verdi:

"Hayır ben hiç çekinmedim. Ben parti kurulduğundan beri Başbakanımızla yakın çalışıyorum ve ilk günden beri bu hükümetin içindeyim kabine üyesiyim ve biz söyleyeceğimiz her şeyi rahatça söyleriz. Orada en küçük bir tereddütümüz olmaz ve burada bulunmamızın en önemli amacının da bu olduğunu biliriz. Bizler hepimiz her konuda aynı düşünen insanlar değiliz. Zaten öyle olmamız iyi de olmaz mümkün de değil. Farklı düşünceler olur biz bunları konuşuruz. Başbakanımız istişarede hayır vardır der ve edildiğinde istişarenin sonucuna genelde uyar. Bizim ortamlarımız konuşulan ortamlardır. Kimi olaylarda fırsatlar, ortamlar olmayabilir ama genelde AK Parti bir stratejiyle yürür. İlk günden beri bizim mutfağımız iyi çalışır, strateji çalışırız ve bu stratejiler istişareyle olgunlaştırılarak iyi değerlerdirmelerle gelişir. Onun için biz bugüne kadar pek çok reformlar yaptık. Onun için 11 yılda sürekli oyumuzu arttırarak gittik ve Türkiye değişti bunu herkes biliyor."

Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül ilişkisi çok çetin sınavlardan geçmiştir

Taksim Gezi Parkı'ndaki olayların ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ve Başbakan Erdoğan'ın farklı açıklamalar yapmasının eleştirildiğinin hatırlatılması üzerine Atalay, şöyle devam etti:

"İkisinin ayrı yerde durması normal. Birisi Başbakan, siyasi iradenin başı, birisi devletin başı, Cumhurbaşkanı. İkisinin farklı yerde durması ve olaylarda da zaman zaman farklı tutum sergilemesi gayet normal bir şey. Başbakan icranın başında, kararlı bir tutum sergiliyor, verilen kararlar var, o kararların takipçisi oluyor. Cumhurbaşkanı devletin başı ve belki zaman zaman toparlayıcı bir tutum sergileyebilir bu normal bir şey. Ben ikisine de yakın olmaktan, ikisiyle de çalışmaktan çok gurur duyarım, Rabbim'e hamd ederim. Bunlar iki güzel insan, ben hep öyle gördüm. Türkiye'nin şu andaki büyük şansı bunlar. Türkiye bugüne kadar böyle bir kadroya da sahip olmamıştır. Bu iki tarz birbirini tamamlar. Cumhurbaşkanımız da bu hareketin içinden gelen bir insan. Tayyip Erdoğan Abdullah Gül ilişkisi çok çetin sınavlardan geçmiştir bugüne kadar. Büyük bir hareketin, kutlu bir hareketin derininden beri birlikte gelen insanlar. Yani böyle yüzeysel değerlendirmelerle açıklanabilecek konumlar değildir bunlar. "

Gençlerimiz çok değerli

Başbakan Yardımcısı Atalay, katılımcılığı önemli gördüklerini, daima gençlere ülke meseleleriyle ilgilenmeleri, siyasetten uzak durmamalarını tavsiye ettiklerini belirterek, "İnsanlar dileklerini, düşüncelerini Türkiye'de daima ortaya koyarlar ve biz onlardan faydalandık, faydalanırız. Bunların yöntemleri vardır, yolları vardır. Sivil toplum kurululuşlarıyla biz çok yakın bir temas içindeyiz. STK'ları teşvik ediyoruz. Demokrasinin olmazsa olmaz şartı seçimse, sandıksa, birisi de STK'lardır" ifadelerini kullandı.

Siyasetteki en önemli rehberlerinin milletin tercihleri olduğunu dile getiren Atalay, "Böyle bir parti böyle bir hükümet vatandaşın masum tabii tercihlerini gözardı edebilir mi? Gençlerimiz çok değerli, ben o gençlerimizin "benim hayat tarzıma müdahale ediyor" şeyine katılmıyorum. AK Parti'ye AK Parti hükümetlerine "işte özgürlük alanlarını daraltıyor", "hayat tarzına müdahale ediyor" suçlaması hem bizim hükümete haksızlıktır, hem Türkiye'ye haksızlıktır. Bakın şu 11 yılda bizim en büyük mücadelemiz yasaklarladır, tabularladır. Türkiye'yi normalleştirmek için çalışıyoruz. Nice yasaklar vardı, olağanüstü haller vardı" diye konuştu.

Tasim Platformuyla diyaloglar daha da fazla olmalı

Tasim Platformuyla diyaloglarını sürdürüp sürdürmeyecekleri yönündeki soru üzerine Atalay, şöyle devam etti:

"Zaten görüşülüyor. O diyaloglar daha da fazla olmalı, ben o diyalogları da çok önemli görüyorum. Ama şunu ayıracağız bakın; Türkiye'de bu olay Taksim kalsaydı farklı değerlendirilirdi. Ama Ankara'nın dışına hem Taksim'in dışına; işte bir çarşı grubu var; Başbakanlık Ofisini işgal etmek istiyor, Dolmabahçeyi. Efendim Kızılay'dan Başbakanlığa yürümek istiyorlar. Yani neticede masum bir çevre hareketi değil. İdeolojik, siyasi ortaya illegal örgütler ki; onların ismi var bizde, tespitleri var. İllegal örgütler böyle zamanlarda böyle fırsatları kullanan çoktur. Kimi muhalefet partileri kullanır, kimi illegal örgütler kullanır. Baktığımızda olayın çehresi çok değişti."

Türkiye ilk defa bu kadar normal bir dönem yaşıyor

Kendi dönemlerinde Türkiye'nin normalleştiğini, üniversitelerde kıyafet tartışmalarının sona erdiğini, herkesin istediği gibi yaşadığını belirten Atalay, "Hiçbir yerde insanların kıyafetine filan bir müdahale söz konusu olmamıştır. Türkiye ilk defa bu kadar normal bir dönem yaşıyor. Ama birileri bundan rahatsız. Hayat tarzına müdahale diye, yani şöyle somut olarak söylenilsin neler var. Nerede nasıl müdahale edilmiş?" diye konuştu.

Polisin vatandaşın ve kamunun malını korumak için var olduğunu ifade eden Atalay, "Bu kadar büyük gelişmeler içerisinde yanlışlıklar olabilir olanlar düzeltilir. Herkes insandır, güvenlikçiler de savcılar da. Sosyal medya üzerinden tahrik eden tamamen yalan ne haberler yayınlandı. Onların da elde listeleri var. Sosyal medya ile ilgili sorun olarak o boyutu önümüzde onu da görmek lazım" dedi.

İmralı ile görüşmeler

İmralı'ya 6. heyetin gitmesi ve görüşmenin devamına ilişkin soru üzerine ise Atalay, "Burada iki boyut var, bir istihbarat birimlerimiz İmralı'yla görüşüyor, onu istihbarat teşkilatımız yürütüyor. Bir de siyasi ayağı var, buda BDP'dir, onu da biz çok önemli görüyoruz. Yani siyaset kurumu olarak işin içinde. Biz kendimiz hükümet olarak İmralı'yla görüşmüyoruz, orayla istihrabarat teşkilatımız görüşüyor. Ama biz BDP ile görüşüyoruz. Bu süreç böyle yürüyor. Şu anda da yürüyen süreçle ilgili değerlendirmeler yapıyorlar. BDP'nin grup başkanvekili ve eş başkanı gittiler, onlar geldikten sonra da tekrar onlarla görüşüyoruz. Bunun mahiyeti sürecin yürümesiyle ilgili yani bilgi değişimi, mevcut süreç nerede şu anda, dışarıya çıkış hangi safhada, bütün bunlar, onların kendi aralarında yaptığı çalışmalar" diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.