
Nesli cedit ve nesli kadim farkı
Yetmişli yıllarda delikanlılık çağında olan nesil bizim nesil idi. Bugün elli’li yaşlardayız. Kimimiz torun torba sahibi kimimizde aday konumundayız. Bizim nesil ile şimdiki nesli kıyas, her şeyin kendi şartları içinde düşünüleceğinden doğru olmayabilir. Diğer bir ifade ile her şey döneminin şartları içinde değerlendirilmek durumundadır.
“Gençlerle Baş başa” isimli baş ucu kitabının yazarı merhum Ord.Prof.Dr Ali Fuat Başgil,en önemli ideal ,mefkure adamlarımızdan biri idi. Yarın ki Türkiye’yi kurgulayan Erol Güngör,Nurettin Topçu,Batı Sanayi ve Teknolojisini şiddetle savunan Sultan2.Abdülhamid Han’ın yeğeni,Adem-i Merkeziyet ve Teşebbüs-i Şahsinin kuramcısı Prens Sabahaddin ve daha niceleri bugünkü nesli cedit’in bihaber olduğu düşünürlerimiz.Oysa onların ne kadar bilinmesine ihtiyaç var.
Nesli Kadim ve Nesli cedit arasında kültürel miras neredeyse yok desek yanlış olmaz.Prens Sabahaddin ve Gazi Mustafa Kemal’in düşüncelerini kendi söylemlerinden orijinal halleri ile okumaya çalışıyorum.Osmanlıca bilmeme rağmen yinede sözlük kullanma gereği hissediyorum.Hani resmi tarih ve gayri resmi tarih söylemleri var ya,siz buna bağımlı kalmadan tarih okumaları yapmak istiyorsanız,evvel emirde Osmanlıca,ardından Almanca,İngilizce ve Fransızca en son Rusça bilmek durumundasınız.Mukayeseli tarih okuması ancak böyle yapılabilir.Balkan bozgunu bizim resmi tarihte tüm çıplaklığı ile anlatılmaz.Oysa tarih geçmişi anlayıp geleceği kurgulamak sanatı ilmi değil de nedir.
İdeal ve mefkûre sahibi olabilmek için, geçmişin acı ve ızdıraplarını hissetmek gerekir. Balkan Bozgununu, Rusların Yeşilköye gelişini anlayamayan insan İstanbul un, payitahtın, vatanın kıymetini bilemez.Milli Tarih şuurundan mahrum olan,milli ideal sahibi elbette olamaz.
Her yeni nesil bir önceki neslin tecrübe bilgi ve birikimleri ile bir kat daha donanımlı olmak durumundadır ki, geçmişte yaşadıkları hataları bir kez daha yapmasın. Dil ve İdeal birikimini yitirmeden geleceğe yol aldıkça biz kültür ve medeniyetimizi daha yüksek irtifalara çıkarabiliriz.
Prens Sabahaddin, Sultan Abdülmecid’in kızının oğlu, Sultan Abdülhamid-i Sani’ninde yeğenidir. Döneminde Paris’te iken ABD Başkanı Wilson’a yazdığı mektup buğünkü çoğu nesli ceditin bilgisi dışındadır. Açıp okumaları gerekir, tabi o günkü dili anlayabilirlerse. Her şeye rağmen bu ülke, 1912 deki ,O ülke değil. Bizim nesil ve bizden öncekiler, Gazinin nutkunu ve Prens Sabahaddin’in “Âdemi Merkeziyet ve Teşebbüs-i Şahsi”sini kendi orijinal halinden okuyup anlayabiliyor çok şükür. Buğün geldiğimiz süreçte,86 yıl öncesinin hal ve şeraitini orijinal halleriyle çarpıtmadan okuyup BUGÜNKÜ NESLİ CEDİT TARAFINDAN ANLAŞILDIĞINDA sanıyorum, sonraki yıllarda, bu ülke çok daha güzel yaşanabilir bir ülke olacaktır. Wilson Prensipleri, İngiliz muhipler Cemiyeti üyeleri ve mandacılar eskisi kadar olmayacaktır.
Anadolu 1913 kitabının yazarı,125 yıl önceki Sultaniye anılarını kitabında anlatır. O yılların Karapınar’ında değil bir doktor bulabilmek, sınıkçı bile bulabilmek mümkün değil iken, bugün onlarca memleket çocuğu sahasında en iyi konumda doktor, siyasetçi, girişimci olarak hizmet ifa etmekteler.
Ülke elbette iyiye güzele doğru yol alacaktır.
Ben her çeyrek yüzyılda bir asırlık yol kat edeceğimiz kanaatini taşıyorum.
Yavuz Bülent Bakiler’in deyişi ile,Türk Cumhuriyetlerindeki zengin maden ve enerji yataklarını bizim bilgi birikim ve teşebbüs-ü millimizle birleştirip cem ettiğimizde,misal verecek olursak,altın ve pamuk borsasını kurmakla, hiç kimsenin tavassutuna gerek kalmadan çoğu şeyi çözmüş olacagız.
Bugün bize çok uzak olan şeyler, yarın çok yakın bir vakitte, elimizin altında olmayacağını kim iddia edebilir. İdeal sahibi mürebbi ve muallimlerin tedrisatından geçmiş memleket çocukları, hepimizin iftihar edeceği Devlet, Millet büyükleri olabilirler.
Bütün çocuklarımızı bu ideal ve terbiye ile yetiştirebilirsek, Taşkentli Ahmet Davutoğlu gibi oğullar, Damat Feritler gibilerine meydanı bırakmazlar.
Talim, Terbiye ve idealsiz hiçbir şey başarılamaz.
İyilik Güzellik ve Mutluluk hak edenlerindir.
İdealist Mürebbi ve Hocalarımıza selam ve rahmet olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.