"O bilgiler CHP Genel Başkanına da gönderildi"
İşte Şamil Tayyar'ın açıklamaları:
Bazı gazeteci arkadaşlar bilgi edinmeden fikir sahibi olabiliyorlar. Ve kamuoyunu da yanlış yönlendiriyorlar. Soruşturmanın başladığı ilk gün, 17 Aralık soruşturmasından hemen sonra soruşturmayı yürüten savcı 504 sayfalık fezlekeyi alıp polis müdürlerine gidiyor. Diyor ki bunları imzalayın. Onlar da içeriğinden haberdar olmadıkları, hazırlanışından hiçbir şekilde bilgi sahibi olmadıkları için bu metne imza atmak istemiyorlar. Çünkü bu metin de bir başka karargahta hazırlanmış henüz daha şüphelilerin ifadelerine başvurulmamış, hiçbir konuda daha bilgi edinilmeden fezleke metnini getiriyorsunuz diyorsunuz ki bunları imzalayın, sizden bana gelsin, ben bunu göndereceğim. Onlar o zaman bunu imzalamadılar. Ama aynı anda medyaya bu servis edildi. Dolayısıyla fezleke usule uygun olarak hazırlanmamıştı. Aradan bir hafta, 10 gün geçtikten sonra bu fezlekenin meclise gönderilmesi için Adalet Bakanlığına gönderildği ifade edildi. Doğru bunlar geldi ancak Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün önceden yayınladığı bir genelge var. O genelgeye göre; Bakanların görev dönemi ile ilgili eğer bir suç iddiası var ise bununla ilgili bir fezleke hazırlanmaz. Sadece bilgi notu hazırlanır. Ve o bilgi notunu parlementoya gönderirsiniz, parlemento o Bakanlarla ilgili olarak soruşturma açılmasına karar verilirse bir komisyon kurulur. Ve o komisyonda iddialar soruşturulur, eğer yüce divana bir sevki karar verilmişse Genel Kurula gelir oylanır ve buyrada karar verilirse Yüce Divana gider. Süreç böyle.
DARBE GİRİŞİMİ OLDUĞUNU BAŞINDAN BERİ SÖYLÜYORUZ
Bir hukuk adamı olan savcının başından beri bunun bir hukuki soruşturma olmadığını, intikam soruşturması olduğunu, bir darbe girişimi olduğunu en baştan beri söylüyoruz. İlk günden daha sonraki güne kadar her tarafından hukuksuzluk akıyor. Burada zaten amaç hukuki soruşturma yoluyla meselei yargıya intikal ettirmekten ziyade, kamuoyunda bir iktidar partisi mensuplarına yönelik bir gayreti var. Böyle bir algı oluşturmak isteniyor.
O BİLGİLER CHP GENEL BAŞKANINA DA GÖNDERİLDİ
CHP Genel Başkanı bile grup toplantısında buna gönderme yaptı. 'Bakın hepsi bizim elimizde, sakın fezlekeyle ilgili bir oynama yapmayın. Eğer oynama yaparsanız kötü olur, biz bunu açıklarız'. Demek ki bir örneği de ona verilmiş. Maalesef, o polislerdeki tüm bilgi ve belgelerin tamamı CHP Genel Başkanına gönderildi. Bu teyit edildi.
Murat Çiçek'in yönelttiği 'binlerce kişi kıyıma uğradı diye iddialar var. Rutinin dışına çıktılar. Aksini kimse söyleyemez. Fakat bunu kıyım olarak ifade etmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusuna Tayyar şu cevabı verdi:
YAPILMAK İSTENEN SEMBOLLERLE ALGI OLUŞTURMAK
17 Aralık'ta bir operasyon yapıldı. Gerekçe neydi; yolsuzluk, rüşvet vs. Bir takım iddialar getirildi. Ve bunlar gündeme getirilirken de birkaç ritüel insanların zihnine şırınga girdi. Bunlar ayakkabı kutusu, para sayma makinesi ve kasa. Mesele yolsuzluğun ne olduğu değil, sembollerle olgu oluşturmak. Bunu da başardılar. Çok profesyonelce harekete geçirilmiş bir plandan söz ediyoruz.
HEDEF TÜRKİYE'NİN ÖNEMLİ PROJELERİNİ SEKTEYE UĞRATMAK
Savcı fezlekeyi okumadan, 11 çuval belgeyi taramadan çok sayıda firmanın bütün mal varlıklarına tedbir konuluyor. Ve bu firmalar baktığımızda da Türkiye'nin en önemli projeleri olan 3. Boğaz Köprüsü, 3. Havaalanı gibi önemli projelerde de iş almış firmalar. Ve projeler durmaknoktasına geliyor. Ve burdan anlıyorsunuz ki mesele; türkiye'nin önemli projelerine sekteye uğratmak. Gezi olaylarında da 3-5 ağaç üzerinden başlatılan bir operasyon vardı. Arkasından Taksim Platformu çıktı ve Türkiye'nin bu hayati projelerinin durdurulmasını istedifade etti. Gezi ile başlayan 17 Aralık ile devam eden süreçte bir siyasi operasyon var. 2 gücü harekete geçiren operasyon birlikte hazırlanılmış.
ŞÜPHELİLERİN AVUKATLARINDA BİLE OLMAYAN BİLGİLER SOSYAL MEDYADA ÇIKIYOR
Bakana ne ile suçlanıyorsunuz diye sordum. Bakan ne ile suçlandığını bilmiyor. 'Ben ne ile suçlandığımı anlamak için Mehmet Baransu'nun sayfasına girdim ve ordan aldım' dedi. Onu gösterdi. Günlerce bir insan hakkında çok ağır isnatlarda bulunuyorsunuz ama o şahıs ne ile suçlandığını bilmiyor. Avukatı gidiyor diyor ki; gizli karar var. Biz size dosyadaki bilgileri veremeyiz. Ancak ifadesini alırken biz ona soru sorarız, o bize cevap verir. Düşünü ki şüphelilerin avukatlarında bile olmayan metinler, görüntüler, kayıtlar ertesi gün bakıyorsunuz sosyal medyaya servis ediliyor. Bu bir ahlaksızlık değil mi? Eğer siz burada bir yolsuzluk ortaya çıkarmak istiyorsanız Türkiye bir hukuk devletidir.Usulune göre yolunuza devam edersiniz. Şimdi burada bir suikast girişimi var ise; yolsuzlukla mücadeleyi bu adamlarla yapamazsınız. O zaman bu ekibin değişmesi gerekir. Çünkü bunlar hukuk adamı değil artık.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.