Öğretmenler, gününüz kutlu olsun

Bakanlar kurulu 11.11.1928 günü yaptığı toplantıda Mustafa Kemal Atatürk'e Ulus Okullar Başöğretmenliği şanını verdi.

24 Kasım Atatürk'ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür.

Öğrencileri, öğretmenleri, okulu çok seven Atatürk yurt gezilerinde okullara uğrardı. Sınıflara girer, sıralara oturur, ders dinlerdi. Öğrencilere sorular sorardı. Öğretmenlerle konuşur, her yerde öğretmenliğin üstün bir meslek olduğunu anlatırdı.

Atatürk, öğretmenlerin Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda nasıl canla başla çalıştıklarını yakından izlemiştir. Yurdumuzun düşman tarafından paylaşıldığı sırada öğretmenler Öğüt Kurulları oluşturarak halka ulusal bağımsızlık, Ulusal Kurtuluş Savaşı düşüncelerini yayıyordu. Öğüt Kurulları dışında öğretmenler 14 eğitim kuruluşu ile birlikte Milli Kongre Cephesini kurdular. Milli Kongre Cephesi, düşmanların İzmir'i işgal ettikleri günlerde Sultanahmet Mitingi'ni hazırladı. Bu mitingin konuşmacılarından çoğu öğretmenlerdi.

Başöğretmen Atatürk, öğretmenlerin Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda gösterdikleri etkinliği hep övmüştür. Atatürk yeni Türkiye'nin yaratılmasında öğretmenlere büyük görevler düştüğü inancındaydı. Çağdaş bir ulus olmamız için eğitimin yaygınlaşması gereğine inanıyordu. Bu nedenle Atatürk "Milletleri kurtaracak olan yalnız ve ancak öğretmenlerdir." sözleriyle öğretmene verdiği önemi ve duyduğu saygıyı en güzel biçimde belirtmiştir. Atatürk'ün 100. doğum yıl dönümü olan 1981 yılında, 24 Kasımın her yıl Öğretmenler Günü olarak kutlanması kararlaştırıldı..

Bugün güzel ve önemli bir gün ve bunu bilerek bütün öğretmenlerimizin gününü kutluyoruz...

"Öğretmenler Günü dolayısıyla öğretmenlerle ilgili güzel şeyler söylenecek. Siz bunları fazlasıyla hak ediyorsunuz, ben ise yaşadıklarımı söylüyorum. Eşim bana çok şey öğretti. Çocukları, çocuklarımı öğretti... Evlendiğimiz günden beri, evimizde sizin tarafınızdan yakılan bir meşale var. Çok şükür o hiç sönmedi. Türkiye’de de sizin sayenizde sönmedi, sönmeyecek."

Türkiye’de eğitim hayatı içinde yaklaşık 20 milyon çocuk-genç nüfusunun bulunduğunu, bu nüfusun BM’de kayıtlı 193 ülke nüfusunun üçte biri anlamına geldiğini anlatan Çiçek, "Bu ülkemizin en büyük zenginliğidir. Bu gençleri iyi yetiştirebilirsek, iyi eğitebilirsek en önemli stratejik değerdir" dedi.

Toplumun eğitime önem verdiğini, dar gelirli vatandaşların bile "Çocuğum okusun" diye kazancının büyük kısmını eğitime ayırdığını kaydeden Çiçek, bunun önemli bir erdem olduğunu söyledi. "Bir harf öğretenin 40 yıl kölesi oluruz" sözlerinin de eğitime verilen önemin göstergesi olduğunu anlatan Çiçek, "Sizlerden, bir harf değil, çok şey öğrendik. Yaşadığımız sürece sizlere şükran borcumuz var" dedi.

-"EĞİTİM ARTTIKÇA ÇIKAN KANUN SAYISI AZALIR"-
Meclis Başkanı Çiçek, eğitimin Meclis’teki çalışmalar açısından da önemli olduğuna dikkat çeken konuşmasında, "Eğitimi ne kadar iyi verebilirsek, insanlarımızı, gençlerimiz, çocuklarımızı ne kadar iyi eğitebilirsek, burada daha az kanun çıkarırız" diyerek şunları söyledi:
"Yaşadığımız birçok sorunun temelinde eğitim eksikliği yatıyor. Bu eksiklik nedeniyle yaşanan ekonomik, sosyal bir çok sorunu kanun çıkararak çözmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla en eksik yolu tercih etmiş oluyoruz. İşin bu kısmını çözersek bu ülkede, bu kadar çok kanun çıkarmaya gerek de olmayabilir."

Gelişmişlikte yeraltı yerüstü kaynaklarının zenginliğinden çok iyi insan yetiştirmenin önem taşıdığını belirterek buna Japonya ile Üçüncü Dünya ülkeleri arasında farkı örnek gösteren Çiçek,"Çevremizde olup bitenler bize eğitimin ne ölçüde önemli olduğunu ortaya koyuyor. Devletimizin devamı, milletimizin bekası, geleceğimiz açısından en önemli teminat olarak, sizi, çalışmalarınızı, bu mesleği görüyoruz" dedi.

Çiçek’in konuşmasının ardından Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, öğretmenler adına Meclis Başkanı Çiçek’e çiçek ve plaket sundu....