Osmanlının ölçü temeli sünnettir
Yayınlanma:
MÜSİAD Konya Şubesi mutat Cuma Konferanslarında bu hafta Yavuz Bahadıroğlu Osmanlı Padişahlarının Peygamber Sevgisini anlattı.
MÜSİAD
Konferansına bir şiir ile başlayan Tarihçi-Yazar Yavuz Bahadıroğlu öncelikle tüm islam aleminin kutlu doğum haftasını kutlayarak, kutlu bir yürüyüş için ‘O’nu daha iyi anlamamıza vesile olmasını candan temenni ediyorum dedi.
Her fırsatta Osmanlı’nın bir sünnet devleti olduğunu dile getirdiğini söyleyen Bahadıroğlu: “Osmanlı bir sünnet medeniyeti kurmuştur. Bunun temel sebebi şudur: Yüce Peygamberimizin İstanbul’un fetih olunacağına dair müjdeli haberine mazhar olmak isteyenler tarafından kurulan bir devlet mutlaka Peygamber sevgisi ile doludur. Kuruluşunda bile peygamber sevgisi yatan bir devletin padişahlarındaki peygamber sevgisi ise anlatmakla bitmeyecektir. Sultan Abdulhamid İstanbul’dan Medine’ye kadar demir yolu döşemiştir ki insanlar rahat rahat hac ve umre ziyaretlerini yapsınlar. Yanı sıra rivayetlere göre de Medine yakınlarına tren yanaşınca çıkacak sesten ruhu nebi incinmesin diye de raylara keçe döşettirilmiştir. Bir başka açıdan da bakıldığı zaman padişahların hepsi kendilerine şu soruyu sorar ve aynı cevabı verirlerdi: Kime göre yaşayacağım? Verilen cevap ise Peygamberimize ve onun sünnetine göre idi. Bu kadar ince ruhlu devlet büyükleri vardı başımızda. 600 yıl hüküm süren koca Osmanlı’yı ayakta tutan işte bu manevi yapı taşlarıydı.
Sünnet medeniyetinin padişahlarının Medine’ye girerken sırtlarını Yüce Peygambere dönmemek için çaba sarf ettiklerini belirten Bahadıroğlu; “her padişah muhakkak Yüce Peygambere sevgisini bir şiir ile bir kaside ile dile getirmiştir. Sadece Kanuni Sultan Süleyman’ın Peygamberimiz için yüzlerce şiiri vardır. Padişahlar hayatlarına peygamber sevgisini öylesine almışlardı ki, yemek yeme anından tutun da, haremdeki görüşmelerine kadar peygamber sünnetini yaşamak ve yaşatmak için ellerinden geleni yapmışlardır. Hatta Kanuni Sultan Süleyman padişahların yemeklerini aileleri ile birlikte yemelerini kanunlaştırmıştı. Sebebi ise; Peygamberimiz elinden geldiğince ailesi ile beraber yemeklerini yemesi, yemek öncesi ve yemek sonrası onlarla hasbihaller etmesi, yanı sıra Allah’ın emir ve yasaklarından kendilerine bahsetmesi ve her fırsatta ailesini bilgilendirmesiydi. İşte Kanuni de ki bu ince düşünce peygamber sevgisinin ve sünnet aşkının eseridir.
İslamın gelişmesinde ailenin öneminden de bahseden Bahadıroğlu şunları kaydetti: “İslam’da aile tahminimizden daha çok önem taşımaktadır. Bunun beklide en güzel örneklerinden birisi ilk Müslüman olanlardır. İlk Müslüman Yüce Peygamberimizdir ve bir erkektir. İkincisi Hz. Hatice validemizdir ve bir kadındır. Üçüncüsü ise Hz Ali’dir ve bir çocuktur. İşte size erkek, kadın ve çocuktan oluşan bir aile. Ailemiz başta olmak üzere beynimizi ve yüreğimizi aç bırakmamamız ve doyurmamız gerekir. Beyin ilim, yürek ise sevgi ile doyar. Her ikisinin de altında muhakkak inanç olmalıdır. İnançla temellendirilip, sevgi ve ilimle doyurulmalıdırlar” dedi.
Program sonunda Yavuz Bahadıroğlu okurlarına kitaplarını imzalayarak, onlarla hasbihal etti. Ayrıca Başkan Vekili Mehmet Fahri Beserek tarafından Yavuz Bahadıroğlu’na çini bir tabak hediye edildi.
Kültür Sanat
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.