Reklamların çocuklar üzerindeki etkisi
Yayınlanma:
Bazı reklâmlarda kullanılan ikna yöntemleri çocukların ahlaken gelişimini kötü etkiliyor...
Bazı reklâmlarda kullanılan ikna yöntemleri çocukların ahlaken gelişimini kötü etkiliyor. Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin düzenlediği Modern Çağda Ahlak Sempozyumu’nda, “Ahlakı olumlu ve olumsuz yönde etkileyen bir olgu olarak reklam filmleri” konulu bir sunum yapan Araştırma Görevlisi Sevde Düzgüner, reklamların çeşitli telkin ve şartlandırma yöntemleri ile duygulara hitap ettiğini ve bu hitap edilen duyguların çocuğun gelişiminde önemli rol üstlendiğini söyledi.
Modern Çağda Ahlak Sempozyumunun son oturumunda, Prof. Dr. Mehmet Bayyiğit başkanlığında, Doç. Dr. Hayri Erten, Prof. Dr. Ömer Özden, Yrd. Doç. Dr. Cevdet Kılıç, “Sözlü Kültür ve Ahlak” konusunu masaya yatırdı.
Sempozyumda konuşan Araştırma Görevlisi Sevde Düzgüner, izleyici konumunda olan kişiye, görsel ve işitsel yöntemlerle sunulan açık mesajların yanında gizli mesajlarında verildiğini kaydederek, “Televizyon yayınlarının büyük bir bölümünü reklam filmleri oluşturmaktadır. Aslında insanlar televizyonu reklam için izlemez. Ama her program arasına sıkıştırılan reklamlarla insanlar mecburen bu reklamları izlemekte. Araştırmacılar televizyonun çocuklara bilgi veren, onları toplumsallaşmasını sağlayan bir unsur olarak gösteriyor. Hatta anne ve babadan sonra televizyonun geldiği belirtiliyor. Bir çocuk anne ve babadan değil de televizyondan etkileniyorsa o çocuğun eğitiminde sorun var demektir. Son zamanlarda çocukların reklam filmlerinde çok kullanıldığını görüyoruz. Çünkü çocuk hem sempatiktir hem de masumluğun simgesidir. Reklam zihne müdahale ettiği anda ahlak ile ilgili sorunu ortaya çıkar. Günümüz reklamlarının bir çoğu da zihni etkilemekte ve bu durum çocukların üzerinde bazı etkilere neden olmakta. Çocuğun zihni o reklam ile meşgul oluyor. Reklamı ezberlemek için zihnini meşgul ediyor. Çok az da olsa bazı reklamlar çocuğun olumlu yönde gelişmesini sağlarken, örnek olarak tasarruf reklamları gösterilebilinir, cinsel içerikli reklamlar ise çocuğun ahlaken olumsuz gelişmesine neden olmaktadır” dedi.
Reklamlarda duygulara hitap etme ile duyguların sömürülmesinde ince bir çizgi olduğunu belirten Düzgüner, “Reklamlarda bu ince çizgi aşıldığında sorun oluşuyor. Örneğin, Ramazan alışverişi altında, Ramazan ayına özel daha çok tüketim mesajının verilmesi aslında dini mesajlara da aykırı gelmektedir. Reklam sektörü günümüzde çok gelişti. Artık reklam dizileri bile üretilmeye başlandı. Reklamlarla ilgili özel programlar da üretiliyor. Reklam mesajlarında, iş ahlakı, cinsel ahlak, paylaşım ahlakı, tüketim ahlakı olarak çeşitli yönlerden ahlaka etkilerini görebiliriz. Reklamlar tek tek bireylerden yola çıkarak, bütün kitlelere ulaşmakta ve değerleri de etkilemektedir. Reklamlar görsel ve işitsel mesajların ötesinde daha çok değerleri etkilemektedir. İnsanlar reklamların olumsuz yönlerinden etkilenmemesi için ilk olarak kendilerinde oto-kontrol sistemini geliştirmemeliler. Çocuklarla birlikte tv izlerken, onların olumsuz etkileneceği görüntüleri izlemesine izin vermemeliyiz. Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda ders olarak sunduğu medya okur yazarlığı dersinin önemi daha da arttırılmalı. RTÜK’de reklamların olumsuz yönleri konusunda denetimini arttırmalı” diye konuştu.
İletişim araçlarının ahlak üzerindeki etkisini irdeleyen Prof. Dr. Ömer Özden ise, günümüzde insanlar arasında ilişki kurmadaki en etkili aracın iletişim araçları olduğunun altını çizerek, vasıtalar ile sunulan iletişimlerde doğruluk ve dürüstlük ilkesinin esas olması gerektiğini dile getirdi.
Özden, “İletişim yalan üzerine kurulduğunda güven duygusu sarsılır ve esas doğruya da ulaşmak güçleşir. Toplumun şekillenmesinde ahlakın önemli bir görevi vardır. İletişim araçları da gündelik hayatımızın şekillenmesinde çok önemlidir. Görsel araçlar olarak internet ve televizyonun ne kadar önemli olduğu yadsınamaz. Bu araçların olumlu yönü olduğu kadar olumsuz yönü de çoktur. İletişim araçlarının, cinsiyet tercihlerini değiştirme, aile rollerini değiştirme, insanları ahlaken olumsuz yönde özendirme gibi yan etkileri vardır. Yazılı ve görsel basın bazen etik ilkeleri çiğnemektedir. Mesela basında yaygın olan haber atlatma, doğruya ulaşmayı engellemektedir. Boyalı basında boy boy erotik fotoların yayınlaması ahlaki değerlerin bozulmasına neden olmaktadır. Bazı magazin programları ve dizilerde ekrana gelen nikahsız yaşamlar doğru gibi aksettirilmekte ve buna özendirilmektedir. Bu tür programlar çocuklar ve gençlerin ahlaki yapısını bozmaktadır. Bu noktada RTÜK, müdahalelerini program sonrası değil program öncesinde yapmalıdır. Özellikle televizyonlarda izlenen cinsel içerikli reklam ve diziler daha çok tedbir altına alınmalıdır. İletişim araçları toplumu canlı tutar. Ama yanlış kullanıldığında ise çok kötü ahlaki çöküntülere neden olur” şeklinde konuştu.
Sempozyumda son olarak Yrd. Dç. Dr. Cevdet Kılıç da, geçmişten günümüze kıssa kültürünü anlatarak, kıssanın çağın ahlak düşüncesine katkılarını aktardı.
Son oturumun ardından, iki gün süren ve 14 üniversiteden 50’ye yakın öğretim üyesinin bildiri sunduğu Modern Çağda Ahlak Sempozyumu son buldu.
Kültür Sanat
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.