Şeyh Said isyanı nasıl çıktı?

Şeyh Said isyanı nasıl çıktı?
Doç. Dr. Caner Arabacı, Şeyh Said isyanında öne çıkan unsur hilafetin kaldırılması olayı olmuştur. Bu olay tamamıyla lokaldir ve bölgeye has bir isyandır. Dersimle hiçbir ilgisi yoktur dedi

Konya Aydınlar Ocağı’nın Salı Sohbeti’nde “İdamının (28 Haziran 1925) yıldönümünde Şeyh Said Olayları” gündeme geldi.

Konuşmacı Selçuk Üniversitesi İletişim Fak. Öğretim Üyesi Doç. Dr. Caner Arabacı, Dr. Yaşar Kalafat’ın Boğaziçi yayınları arasında çıkan “Şark Meselesi Işığında Şeyh Sait Olayı” başlıklı eserini kaynak olarak göstererek “Şeyh Said isyanında öne çıkan unsur “hilafetin kaldırılması” olayı olmuştur. Bu olay tamamıyla lokaldir ve bölgeye has bir isyandır. Dersim’le hiçbir ilgisi yoktur” dedi.

Şeyh Said’in, 1865 yılında Erzurum’un ilçesi Hınıs’a bağlı Kolhisar Köyü’nde dünyaya geldiğini ve babasının isminin Şeyh Mahmut Fevzi olduğunu söyleyen Doç. Dr. Caner Arabacı, zengin bir aileden gelen Şeyh Said’in Nakşi şeyhi olduğunu ve ağalığının yanında şeyhliğinin ön plana çıktığını kaydetti. “Şeyh Said olayı bir Kürtçülük olarak gözükmüyor. Kabilecilik ve ırkçılık olarak ta gözükmüyor. Bu olayda dini yön ağır basıyor. Resmi tarafta ise “irtica” olayı ağır basıyor” diyen Doç. Dr. Arabacı, isyana katılanların ekserisinin Zaza olduğu ve kesin olmayan rakamlara göre; 50-51 kabilenin isyana katıldığını, fakat 8-10 civarında kabilenin öne çıktığını belirterek bunlar içerisinde Cibranlı Kabilesinin sayılabileceğini ifade etti. Cibranlılar’ın güneydekilerinin sunni, kuzeyde kalanlarının alevi olduğuna değinerek Seyh Said’i yakalatanların da aynı kabile olduğunu dile getiren tarihçi – yazar Arabacı, belli bir dönem bu kabilenin devlete sadık kaldığını belirterek, “Bu isyanda 15 bin insan ölüyor. 8 bin hane yakılıp yıkılıyor. 500 bine yakın insan da zorunlu iskâna tabi tutuluyor. Rakamlar net değil, Genelkurmay Arşivi’nde Şeyh Said Olayı ile ilgili belgelerin olacağı kanaatindeyim” dedi.

İSYAN NASIL ÇIKIYOR?
“Bu olay niçin çıkıyor? Nasıl gelişiyor? Dış parmak etkisi var mı?” sorularına da cevaplar arayan Arabacı, 1915’e kadar yöre Kürtleri’nin Osmanlı’ya ihanet etmediklerine dikkat çekerek “1923’ten itibaren yöre insanını etkileyen çok önemli olaylar ve değişimler söz konusu. Anlaşılan yapılan inkılâplar yöre insanıyla uyum sağlayamamış. O dönemdeki bağlar İslâm dini ve halifelik ön planda. Şeyh Said’de zaten “Bizi Türkler’e bağlayan bağlar çözüldü. Ben din için kalkıştım Bundan dolayı pişman değilim” dediği biliniyor” şeklinde konuştu.

Kürt Teâli Cemiyeti ve Azadî örgütü lideri olan Şeyh Abdurrahim’e ait evin, Şeyh Said’in de bulunduğu sırada jandarmalar tarafından basılıp, evde saklanan iki suçlunun kendilerine verilmemesi üzerine çatışma çıktığını ve isyanın böylece zamanından evvel başlayıp yayıldığını belirten Doç. Dr. Arabacı, Diyaybakır’ın alınamamasının isyanın başarısız olmasında önemli bir etken olduğunu ifade ederek ““Şeyh Said isyanında öne çıkan unsur “hilafetin kaldırılması” olayı olmuştur. Bu olay tamamıyla lokaldir ve bölgeye has bir isyandır. Dersim’le hiçbir ilgisi yoktur” dedi.

Doç. Dr. Arabacı, İngiltere’nin, Şeyh Said İsyanı’yla ilgili yakından ilgilenerek sıcak takibe aldığını ve bu olayla birlikte Müslüman’ın Müslüman’a kırdırılmasının sağlandığı, bu arada Türkiye’nin Musul’u kaybettiğini sözlerine ekledi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.