Alev Ayyıldız
Alev Ayyıldız

Sırlı Gömleklerin Esrarı

Anadolu’da sıklıkla kullanılan bir söz vardır. “İnsanlar giysileriyle ağırlanır, fikirleriyle
uğurlanır” diye.
 
Fikirleriyle kısmı, yere ve duruma göre, tavırlarıyla, düşünceleriyle ya da davranışlarıyla olarak değiştirilmiştir.

Deyişteki uğurlama kısmında ki söz değişse de özünde anlam aynıdır.

Yani sonra uyandırılacak kanı ne olursa olsun, ilk görünüş önemlidir.

Muhakkak ki imajı belirleyen kıyafet, nezaketi oluşturan davranış, bilginin tespiti konuşma, görgüsünün anlaşılması ise yeme içmeyle ölçülür.

Durum bu denli netken, adeta dış kimlik görünümünde olan kıyafet seçiminden, siyasilerde nasibini almış, liderlerin giyinişleri sözleri kadar konuşulmuştur.

Son örnekse tabi ki hala tartışmaları devam eden AK Parti’nin büyük kongresi ve Başbakan Erdoğan.

 
Söylemler, konuklar, açıklamalar kısacası her yönüyle tartışılan kongrede dile dolanan diğer bir mevzuda başbakanın kıyafetiydi.

Gömleğindeki logo üzerine ütopik iddialar anında başladı. Mason işareti olan tek göz sembolünden tutunda, çok bilinmeyen bir gömlek markası tahminine, güvenlikle ilgili bir sistemin parçası olduğuna kadar birçok tahmin yürütüldü.

Tüm bu senaryolar döne dursun, gerçek ise zannedilenin tam tersi çıktı. Meğerse bu sembol, Erdoğan’ın özel terzisinin kendi logosuydu.

 
Her şey bu denli basitken, gereksiz ayrıntılara gereğinden çok takılmamıza mı, uç hayal gücümüzle yazma yeteneğimize mi, yoksa aracı amacın üzerine getirmemize mi değinsem bilmiyorum.

Bir gömlek üzerine çıkartılan bu denli yaygara sosyolojik olarak incelenmesi gereken bir mevzu.

 
Muhakkak ki, siyasilerin kıyafetleri, imajlarını belirleyen en önemli unsur. Zaten asıl sorunda onların giyinişlerinin konuşulması değil. Problem yanlış ve abartılı bir şekilde dillendirilmesi.

Gerçi güzel ülkem, liderler ve giyinişleriyle ilgili gündemlere alışık.

Geçmiş zamanlarda, ETRO gömleğiyle firmanın tanınırlığını arttıran Kılıçdaroğlu, bu tür tartışmaları yeniden alevlendirmişti.

 
495 liralık İtalyan gömleğiyle siyasetçilerin stil şifrelerini yeniden tartışmaya açan CHP Genel Başkanı, “Memur Kemal” imajına zarar verse de, geçmişten günümüze politikacıların giyim tarzlarının yeniden irdelenmesini sağladı.
Demirel’in şapkası, Ecevit’in kasketi, Erbakan’ın Versace kravatı  akılda kalan ilk örnekler.   
Şimdilerde adı duyulmasa da, Cem Uzan, siyasete ilk adım attığında  özellikle seçim kampanyalarında beyaz gömlekle boy göstermişti. Kravat ve ceket kullanmayan Uzan, masumiyetin rengi beyazı seçerek sade ama şık olmayı başarmıştı.

 Uzun boyu ve sporcu geçmişinin etkisiyle olsa gerek, giysilerini başarıyla taşıyan Başbakan ise takımlarını Ramsey’den seçiyor. Zaruri olmadıkça kravat takmayan Erdoğan’ın, giysilerindeki tüm detayların yanı sıra, boynunda taşıdığı muska bile medyanın gündeminde.

 
Liderlerin görünümleri, günümüzde olduğu kadar geçmişte de önemli bir konuydu. Yavuz Sultan Selim’in giyiminde sadeliği seçmesi, buna karşın, biraz daha renkli giyinen oğlu Sultan Süleyman’ı tenkitle karışık uyardığı rivayet edilir.

Kıyafetlerin seçiminde, özellikle gömleğin belirlenmesinde tek konu sadelik değildi elbette.

 
Bugün bile çözülemeyen bir gizem ve ince bir işçilikle bütünleşmiş eser niteliğinde kullanılan giysiler.

Aslında ecdadıyla yeni barışan bir nesil olaraktan, yalnızca üzerinde bir kişinin çalıştığı çok önemli bir konu padişah kıyafetleri.

 
Osmanlı Sultanlarının savaşta galip gelmek,  nazardan korunmak ve şifa bulmak için giyindikleri tılsımlı gömleklerin bazıları, sekiz bin çözgü ipliğiyle dokunmuş.

Eşref Saati’nde yazılan kimi özel gömleklere , müneccimlerin tespit ettiği tarihe göre başlanılmış. Yazılar genellikle geometrik şekiller içine yazılmış.  Kur’an surelerinden başka,Esmaü’l-Hüsna, dört büyük meleğin adı, nübüvvet mührü (peygamberlik işareti) , hadisler, dualar, istek ve yakarışlar mevcut.

 
Kimin tarafından hazırlandığı tam bir sır olan  gömleklerin, üzerindeki simgelerden yola çıkılarak bazı tahminlerde bulunuluyor. Her biri 3-4 yılda tamamlanan bu muhteşem kıyafetlerin, usta hattatların elinden çıktığı düşünülmekte.

Uzmanlara göre kumaşların “8 bin çözgü ipiyle” nasıl dokunduğu, nasıl bir teknik kullanıldığı ise günümüzde dahi bilinmiyor.

Gömleklerin şifresini ve dokuma tekniğinde kullanılan formülün araştırılması ise çok özel bir amaç için gerekli.   Mimaride adı çok geçen, Altın Oran’ı, yerli tekstilin hizmetinde kullanmak.

 
İlber Ortaylı’nın gayretiyle yeniden konuşulan padişah gömleklerini, gerek akademik gerekse özel araştırmalarla incelemek ve gündeme getirmek gerekir.

Hem tarihi daha iyi anlamak, hem de tekstil gibi ülke olarak geliştiğimiz bir alanda fark yaratabilmek için.

 
Modacıların açtığı yolda, ses getirmesi için siyasetçiler ilerlemeli.Belli mi olur, hele şu komşularımızla ilişkilerimizi bir düzeltelim,  hünkar kıyafetlerini günümüze taşıyan bir siyasetçi belki çıkar.

Selam ve dua ile

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Alev Ayyıldız Arşivi