
Ali Demirayak
TEK LİSTE BAŞKANLARI
Yayınlanma:
Ak parti kongreleri hızlı bir şekilde devam ediyor. Merkez ilçe teşkilatlarının kongreleri tamamlandı yeni yönetim kurulu üyeleri ile yani başkanlar seçildiler.
Bildiğiniz üzere daha önce Konya merkez ilçe ve il teşkilatı dahil bazı teşkilatlar, genel merkez tarafından görevden alınmış yerlerine atamalar yapılmıştı.
Şimdi ise teşkilatlar 4. Olağan Kongrelerinin seçimlerini yaparak yeni görev alacak partilileri ve başkanlarını belirliyorlar..
Gerçekten, Türkiye’nin en büyük partisi olan Ak parti, teşkilat çalışmalarında ne kadar demokratik tavır sergiliyor bu önemli.
Bizler her ne kadar oldu da bitti maşallah desek te, bir gün geliyor düne dair yaptığımız bu işler masada önümüze konuyor ve hesap soruluyor.
Çünkü, bu seçimler bir kanuni zaruretten dolayı yapılıyor. Daha da ötesi Dünyada da bu seçimler dikkatle takip ediliyor ve ileriye dönük raporlar hazırlanıyor.
Biz de, bu seçimler Konya’mızda nasıl yapılıyor diye merak ettik ve parti içi demokrasi penceresini aralayarak bir bakalım dedik.
Yapılan seçimlerle ilgili ilk dikkatimizi çeken konu, her yerde tek liste ile seçime giriliyor olması.
Tabi ki, demokrasilerde bir seçim yapılacaksa bunun tarafları olur. Sonra sandık konur ve delegeler de kendi hür iradelerini ortaya koyarak vatana millete en iyi hizmeti sunacağına kalpten inandığı kişilere oy verir ve onu başkan veya yönetici seçer.
Ama Ak parti kongrelerinde gördüğümüz manzara farklı:
Her nerede bir seçim varsa orada aday tek.
Hiçbir yerde ikinci bir aday yok. Aday olmayınca yarış da yok.
Tabi ki teşkilat çalışmaları heyecan işidir. Heyecansız geçen çalışmalar teşkilat mensuplarına yük gibi gelir. Hele ki onların oyları, kendi iradelerine değil de, genel merkezin veya il teşkilatının tercihlerinin onaylanması gibi bir emrivaki ile seçim adı altında istenirse.
Böyle durumlarda, o teşkilat mensubu kendisini sadece dolgu malzemesi olarak görür. Bu durumda gerçekten çalışacak, fikir yürütecek milletin geleceği için, inançlarının ve inandığı değerlerin ayakta kalması için mücadele edecek insanlar, çalışma azmi bulamazlar. Çünkü bu tip kimseler görürler ki kendi düşünce ve fikirleri önemli değildir, önemli olan statükodur.
Partide sadece atama, tayin, resmi bir kuruma şu çocuğu bir işe yerleştirsem diye düşünen, işi bitene kadar partili olanlar kalır.
Bunun örneğini arayanlar Anavatan partisinin kuruluş, yükseliş ve çöküşünü irdelerlerse ne demek istediğimi çok kolay anlayacaklardır.
Maddi manevi emeğini ortaya koyan insanların teşkilatlarda tutulmaması, aranıp sorulmaması, dahası şimdi bu arkadaşları teşkilatlara çağırırsak bizim durumumuz zayıflar düşüncesiyle hiç davet çıkarılmaması, Türkiye’deki partilerimizin yanlış siyasetinin bu günkü uygulanış biçimidir.
Biz Ak parti kongrelerinde daha önceleri iki listeli seçimleri gördük, Her ne kadar belli milletvekillerinin baskısı altında olsa da, sonuçta iki hatta üç liste dahi seçimlere giriyor kongrelerde bir heyecan yaşanıyor ve bunun sonucu olarak da herkes dersine iyi çalışıyordu.
Daha sonra, Seçimle gelen teşkilatların bir kalemde genel merkez tarafından görevden alınıp, yerlerine yeni atamalar yapılınca, şimdi kimse genel merkez veya il teşkilatından icazet almadan ne aday olabiliyor nede seçimlere katılmak için bir çalışma yapabiliyor.
Peki, bu durum da yönetimde görev alan değerli Ak partili arkadaşlarımız ile, başkan seçilen arkadaşlarımızın belirlenmesinde nasıl bir yol izleniyor diye insan merak ediyor.
Anlaşılan, teşkilat kime izin verdiyse o kişi liste çıkarabiliyor veya önceden hazırlanmış bir listenin başına ismi yazılıyor.
Direk Halkın katılımıyla olmayan bu tercihleri kim yapıyor, ya da Konya’nın bir ağabeyi mi var?
O, ne derse o mu oluyor?, bunu tam bilmiyoruz ama:
Durum böyle olunca da karşımıza “tek liste başkanları” çıkıyor.
Şimdi bir kongre oluyor, Ak parti genel merkezden bir bölge sorumlusu milletvekili veya bir bakanın kongreye katılımı sağlanıyor Konya milletvekillerimiz hazır bulunuyor, Belediye başkanları ve diğer Ak partili ilçe başkanları ve yöneticileri ile konuya bahis olan seçimin mahalle temsilcileri ve delegeleri hazır ediliyor. Kendinde gelecek gören birkaç bürokrat ile burada ne oluyor diye birkaç ta meraklı insanda kongre salonun da kendine yer buluyor.
Konuşmalar yapılıyor, alkışlar atılıyor seçime geçiliyor, seçim bitip sandıklar açılıyor, seçime katılan başkan ve yönetime firesiz itaat çıkıyor. Daha sonra yeniden alkışlar ve teşekkür konuşmaları.
Aslında seçime katılacaklar ile seçimi kazanacaklar önceden belli. Çünkü, hem tek liste, hem de seçim sonu Ankara bürokrasisine Konya’nın en meşhur yerinde, kazanan başkanının yemek ikramı var ki önceden rezerve edilmiş.
Her şey Konya için..!
Madem her şey baştan belli bu kadar tiyatro oyununa ne gerek var?
Komik değil mi?
Her şey Konya için derken, aslında: “Her şey genel merkezin izin verdiği kadar Konya için” demek lazım gibime geliyor.
Ak parti Selçuklu Kongresinden sonra kürsüye Ak parti il başkanı sayın Ahmet Sorgun geldi. Selçuklu’nun 42 ilden daha büyük olduğunu hatırlatan Sorgun, partililere şöyle seslendi:
"Sakın kibre, gurura kapılmayalım. Meyve olgunlaştıkça ağaç dallarını yere eğer, insanlar istifade etsinler diye. Kavak başını göğe diker çünkü meyvesi yoktur. Onun için bütün arkadaşlarımızdan, kardeşlerimizden, teşkilat mensuplarımızdan, destek arttıkça daha çok mütevazı olmalarını istiyoruz. Çok daha gayret ve çalışma istiyoruz"
"Sakın kibre, gurura kapılmayalım. Meyve olgunlaştıkça ağaç dallarını yere eğer, insanlar istifade etsinler diye. Kavak başını göğe diker çünkü meyvesi yoktur. Onun için bütün arkadaşlarımızdan, kardeşlerimizden, teşkilat mensuplarımızdan, destek arttıkça daha çok mütevazı olmalarını istiyoruz. Çok daha gayret ve çalışma istiyoruz"
Ak partiye bu gün gösterilen teveccüh tabi ki hiç yabana atılacak cinsten değil. Siyasetin gelmiş geçmiş bütün rekorlarını Ak parti kırıyor. Burada en büyük pay sahibi hiç kuşkusuz Genel başkan Sayın Recep Tayyip Erdoğan.
Fakat, ben yine de Sayın başkanın iyi niyetli konuşmasına pek katılamıyorum. başkan diyor ki; “sakın kibre, gurura kapılmayalım, meyve olgunlaştıkça ağaç dallarını yere eğer, insanlar istifade etsinler diye, kavak başını göğe diker çünkü meyvesi yoktur.”
Başkanım, ne istifade etmesi, olgunlaşan meyveler ağaçlar altına dökülmüş kurtlanıyor. Ne toplayan var nede istifade eden. Zaten ağaç da, ana kökten gelen dal diye de bir şeyde kalmadı. Şu anda dalların hepsi aşı.
Mesela sorsak: şu anda il yönetiminde kaç tane Ak parti kurucusu görev yapıyor. Merkez ilçe seçimleri yapıyorsunuz, kaç tane Ak parti ilçe teşkilat kurucusunu arayıp il delegeliği teklif ettiniz. veya önümüzdeki günlerde il seçimi yapacaksınız, Kaç tane ak parti Konya il veya ilçe Teşkilatı kurucusunu genel merkez delegesi yazmayı düşünüyorsunuz.
Daha parti seçime dahi girmemişken, henüz iktidar dahi değilken, köy kent dolaşarak belde teşkilatlarını kuran, partiye temsilci bulabilmek için mahalle mahalle gezen kaç kişi sayarsınız şu anda teşkilatlarda görevli.
Bana kimse bu bir hizmet yarışı demesin, O günlerde “bu parti dört gün sonra kapatılır” boşuna uğraşıyorsunuz diyenler bu gün en köşelerde oturuyorlar ve kurucu olan olgun meyvelere çürük meyve muamelesi yaparak çöpe atıyorlar.
Diyeceğim o ki:
Hizmet yarışı gerçek demokratik seçimle olur, tek listeyle değil.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.