'Türk basını hiç bir zaman özgür olmadı'

Türk basını hiç bir zaman özgür olmadı
Konya Aydınlar Ocağının Salı Sohbetinde konuşan Yrd. Doç. Dr. Caner Arabacı,Konya basını hakkında önemli bilgiler verdi.

 

Selçuk Üniversitesi İletişim Fak. Öğr. Üyesi Yrd. Doç. Dr. Caner Arabacı, “Türk basını tarihinin hiçbir döneminde hür olmadı” dedi.

 

Konya Aydınlar Ocağı’nın Salı Sohbeti’nde konuşan Yrd. Doç. Dr. Caner Arabacı, Basın Özgürlüğü’nün 101. yılında Konya Basın Tarihi”ni ele aldı. 2. Meşrutiyet’in Rumî takvime göre 10 Temmuz 1908’de ilan edildiğini ve bunun miladî takvime göre 23 Temmuz 1908’e tekabül ettiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Arabacı, bu tarihten itibaren Türk basınının, Resmî Gazete ve Hâkimiyet-i Millîye haricinde sansörler eliyle kontrolden geçirildiğini ve üstü işaretli haber, köşe yazılarının gazetelerde çıkmadığını kaydetti.

 

Mürettiplerin sıradan insanlar olmadığına işaret eden Yrd. Doç. Dr. Arabacı, “O dönemim mürettipleri sıradan insanlar değildi. Çıkarılan köşe yazısının yerini mürettipler kendi yazdıkları yazıları koyarlardı. Meselâ Mustafa Ataman, mürettiplikten yetişen bir yazardı. Gazeteler 2 yaprak olarak 4 sayfa çıkardı. Sayfa artırımına gidemezdiniz. 1990’lı yıllara kadar bu böyle devam etti. Aslında bizim basın, tarihinin hiçbir döneminde hür olmadı” dedi. 24 Temmuz 1908 tarihinden itibaren bir başka sansürün devreye girdiğini sözlerine ekleyen Yrd. Doç. Arabacı, “Galata Köprüsü’nde yürürken gazeteci Hasan Tahsin bir kurşunla öldürülür. Ardından Ahmet Samim. Uğur Mumcu’ya gelinceye kadar pek çok gazeteci ve yazar öldürüldü. Bunun adına kesin sansür denilebilir. Hasan Tahsin’in cenaze töreni, İttihat Terakki’ye tepkiye dönüşerek büyük kalabalıklara ve nümayişlere sahne olur. Bizde gazeteci öldürme geleneği 1909’dan sonra başladı” diye konuştu.

 

KONYA MATBUAT TARİHİ

Konya’ya ilk matbaanın 1867’de geldiğini, 1870’de de Konya gazetesinin çıktığını ve vilâyet tarafından çıkarıldığı için “Konya Vilâyeti” gazetesi dendiğini ifade eden Arabacı, o yıllarda Osmanlı vilâyetlerinde 21 gazetenin yayına başladığını söyledi.

 

Hükümet görevlileri tarafından çıkarılan Konya Vilâyet gazetesinin 1908’e kadar aralıksız yayınına devam ettiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Arabacı, “Konya gazetesi 2 yaprak 4 sayfadan ibaretti. Abonesi çok, okuyanı azdı. Bir ara kapandı ve 1928’de yeni yazıyla tekrar çıktı. 1933’de Vilâyet Matbaası CHP’ye devredilir. 1938’de de CHP’nin yayın organı olan EKOKON çıkarılır” dedi. Yrd. Doç. Dr. Arabacı, Anadolu, Maşrık-ı İrfan, İntibah, Hakyol, Türkiye’de Yarın ve Merhaba’nın aynı ekolden gelen gazeteler olduğuna işaret ederek şunları söyledi: “Anadolu 1908’e kadar İttihat Terakki’ye destek verdi. O tarihten itibaren yayın politikasını değiştirdi. Maşrık-ı İrfan gazetesi, okuyucusu ve destekleyicisi çok olan bir gazete olduğu için çok tesirliydi. İttihat Terakki tarafından Beyşehir ve Akşehir’e girmesi engellenmiştir. Başyazar’ı Yusuf Mazhar idi. Sonra ayrılarak Babalık gazetesini kurdu. Babalık meşrutiyet döneminde İttihat Terakki’yi destekledi. Cumhuriyet’ten önce Milli Mücadele’ye destek verdi. Batı Cephesi’nin bütün propaganda kâğıtları Konya’da Babalık Matbaasında basılır. Basın Tarihimiz, aynı zamanda fikir ve siyasi tarihimizdir. Bizde basın, aynı zamanda fikri gelişmelerin engelleyicisidir. Basın bizde modernleşmenin, çağdaşlaşmanın ve asrîleşmenin de öncüsü olmuştur. Konya’da 1980’e kadar 100’e yakın gazete ve dergi çıkmıştır. Konya basını yerel yönden zengindir. Ufuk açısından da velut. Konya deyip geçmemek lâzım. Dileriz, Konya Basını bir ekol ve bir okul olmaya devam eder.”

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.