Yasada var hastanede yok
Yayınlanma:
Yeni anayasanın yazım çalışmalarında dört partinin uzlaşmaya vardığı süreçte kamuda başörtüsünün önü açıldı.
Yeni anayasanın yazım çalışmalarında dört partinin uzlaşmaya vardığı süreçte kamuda başörtüsünün önü açıldı. Ancak yasalarla önü açılan başörtüsü yasağının kaldırılması özel kurumları etkilemiş gibi görünmüyor. Konya’da Başkent Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezi Hastanesi çalışanları işe alınırken başörtülü çalışmama kuralına uydukları taktirde işe alındıklarını iddia ediyor.
Hükümet, 12 Eylül cuntacılarının çıkardığı ve başörtülü kadınların devlet kurumlarında çalışmasını yasaklayan yönetmeliğe geçtiğimiz günlerde neşter vurdu. Gerçekleştirilen uzlaşıyla uzun yıllardır tartışılan başörtüsü yasağı tarih oluyor. 'Kadınların görev mahallinde başı açık olur' şeklinde hüküm içeren 31 yıllık darbe yönetmeliği kaldırılıp, yerine yenisi yazılacak. Yeni yönetmelikle birlikte kamuda başörtüsü de serbest olacak. Bu kapsamda ilk etapta, darbe döneminde hayata geçirilen yasakçı kılık kıyafet yönetmeliği kaldırılacak. Böylece 31 yıldır süren bir darbe uygulaması da sona ermiş olacak. Çözüm süreci için kritik önem taşıyan demokratikleşme paketine yönelik uzun süredir yapılan çalışmalarda sona gelindi. Devlet kurumlarında başörtüleriyle özgürce çalışabilen insanlar özel kurumlarda bunun gerçekleşmeyeceği kanaatinde. Konya’da bulunan Başkent Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezi hastanesi çalışanları da bu durumdan şikâyetçi olduklarını söylüyor.
“ÖZGÜRLÜKLER KISITLANIYOR”
Hastanede personel olarak çalışanların iddiası şu şekilde : “Başörtülü çalışanlar olarak yasalarla kabul edilen hakkımızı kurumumuzda kullanamıyoruz, özgürlüklerden bahsedilen bir dünyada insanların inançlarına uygun yaşamaması bizi üzüyor. Bunun sonucunda şöyle bir anlayış doğuyor ya mesleğini burada yapmazsın yada istediğimiz gibi yaşarsın, demokratikleşme adına uzun mesafeler kaydedilen şu dönemde bu tür olayları konuşmak bile özgürlükleri kısıtlarken bu sorunlar yaşanıyor” iddiasında bulundu.
“BAŞÖRTÜLÜ PERSONEL GÖRMEDİM”
Hastane de 2 yıldır görev yapan başka bir personel ise “Tanıdığım eşarplı çalışanlar hastanenin 200 metre gerisinde eşarplarını açmak zorunda kalıyorlar.Normal hayatlarına eşarplarıyla gördüğüm insanları hastanede başları açık görüyorum çalışanlardan hiç başı kapalı bir eleman görmedim” diyerek özgür olmadıklarını iddia etti.
“KONYALILAR PROTESTO ETMELİ”
Hastaneye sık sık tedavi için gittiği söyleyen Aydoğan Demirci, Konya’nın değerlerine sahip çıkmayan bir hastanenin Konyalı vatandaşlar tarafından da protesto edilmesi gerektiğini söyledi.Demirci “ Dinimiz gereği başını örten kadınlara bu tür müdahaleler doğru değil düşünce özgürlüğünden bahseden insanların şekilcilik üzerinden değerlendirme yapması son derece yanlıştır.Konya’da vatandaşlar tarafından tercih edilen bir hastaneye bu tavrı yakıştıramadım” dedi.
ÖZGÜRLÜK ESASTIR
TBMM’ nin imza koyduğu uluslar arası anlaşmalar BM İnsan Hakları everensel bildirgesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmeleri’nin hükümleri incelendiğinde “başörtüsü yasağı değil özgürlük esas alınmıştır” İfadeleri yer alıyor.Uluslar arası normlar ışığında özgürlüklerin sınırlanmasını ise ancak kanunla gerçekleştirilebilir.Oysa bizim mevzuatımız incelendiğinde 12 Eylül darbe dönemlerinden kalma çağdışı ve toplumsal birlikteliğe hizmet etmeyen ve toplumun taleplerine ambargo koyan ilkel yönetmelikler ile yasaklar icat edilmektedir. Referandumda kadınlara getirilen pozitif ayrımcılığın, eşitliğin sağlanmasına ilişkin fiilî durumun Kılık-Kıyafet Yönetmeliği gibi düzenlemelerin varlığı nedeniyle halen sağlanamadığı görülüyor . Dini inançlar nedeniyle herkesin faydalandığı hak ve özgürlüklerin kısıtlanması en temel insan haklarının ihlali anlamına gelmektedir. MERVE ATEŞ
Hükümet, 12 Eylül cuntacılarının çıkardığı ve başörtülü kadınların devlet kurumlarında çalışmasını yasaklayan yönetmeliğe geçtiğimiz günlerde neşter vurdu. Gerçekleştirilen uzlaşıyla uzun yıllardır tartışılan başörtüsü yasağı tarih oluyor. 'Kadınların görev mahallinde başı açık olur' şeklinde hüküm içeren 31 yıllık darbe yönetmeliği kaldırılıp, yerine yenisi yazılacak. Yeni yönetmelikle birlikte kamuda başörtüsü de serbest olacak. Bu kapsamda ilk etapta, darbe döneminde hayata geçirilen yasakçı kılık kıyafet yönetmeliği kaldırılacak. Böylece 31 yıldır süren bir darbe uygulaması da sona ermiş olacak. Çözüm süreci için kritik önem taşıyan demokratikleşme paketine yönelik uzun süredir yapılan çalışmalarda sona gelindi. Devlet kurumlarında başörtüleriyle özgürce çalışabilen insanlar özel kurumlarda bunun gerçekleşmeyeceği kanaatinde. Konya’da bulunan Başkent Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezi hastanesi çalışanları da bu durumdan şikâyetçi olduklarını söylüyor.
“ÖZGÜRLÜKLER KISITLANIYOR”
Hastanede personel olarak çalışanların iddiası şu şekilde : “Başörtülü çalışanlar olarak yasalarla kabul edilen hakkımızı kurumumuzda kullanamıyoruz, özgürlüklerden bahsedilen bir dünyada insanların inançlarına uygun yaşamaması bizi üzüyor. Bunun sonucunda şöyle bir anlayış doğuyor ya mesleğini burada yapmazsın yada istediğimiz gibi yaşarsın, demokratikleşme adına uzun mesafeler kaydedilen şu dönemde bu tür olayları konuşmak bile özgürlükleri kısıtlarken bu sorunlar yaşanıyor” iddiasında bulundu.
“BAŞÖRTÜLÜ PERSONEL GÖRMEDİM”
Hastane de 2 yıldır görev yapan başka bir personel ise “Tanıdığım eşarplı çalışanlar hastanenin 200 metre gerisinde eşarplarını açmak zorunda kalıyorlar.Normal hayatlarına eşarplarıyla gördüğüm insanları hastanede başları açık görüyorum çalışanlardan hiç başı kapalı bir eleman görmedim” diyerek özgür olmadıklarını iddia etti.
“KONYALILAR PROTESTO ETMELİ”
Hastaneye sık sık tedavi için gittiği söyleyen Aydoğan Demirci, Konya’nın değerlerine sahip çıkmayan bir hastanenin Konyalı vatandaşlar tarafından da protesto edilmesi gerektiğini söyledi.Demirci “ Dinimiz gereği başını örten kadınlara bu tür müdahaleler doğru değil düşünce özgürlüğünden bahseden insanların şekilcilik üzerinden değerlendirme yapması son derece yanlıştır.Konya’da vatandaşlar tarafından tercih edilen bir hastaneye bu tavrı yakıştıramadım” dedi.
ÖZGÜRLÜK ESASTIR
TBMM’ nin imza koyduğu uluslar arası anlaşmalar BM İnsan Hakları everensel bildirgesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmeleri’nin hükümleri incelendiğinde “başörtüsü yasağı değil özgürlük esas alınmıştır” İfadeleri yer alıyor.Uluslar arası normlar ışığında özgürlüklerin sınırlanmasını ise ancak kanunla gerçekleştirilebilir.Oysa bizim mevzuatımız incelendiğinde 12 Eylül darbe dönemlerinden kalma çağdışı ve toplumsal birlikteliğe hizmet etmeyen ve toplumun taleplerine ambargo koyan ilkel yönetmelikler ile yasaklar icat edilmektedir. Referandumda kadınlara getirilen pozitif ayrımcılığın, eşitliğin sağlanmasına ilişkin fiilî durumun Kılık-Kıyafet Yönetmeliği gibi düzenlemelerin varlığı nedeniyle halen sağlanamadığı görülüyor . Dini inançlar nedeniyle herkesin faydalandığı hak ve özgürlüklerin kısıtlanması en temel insan haklarının ihlali anlamına gelmektedir. MERVE ATEŞ
Sağlık
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.