Son iki haftadır temposu ve tansiyonu çok yüksek bir şehir Konya. Olması gereken bu aslında. Havaların ısınması ile Belediye ve üniversitelerin kültür-sanat etkinlikleri salonlardan caddelere taştı.
Yıl boyu ekranlarda görünen isimlerin birden şehirlere akın etmesini neye yoracağız tam emin değilim. Sanki daha sakin hareket etmek, seçici olmak Konya’ya yakışan bir tutum olurdu.
Öte yandan 9 Yıldır düzenli olarak yapılan Ufuk Turu toplantılarında bu yıl, “Türkiye’de aile, Aile toplum ilişkileri, İslam Dünyasında aile ve sosyalleşme ve Eğitim kurumu olarak aile” başlıkları sıkı bir şekilde irdelendi. Konya’nın kurumsallaşmasını tamamlamış bu etkinliğinin diğer Anadolu şehirlerine de örnek olacak kalitede geçtiğini görmek oldukça önemli. Hele aile gibi kritik bir konuyu tartışıp sonuçlarını kamuoyuna sunmak bu günlerde daha da önem arz ediyor. Görünen tek sıkıntı, böyle dinamik bir programa ulusal basının istenilen ilgiyi göstermemiş olması. Buna muhafazakar basın dahil. Hatta asıl sorumlu onlar, yani biz!
Tüm STK’lar hafta sonu Alanya’da iken, Konya’da ev sahibi olarak program yapmakta Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV)’a düştü. “ Bu başka hikaye; İmam Hatipli olmak” konulu hikaye yarışmasının ödül töreni Pazar günü Mevlana Kültür Merkezinde çok yoğun katılımla gerçekleşti.
İzmir Anadolu İmam Hatip Lisesi’nden Nuray Perihan Boz’un yarışmada birinci olan “Berrak Nehrin Kolları” hikayesinin duygu yüklü anlatımı, aslında eğitimdeki yeni düzenlemenin ne kadar gerekli ve gecikmiş olduğunun göstergesiydi. Gerçekten yürekleri acıtan bir hikayeydi o.
TİMAV bu programda ayrıca Konya’da tüm İmam Hatiplerdeki okul birincilerini ödüllendirdiği gibi, Kayseri Uluslararası İHL’den yarışmaya katılan Endonezya, Bangladeş ve Pakistanlı öğrencileri de ödüllendirdi. Gerçekten yeni dönemde bu okullar çok önemli bir fonksiyon gösterecekler. Bu konuda gecenin müjdesini de Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem verdi. Erdem, Konya’ya uluslararası Mevlana Anadolu İmam Hatip Lisesi açılacağını, bu okulda, 71 ülkeden gelen gençler İmam hatip okuyacaklarını ve buradan dünyaya dağılacaklarını ifade etti.
Gecenin sonunda camianın, sağlam duruşunu ve tarzını hiç değiştirmeyen sanatçısı Eşref Ziya, eskilerden yenilerden güzel eserlerle salona renk kattı.
TİMAV’ın tüm Türkiye’ye hitap eden bu geniş organizasyonu bundan sonraki yıllarda gelişerek devam etmeli. Çünkü bundan sonra İmam hatiplilerden çok iyi edebiyatçı, yazar, sanatçı çıkacağı gibi, senarist, oyuncu, söz yazarı da çıkmalı.
The İmam filminde de oynayan Eşref Ziya ile gece yarısı sohbetimiz de bunun üzerine.TİMAV Başkanı Abdullah Öksüz, Muhittin Okumuşlar, İsmail Saylık ve Musa Mert ile sıkı bir İslamcı sinema tartışması içindeyiz.
Muhafazakar kesimin bu işe ne para ayırdığı ne çocuğunu yönlendirdiği üzerine tartışıyoruz. Eşref Ziya konuyu özetliyor, kimse bu işlere bulaşmak istemeden meşru eserler bekliyor. Nasıl olacak bu? Sonrada hayati gerçeği söylüyor. “Herkes bizim çocuk mimar, mühendis olsun, sanatçı olmasın, “ahirette ne olur ne olmaz” diyor. Sorunun cevabı burada işte. Çocuğunu kurtarmak isteyenler (eğer öyleyse) mutlaka kurban! vermeliler.
Ufuk Turu için 10. yılda işte enfes bir konu. Muhafazakar sanat ve sanatçı üzerine sağlam kafa yormak gerekecek. Şimdiden bunun hazırlıkları yapılırsa Türkiye’de sinema ve dizi üzerinden ele geçirilen çocuklarımızı kurtarmak için çözümde üretilmeye başlanır. Zaten bir konu Konya’dan tartışılmaya başlanmışsa çözümü de en kısa zamanda bulunur. Hem de bu sağlam bir çözüm olur!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.