MECLİSTE YEMİNİ KALDIRIN!

Şimdide yemin krizi çıktı.
Ne garip, millet olarak her seçimde mutlaka bir ilk yaşamak zorundayız.
Milletten iradeyi alan, her ne hikmetse, milleti temsil için değil de, birkaç kişiyi temsil için çaba gösteriyor.
O birkaç kişiyi de millet seçti demeyin lütfen!
Siz milletin önüne seçilme yeterliliği olmayan kişileri koyuyorsunuz, bunu da seçmeninize açıklamıyorsunuz, sonrada feryat ediyorsunuz.
Millet seçti milletin iradesi ayaklar altında.
Kendi seçmenini kandıran siyasi liderler sanırım sadece Türkiye’de var.
Bakın daha önceleri de mecliste neler olmuş:
Refah yol hükümeti aklıma geldi.
Hükümet kurulurken Sayın Tansu Çiller hanımla sayın Erbakan birer yıllık dönüşümlü başbakanlık için anlaşarak hükümeti kurmuşlardı.
Erbakan bir yıllık sürenin bitiminde, görevi devretmek ve başbakanlıktan ayrılmak için istifasını dönemin Cumhurbaşkanı Olan Sayın Süleyman Demirel’e sundu.
Ama Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, cumhuriyet temayüllerini bir kenara bırakarak hükümet kurma görevini Sayın Tansu çillere değil, Dördüncü parti konumundaki partinin başkanı olan Mesut yılmaza verdi.
Herkesi ters köşeye yatıran Demirel’e yapılan itirazlar ve eleştiriler fayda etmedi.
Çünkü arkasında askeriye vardı, onlar öyle istiyorlardı.
Daha sonra, Merve kavakçı fazilet partisinden 1999 da milletvekili seçildi.
Ama mecliste yemin ettirilmedi.
Herkes şaşkındı.
CHP’li milletvekilleri meclis kürsüsünün etrafını sarmış, yemin için izin vermiyorlardı.
MHP’li vekiller ise kıllarını kıpırdatmadan seyrettiler olayı.
Binlerce seçmenin oyunu alarak seçilen bir bayan sadece başörtülü diye yemin ettirilmedi. Ne gariptir ki, bu gün geçici meclis başkanlığı yapan Oktay ekşi, o günün en büyük gazetelerinin birinde baş yazardı, ve bu duruma alkış tutuyordu. Ama şimdi, kendi partisi kanunen sakıncaları olan iki milletvekili meclise gelemediği için partisi meclise girmiyor.
CHP Meclise girmemekle, BDP’nin ve APO’nun değirmenine su taşıyor.
Teklifleri şu: Sanıkların tutuklama sürelerini iki yıla indirin bizim vekil seçilen arkadaşlarımızda meclise gelsin.
Peki bu durumda ne olur?
Bütün Ergenekon sanıkları ve KCK sanıkları tahliye olur, davalar iyice sulanır, ne adalet kalır ne demokrasi.
BDP nin senaryosu ise bambaşka
Meclise girmeyelim gerekirse sine-i Kürt’e dönelim ve ara seçim yapalım.
O zaman kayıp ettiğimiz milletvekilleri ile beraber daha fazla milletvekili çıkarırız.
Birde, dillendirilmeyen bir senaryo daha var.
Ak partiyi yeniden seçim kararına zorlamak
O zaman ne olur:
Tayyip Erdoğan ve önemli bazı kurmayları üç dönemden fazla, üst üste milletvekili seçilemeyecekleri için milletvekili aday adayı olamayacaklar.
Ve meydan Kılıçdaroğlu’na kalacak.
Herkes milletin üzerinden bir hesap yapıyor.
Kimi Kürtçe yemin edeceğim diyor,
Kimi bu yemin benim inancımla örtüşmüyor diyor.
Madem demokrasi var .
İnsanları neden belli bir kalıba zorluyorsunuz.
Zaten zar zor okunan bir metin var elimizde, ve herkes okurken rol yapıyor.
Acizane benim bir teklifim olacak;
Milletvekillerinin yemin etme mecburiyetini kaldırıverin, bitsin bu oyun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Demirayak Arşivi