
Millet Meclisten ne ister?
Zira CHP’nin seçim çalışmaları boyunca ve önceki yasama dönemlerinde üzerinde en çok durduğu konuların başında dokunulmazlıklar geliyordu. Ayrıca CHP liderinin seçim öncesi katıldığı pek çok yayında söylediği “yargılamaları devam eden milletvekili adaylarına mahkeme “hayır” cevabı verirse, bu karara saygı duyarız” cümleleri de ortada.
12 yıl öncesine gidip Merve Kavakçı olayını şimdi tekrar hatırlamak gerekiyor. Milletvekili seçilme şartları dün yanlışsa bugün ne değişti. Dün doğruysa neden hiçbir zaman yanlış yapıldığı samimi bir şekilde itiraf edilmedi. Bunu düzeltmek için böyle bir şansa sahip çıkılmıyor.
Hep ülkenin yumuşak karnı üzerinden siyasete şekil vermeye çalışmaktan artık kurtulmak gerekir. İleri demokrasi söylemi, söylemden eyleme geçecekse bu ancak şimdiki meclisle olabilir. Bunun içinde yargı başta olmak üzere demokrasiyi geciktiren veya engelleyen kurumların yeniden yapılanması için kanun çıkarmak, yasamanın merkezinin tüm sorumluluğu bütün bireyleriyle alması gerekir.Bunu ayrıca bir pazarlık konusu yapmakta abesle iştigal olur.
Türkiye’nin uzun zamandır ihtiyacı olduğu sivil anayasa için zemin hiç bu kadar uygun olmamıştı. Üstelik hazırlanacak yeni anayasaya toplumun her kesimi için temsilcilerinin bir şekilde katkı sağlayabileceği apaçık ortada. Bu yeni anayasanın halk merkezli olmasıyla pek çok yenilik ve özgürlükleri içermesi, meclise girmeyenlerin bu hareketlerinin temel söylemleriyle ciddi şekilde çeliştiğinin önemli göstergesi. O zaman hemen akla talep edilen çözüm mü? Yoksa çözümsüzlük üzerinden prim yapmaya devam etmek mi? Sorusu geliyor.
Zaten bu soruların cevabını net olarak bulduğumuzda tartışacak pek fazla bir şey kalmayacak.
Bu değişime karşı çıkanların söylemlerinde ve isimlerinde “halk” olması ise komik bir durum değilse trajik bir durumdur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.