Ümmiye Yılmaz Erçevik
Ümmiye Yılmaz Erçevik

MİNİK KIZLARDA KOKOŞLUK

Kızım daha henüz 5 yaşında; resim çizmesi için biz eline kalem veriyoruz ama o saç fırçasıyla evin odalarında dolaşmayı tercih ediyor. Annesinin rujlarını üst üste sürünüyor, topuklu ayakkabılarını giyiyor. Alışveriş merkezine gittiğimizde tüllü tüylü pembe renk ne bulsa almak istiyor. Yarı hayalet şeklinde bembeyaz pudralara bulanıyor’’.  Bu davranışlar çoğu zaman biz ebeveynlere çok normal davranışlar olarak gözükebilir. Oysaki bu aileler için ileriye dönük bir alarm niteliği taşımaktadır.

Bazı aileler çocuklarındaki kokoşluğu bilmeden destekleyici davranışlarda bulunurken bazı aileler bunun farkında bile olmayabilirler. Kısa fırfırlı etekler ve kurdelelerle her daim prenses havalarında giydirilirler. Bu tarz çocuklarda pijama kültürü yoktur. Sürekli bir eğlence sürekli bir parti havasındadırlar. Düğün dernek gibi ortamlarda çocuk istedi diyerek aileler onları da süslerler. Mesela küçük kız çocuklarına kendilerinden kocaman bir topuz yapılır. Mavi mavi göz kapaklarına badana şeklinde farlar sürülür. Bu far işlerini kendim bile bu yaşımda kullanmadığım için olsa gerek zaten halen anlamış değilimdir. Sonra 3 yaşında bunları yaşayan kız çocukları 10 yaşında gözlerine renkli lensler isteyebilmektedirler. Saçlarını rengârenk boyatmak için ailelerini zorlayabilmektedirler.

 Başka bir açıdan duruma bakan aileler ise kendi makyaj malzemelerine çocuk zarar vermesin diyerek onlar için özel parlatıcılar, parfümler alanların sayısı ise hiçte azımsanmayacak sayıdadır. Bazı ünlü firmalarda çocuklar için bu tarz setlerde satılmaktadır. Birde aileler bu ürünlerin ülkemizde de satılan doğal kaynaklı olanlarını komik ama tercih etmektedirler. Hatta İngiltere’de bazı aileler bu durumu fazlasıyla abartmışlar ve çocuklarına çeşitli sebepler göstererek estetik uygulamalar yaptıranlar, özel saç boyaları kullananlar bile bulunmaktadır.
 Peki, bir kokoş nasıl anlaşılır. Bu eğilim sadece kız çocuklarında görülen bir davranıştır. Elin her bir parmağında ayrı renklerde ojeler sürülmüştür. Kutsal bir bağ ile bağlanmış o saç doğduğundan bu yana hiç kestirilmemiş hatta ailenin tüm çabalarına karşın kuaför sandalyesinden kırkıncı kere başarısız şekilde o saç kestirilemeden eve gelinmiştir. Görünüşte Barbie bebeklerinden esinlenen bir giyim tarzları vardır. Özellikle modayı sıkı takip etmeye çalışmaları, Kaprisli konuşmaları, pembe giyinip pembe renkli davranışlar sergilemeleri öne çıkan davranışları arasında yer almaktadır.
 
 Özellikle 4-15 yaş aralığında bu davranışlar dışarıdan garipliği fark edilebilir. Şuan ilkokullarda kız çocukların ceplerindeki parlatıcıların çokluğu da sanırım bu durumun tehlikesini göstermeye yetiyor. Daha lise döneminde kızların kaş almaları ve sadece kendileriyle ilgilenen hayatla bağlantısı kesilmiş yarı uzaylı, bir elinde ayna bir elinde cımbız davranışları, yanaklardaki tokat yemiş şeklinde sürülmüş allıklarla, ütülenmeyen formalara karşılık gelen her gün ütülenmiş saçlarla tutulan okul yolu bize bir şeylere dikkatimizi çekmemiz gerektiğini gösteriyor sanırım.
 
 Medyanın olumsuz yanı; bazı belli şekillerdeki insanları sürekli topluma empoze etmesiyle başlıyor. Özellikle çocukların mankenler, sanatçılar gibi kendilerinden yaşça büyük bireyleri örnek alınmasıyla oluşuyor. Model aldıkları bu karakterlerin yerine kendilerini koyarak kültürel yozlaşmaya doğru bir yol alınabiliyor. Bedenleri ve örnek aldıkları modeller zaten birbirine uyuşmadığı için garip bir tür ortaya çıkıyor. Zamanla da bu davranışlar kendi aralarında bir akım halini alabiliyor. Diğer çocuklarda olan bir hareketin başka bir çocukta olmaması onun dışlanmasına, aralarından itilmesine, gruptan dışarı atılmasına sebep olabiliyor. Dışlanmak istemeyen çocuk kullanmasa dahi bir parlatıcı edinebiliyor ya da bir allığı sadece arkadaşlarına gösterebilmek için yanında taşıyabiliyor.
 
 Vücut bakımı ve güzelliği yanında çocuklarımıza ruh güzelliğinin önemini destekleyici telkin ve uygulamalarda bulunmanızı bu tarz akımların etkisinden onları korumacı çalışmalarda bulunmanızı tavsiye ederim. Daha çok küçük yaşlarda beyinlerine bilinmeden enjekte edilen Barbie kültürünün ise farkında olmanızı ve bu konuda dikkatli davranmanızı öneririm. Hayatlarına kitap girmiş çocukların bu tarz şekilciliklerden daha fazla uzak kaldıkları gözlenmektedir. Bu hafta kız çocuklarında kokoşluktan bahsetmeye çalıştım. Sevgi ve dostça kalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ümmiye Yılmaz Erçevik Arşivi