Namazla dirilişe vesile oldular

Namazla dirilişe vesile oldular
Konya’da gerçekleştirilen “Namazla Diriliş” konferansında konuşmacılar, hem dünya hayatında yaşanan hadiselerden hem de kendi yaşamlarından örnekler vererek namazın önemine dikkat çekti.

yeni-haber-fotogaleri-015.jpg

Namaz Gönüllüleri Platformu, Gençleri Evlendirme ve Mehir Vakfı, Ensar Vakfı Konya Şubesi ve Genç Namaz Gönüllüleri Platformu'nun ortaklaşa düzenlediği, Konya Büyükşehir Belediyesi'nin destek verdiği "Namazla Diriliş" konferansı Selçuklu Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi. Konferansa AK Parti  Konya Milletvekili Ahmet Sorgun, AK Parti Karatay İlçe Başkanı Mehmet Genç, STK temsilcileri ve çok sayıda misafir katıldı. Ensar Vakfı Genel Müdürü Hüseyin Kader'in moderatörlüğünü yaptığı konferansa konuşmacı olarak İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Prof Dr. Kerim Buladı, Düşünce Koçu Münir Arıkan, Araştırmacı-Yazar Ramazan Kayan, Yazar Dursun Ali Taşçı, Uzm. Dr. Mehmet Münir Cantimur ve Mehmet Şerif Niziplioğlu katıldı. Ensar Vakfı Konya Şube Başkanı Mustafa Kaçar, yaptığı selamlama konuşmasında Ensar Vakfı olarak Konya’da önemli faaliyetler yaptıklarını dile getirirken, gerçekleştirdikleri etkinliklerle de öğrencilere sosyal ve kültürel anlamda hizmet sunduklarını söyledi. AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Sorgun ve Mehir Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Mustafa Özdemir ise konuşmasında bu organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

namazla-dirilis-programi-2.jpg

13 YILDIR NAMAZI ANLATIYORLAR

Namaz Gönüllüleri Platformu’nun 13 yıldır dünyanın farklı coğrafyalarında namazı anlatmak için çalışmalar yürüttüğünü söyleyen Ensar Vakfı Genel Müdürü Hüseyin Kader, “Namaz Gönüllüleri Platformu’nun hareketleri 2006 yılında başladı. 2019 yılına geldik ve 13 yıldır Türkiye’nin dört bir tarafı, Balkanlar, Avrupa ve Orta Asya’daki birçok Türkiye Cumhuriyetleri gezildi. İllerimizde, ilçelerimizde, köylerimizde, kasabalarımızda namaz anlatıldı. Farklı mesleklere, farklı gruplara, farklı ekollere sahip olan hocalarımız bir araya geldiler. Birlikte bir harekât başlattılar. Dinin direği olan, müminin miracı olan, Hz. Peygamber’in ‘gözümün nuru’ diye ifade buyurduğu namazı anlatmak için bu yola revan oldular. Bugün de Konya’dayız. Bugün Konya’ya sabah geldik. 16 ilçede hocalarımız okullarımızda namazı anlattılar. Bu akşam Konya’da yaptığımız 17. program. Geçtiğimiz aylar içerisinde ekim ayından başlayıp ocak ayına kadar 71 ile 298 ilçeye 904 okula gidildi ve çocuklarımıza namaz anlatıldı” dedi.

“NAMAZIMIZ BİZİ AYAĞA KALDIRACAK”

Yeni Zelanda’da Müslümanlara karşı yapılan terör saldırısına değinen Hüseyin Kader, “Bugün Yeni Zelanda’da 2 camide kardeşlerimiz, arkadaşlarımız, dostlarımız, Hz. Peygamber’in ümmeti, Allah’ın  kulları olan mümin kardeşlerimizden 49 kişi Cuma namazı sonrası şehadete yürüdüler. Hunharca bir eylem neticesinde Cenab-ı Hak onları yanına aldı. 48 kişi de şuanda ağır yaralı. Rabbim rahmet eylesin. Yeni Zelanda Nur Camisi ve masum insanlara bir anda ne olduğu bilinmez bir el tarafından bir anda ateş açıldı. Neden namazla diriliş, neden namazla direniş dersek, Cenab-ı Allah ayetinde buyuruyor ki “Sabırla ve namazla Allah’tan yardım isteyin”. Namazımız bizi ayağa kaldıracak, şahlandıracak, kendimize getirecek. İşte onun için namaz kılan kardeşlerimizde namazın ruhunu, şuurunu bir kez daha duymalarını sağlamak, namazla ilgili ihmalkârlığı olanlara da ihmal etmeyi bir kenara bıraktırmak ve Allah’la buluşturmak için gönüllerimizde, akıllarımızda ve vücudumuzda bu hissiyatı tekrar yaşamak için buraya geldik. Bugün akşam burada bir kişi için varız. Allah’tan muradımız o bir kişidir. Namazı kılamayan, namazda Allah’la buluşamayan bir kardeşimizi eğer Allah’ın huzurunda kıyama durdurursak onunla kavuşturursak eğer o bizim için yeter. Ama o on olsa, yüz, beş yüz olsa onun için de Allah’a hamd ederiz” şeklinde konuştu.

huseyin-kader.jpg

“GENÇLERİ NAMAZLA BULUŞTURALIM”

Gençliğe yapılacak en önemli hizmetin onları namazla buluşturmak olduğunu belirten Prof Dr. Kerim Buladı, “Çok ağız kalabalığı laflar ediyoruz. Yogadan tutun da çok sayıda sportif faaliyetleri gençlerin üzerinde deniyoruz. Bu gençlere yapılacak en önemli hizmet bence gençliği secdeyle, namazla tanıştırmaktır. Mevlana Fihi Ma Fih kitabında diyor ki, “Kendilerini akıllı sananlar, zenginlik 'bununla olur' demişler, böyle bilmişlerdir ama yanılmışlardır. Hak dergâhı kapısının âşıklarınca zenginlik, namaz darphanesinde basılmış gözyaşı ve niyaz parasına sâhip olmaktır.” Yani Mevlana açıkça parayla pulla zenginlik olmaz diyor. Eğer bu akıl namaz kılmayı kişiye emretmiyor ise, eğer bu aklın gündeminde namaz yoksa bence zengin bir akıl sayılmaz diyor. İki rekat sabah namazı dünyadan ve dünyada bulunanlardan daha hayırlıdır buyruluyor. Bir kitapta zengin bir işadamı bu hadisi görüyor. Kendi kendine düşünüyor. Benim o kadar servetim sabah namazının iki rekatı kadar değerli değil mi diyor. Evet o hadise göre değerli değil. Bunun üzerine 5 vakit namazına başlıyor. Namaz çok önemlidir” diye konuştu.

son-atilanlar-2.jpg

“PEYGAMBERİMİZ ÜMMETİNE EMANET BIRAKTI”

Peygamberimizin kızı Hz.Fatıma ve damadı Hz.Ali’yi her gün sabah namazına uyandırarak ümmetine bir emanet bıraktığını dile getiren Prof. Dr. Kerim Buladı, “Peygamberimizin kızı Fatıma’yı 18-20 yaşında Medine’de evlendiriyor. Bizzat babayla kızın yakınlığına bakınız ki peygamberimiz gerdek gecesine kendi elleriyle dua ile katıyor. Ertesi gün sabah kalktığı zaman Peygamberimiz, mescidi nebeviye gelmeden kızının, damadının evine uğruyor. Onlara ayet okuyor ve kızım Fatıma, damadım Ali, Allah sizden bütün kirleri temizlemek istiyor. Namaza kalkın. Peygamberimiz bunu tam 6 ay uygulamıştır. Hz.Ali efendimiz, Hz.Fatıma namaz kılmamazlık etmezdi. Ama Peygamberimiz bunu yaparak burada ümmetine bir emanet bırakmıştır. Ey anneler babalar çocuklarınızı namaza alıştırın, namaza kaldırın”dedi.

“SON NAMAZIMIZMIŞ GİBİ KILALIM”

İnsanların namazlarını son namazıymış gibi huşu içinde kılmaları gerektiğine değinen Mehmet Şerif Niziplioğlu, “Diyorlar ki, ‘Bugün senin Cuma namazın kıldığın son namaz. Bugün bu camiden çıkamayacaksın. Son kez rabbinin huzurunda divana duruyorsun. Son defa. Biliyorsun ki sen Allah’ın dininin yok olmasını isteyen birilerinin eline teslim düştün ve o ortamda son defa namaz kılmana müsaade ettiler, ondan sonra da sizi şehit edecekler. Son arzunuz nedir diyorlar. Son defa abdest almak istiyorum diyorsunuz. Aslında namaz abdestle başlayan bir ibadettir. Abdestsiz namaz olmaz. Önce bizim abdestimizin huşu içinde alınması lazım. Daha sonra son defa namazınızı kılıyorsunuz. Okuduğunuz ayetlerin anlamlarını düşüne düşüne, içten kılıyorsunuz namazınızı. Ne kadar güzel değil mi. Eğer tüm namazlarımızı son namazımızmış gibi kılabilirsek o zaman namazda huşu buluruz. Hz. Ayşe annemiz diyor ki, “Rasulullah’ın secdesini gözyaşları ıslatıyordu”. Bizim seccadelerimizde gözyaşından eser var mı? Kendimizi hesaba çekelim. Sevdiğimiz insanların huzuruna girdiğimiz zaman lakayit duruyor muyuz? Ciddi oluyoruz. Mevla’nın huzuruna durduğunuz zaman son namazımızmış gibi kılmalıyız.  O zaman Allah katında değerli, kaliteli oluruz” ifadelerini kullandı.

“ÖLÜMÜ DÜŞÜNELİM”

“Beni kimsecikler okşamaz madem, öp beni alnımdan sen öp seccadem” sözleriyle konuşmasına başlayan Yazar Dursun Ali Taşçı, “Ben din adamı değilim, dinimin adamıyım. İlahiyatçı değilim, edebiyat öğretmeniyim. Ne işim var burada? Öleceğimden haberim var onun için buradayım. Lütfen gözlerinizi kapayın. Allah aşkına 2 saniye ölümü düşünün. Korkmayın. Ölüm en güzel şeydir. Üstadım Necip Fazıl, “Ölüm hiç güzel olmasaydı, ölür müydü peygamber” diyor. Hepimiz öleceğiz. Peygamberimiz, “Allah katındaki değerinizi anlamak istiyorsanız kendinize bakın. Sizin katınızda onun değeri ne kadarsa, onun katında da sizin değeriniz o kadardır” diyor. Hayal gibi bir alemde yaşıyoruz. O kadar çok söylenecek laf var ki…Bir gün Necip Fazıl, meşhur Ordinaryüs Profesörlerinden bir Başbakanlardan biriyle birlikte uçuyor. “Necip Fazıl Bey sen nasıl gidip de camide o ayak kokularının arasında secde yapabiliyorsun diyor. Üstad ise “O burnuna gelen çorap kokusu senin ciğerinin pisliğinin kokusudur” diyor. Müslümanın asaleti vardır” şeklinde konuştu.

"ZAMANI İYİ KULLANANLAR NAMAZINI KILAR"

İnsanların yoğun iş temposunda namaz kılmaya vakit ayırmasının zamanı iyi kullanmasıyla olabileceğini belirten Uzm. Dr. Mehmet Münir Cantimur, "Benim uzmanlık alanım İlahiyat değil, çocuk hastalıkları uzmanıyım. 30 yıldan fazla devlet hizmetinde çalıştım. Bu arada mesai saatlerinde hastanede namaz kılmak için vakit ayırma önemli bir problem oldu. Öncelikle tarihte okuduğumuz gibi milattan önce ve milattan sonra diye tarihi ikiye ayırıyoruz. Hayatımızda da namazdan önce ve namazdan sonra diye hayatımızı ikiye bölersek ve namazı milat olarak kabul edersek, bütün yapacaklarımızı namazdan sonra yaparız ve işimizden sonra namaz yapmayız. Günlük işler hiçbir zaman bitmez. İbadet saatlerinin değişik zamanlarda olması, namaz saatlerinin her gün değişmesi, bize Allah'ın namazın kıymetini bilmemiz için bir vesilesidir. Çünkü bütün işlerimizi namaz saatlerine göre ayarlayacağız ve zamanımızı iyi ve verimli kullanmayı öğrenmiş olacağız. Avrupa'da tren saatlerinin 5, 10 veya 20 geçe değil de 2, 3, 8 geçe olduğunu söylerler. Bunların neden böyle olduğu sorulduğunda biz bu saat tarifelerimizi Müslümanların namaz zamanlarından esinlenerek böyle yaptık. Zamanı daha kıymetli hale getirdik demişlerdir. Bu da bizim için bir örnek teşkil edebilir" şeklinde konuştu.

“MÜMİN NAMAZINDA RABBİYLE KONUŞUR”

Konya’nın önemli alimleri arasında yer alan Hz.Hadimi’den örneklerle konuşmasını gerçekleştiren İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, “Konya’da bulunmamız hasebiyle Hadimi hazretlerinden bahsetmek istiyorum. Efendimiz bir hadisinde, “Mümin namazında rabbine yakarır, onunla konuşur. Ne konuştuğuna baksın” mealinde bir hadisi şerifi var. Bu hadisi dikkate alarak Hadimi hazretleri namazı anlatıyor. Yine Kurân-ı Kerim’de “Müminler kurtuluşa ermişlerdir. Onlar namazlarını Hûşu içinde kılarlar” ayetinden de hareketle bu konu anlatılıyor. Hadimi Hazretleri müminin rabbiyle nasıl konuştuğunu şöyle izah ediyor. “Huzura çıktığımızda Rabbimiz karşımızda. Çünkü biz ona aynı zamanda miraçta bulunuyoruz. Subhaneke’yle başlıyoruz. Yarabbi seni her türlü noksanlıktan uzak tutarım. Senden başka ilah yoktur diyor. Bu girişten sonra Cenab-ı Hakk’a Fatiha suresiyle isteklerimizi iletiyoruz” diyor...” Saffet Köse, namazda okunan surelerin mealleriyle açıklamalar yaparak, Hz. Hadimi’nin aktardığı namaz kılarken mümin ile Rabbi arasında geçen konuşmasını anlattı.

saffet-kose-001.jpg

“HAMD OLSUN Kİ ŞEHİTLERİMİZ VAR”

Müslüman âleminin zulümlerden dolayı kan ağladığına dikkat çeken Araştırmacı-Yazar Ramazan Kayan, “Şu sıralar canımız çok yanıyor. Mısır’da 9 kardeşimizi idam ettiler. Hepsi de üniversite öğrencisi. Hele birini hiç unutamıyorum. Cezaevine düştükten sonra kendisinden sonra bir kız çocuğu dünyaya geliyor, bebeği 1,5 yaşına gelmiş. Bir defa olsun babası kucaklayamamış yavrusunu öpememişti. Çocuğunu kucağına almasına bile izin vermediler. İdam sehpasına giderken şunu söylüyor. “Kızım dünya gözüyle seni bir defa kucaklayamadım, öpemedim. Ama cennetin kapısında seni bekliyorum” Elhamdülillah ki şehitlerimiz var. Bize bu bilinci verecek, daldığımız dünyevileşmenin girdabından çekip alıp aşkınlık iklimine bizi taşıyacak hamd olsun şehitlerimiz var. Bize şahitliğimizi hatırlatan şehitlerimiz var. Hz. Ömer, Mescid-i Nebevi’de namazdayken şehit edildi. Hz. Osman önünde Kurân-ı Kerim okurken şehit edildi. Hz. Ali camiye giderken şehit edildi. Ben bu açıdan kazançlıyız diye düşünüyorum. Yeni Zelanda’da camide 49 canımız gitti. 49 kişiyi namazda kaybetmek mi daha büyük bir acı yoksa nesillerimizin namazsız ve Kurân’sız ölmeleri mi daha büyük bir acı? Türkiye’de namaz kılma oranı yüzde 25’i geçmiyor. 80 milyonun yüzde 75’i namazsız ve Kurân’sız yaşıyor. Türkiye’de her gün ölen bin kişiden yaklaşık 750’si namazsız, Kurân’sız ölüyor. Yeni Zelanda’da ölen 49 kişiye üzülüyoruz. Peki her gün bu şekilde ülkemizde ölen 750 kişide bizim hiç ihmalimiz yok mu? Davetsizliğiimizin, gayretsizliğimizin, tembelliğimizin insanların namazsız ölmesinde hiç mi etkisi yok? Belki de bunların sebebi biziz” diye konuştu.

ramazan-kayan.jpg

“NAMAZ HASSASİYET GEREKTİRİR”

Namaz konusunda hassas olunması gerektiğini ifade eden Düşünce Koçu Münir Arıkan, “Dünya üzerinde namaza hassasiyetli, dakik davranan Araplardır. Örnek vermek gerekirse Kuveyt’te valilik çalışanları, ezan okunur okunmaz binanın salonunda hep birlikte anında namazlarını kılıyorlar. Türkiye’de böyle bir şey mümkün gözükmüyor. Burada çalışanlar valiliğin ortasında namaz kılsa bütün basın yayın bunu haber yapar. Dubai’de perdeler yerden yapılmış. Çekildiği zaman seccade oluyor. Bankanın müdürü geliyor anında kılıyorlar. Allah namazına bu şekilde itaat edenleri ödüllendirmez mi? Cenab-ı Hak onlara verdikçe veriyor. Sen O’nun namazına önem verirsen O da seni boş bırakmaz” dedi. Münir Arıkan, ‘Gerçek cevapları bulmamızı engelleyen tek şey kendimize soramadığımız, kaçtığımız sorulardır. Aklımızdan geçmesine rağmen üstüne gidemediğimiz sorulardır. Sır burada saklıdır” diyerek dinleyicilere 51 tane soru yöneltti. Bu sorularla namaz testi yapan Arıkan dinleyicilerden evet veya hayır yanıtları alarak namaza verilen öneme dikkat çekti. Konferans sonrasında katılımcılara ödül takdim edildi.

namazla-dirilis-programi-18.jpg

HÜSEYİN KOYUNCUOĞLU / YENİ HABER GAZETESİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.