Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil: Suriye İslam’ın kalesi gibiydi

Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil: Suriye İslam’ın kalesi gibiydi
Tarihçi Yazar Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Suriye’yi de içine alan bölgenin Selçuklu’dan itibaren Türk devletlerinin elinde olan bir İslam ülkesi olduğunun altını çizdi. Şimşirgil, Suriye’nin uzun yıllar İslam’ın kalesi gibi olduğunu vurguladı.

Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, “Ortadoğu’da İslam devletleri vardı, ehlisünnet vardı ve çok fazla Türk boyları vardı. Yani Suriye 300-500 yıldır İslam’ın kalesi gibiydi dolayısıyla sadece el değiştirdi. Yavuz Sultan Selim 1516’da Şam’ı, Halep’i, Kudüs’ü aldığı zaman bugün Suriye dediğimiz mıntıka Mısır’a kadar Osmanlının eline geçmişti zaten ve 400 yıl daha bizim elimizde kaldı.  Osmanlı oraları 401 sene boyunca idare etti. 1917’de 1. Cihan Harbinin sonunda maalesef Suriye’yi kaybettik” dedi.

‘ZULME UĞRAYANLARA SAHİP ÇIKAN BİR TEK TÜRKİYE VAR’

Zulme uğrayan Müslüman ülkelere sadece Türkiye’nin sahip çıktığını belirten Ahmet Şimşirgil, “İngilizler oraları bizden aldı. Parçaladı ve başlarına hep kendi adamlarını getirdi. Arapların gönlü bizimle beraber. Araplar bizim kardeşimiz. Orada Türkler var, Müslüman Araplar var ve orada zulme uğrayan insanlar var. Bunlara sahip çıkan bir tek Türkiye var. Bu insanların hepsi dua ediyorlar. O tepedeki adamların Türkiye’yi kötülemesiyle, Araplar aleyhinde konuşanlar tarih bilmiyorlar. Ya da bunların çoğu maksatlı yapılıyor. Bunlar Araplarla beni bölmek isteyen adamlardır. Benim Araplarla derdim yok” ifadelerini kullandı.

‘İDARE VE HALK BİRBİRİNDEN FARKLI’

Suriye’yi idare edenler ile Suriye halkının birbirinden farklı olduklarının altını çizen Şimşirgil, “Benim başıma da yarın başka bir iktidar gelirse ne yapacağımı biliyorum. O zaman ben onun gibi mi düşünmüş olacağım? Arap kardeşlerimi silen, zulme sahip çıkan mı olacağım? Onun için baştaki idareler çok önemlidir. Bugün işte Mısır’a bizimle beraber olan bir idare geldi, anında darbe yaptırdılar. ‘Filistin benden ayrı düşünebilir mi?’ ama başındakiler İngiliz gibi düşünen adamlar. Filistin de öyle, Irak’ta öyle. Bunlara fırsat tanıyorlar mı? Bunları bilmemiz lazım. İdareyle oranın halkını birbirinden kesinlikle ayırmamız lazım. Halk bizimle beraber idare edenler ise İngilizlerle beraber bunu unutmayalım” şeklinde konuştu.

‘KÜFÜR TEK MİLLETTİR MÜSLÜMANLAR KARDEŞTİR’

Şimşirgil, “Günümüzle kıyasladığımız zaman Osmanlıdan kalan bir bakiyemiz hala var mıdır?” sorusunu şöyle yanıtladı: “ Suriye’deki insanlar bizim bakiyemizdir. Bin yıllık İslam beldesini ayrı düşünmek mümkün müdür? Şunu asla unutmayalım: Küfür tek millettir, Müslümanlar kardeştir. Asla ayıramayız. Bize bir dönem Türkiye’de sadece Müslüman ve Türk var diye öğrettiler. Oysa Balkanlar’da, Orta Asya’da, Ortadoğu’da Türkler var. Diğer milletlerde de öyle Müslüman herkesi kardeşimiz bileceğiz. Arap’ıyla, Çerkez’iyle, Türkü’yle, Kürt’üyle, Arnavut’uyla, Boşnak’ıyla… Hepsi bizim kardeşimiz. Bir bileceğiz, küfrü de tek millet bileceğiz. Aslında onlara karşı da uyanık olacağız. Orada hepsi bizimdi. 110 sene önce hepimiz beraberdik. 110 sene önce 6 milyon toprağımız vardı. Bu insanlar şimdi nerede?”

‘SURİYE’NİN DEMOGRAFİSİYLE ÇOK OYNADILAR’

Osmanlı dönemindeki Suriye’nin demografik yapısından bahseden Şimşirgil, “Osmanlı döneminde Suriye’de Arap çoğunluğu vardı. En fazla Araplar ve Kürtler vardı. Sonradan bu demografik yapıyla çok oynadılar. Yani düşünün bir İran, Irak harbinde hep Türkmenleri sürdüler. Hep onları yok ettirdiler. Mesela balkanlarda olaylar çıkıyor hep Müslümanları öldürüyorlar. Demografik yapıyı bozuyorlar. Ama o gün biz öyle bakmıyorduk. Müslüman diye bakıyorduk. Bugün de öyle bakmalıyız, asla şu, bu diye bakmamalıyız. Suriye’deki ve Irak’taki Türkmenler Selçuklular döneminden itibaren yerleştirildiler ve de çok kalabalıktılar. Şuan tabi yine orada varlar fakat çoğu zaman içerisinde Kürtlerin arasında kendini Kürt zannedebiliyor. Arap’ın arasında Arap zannedebiliyor. Ama hala o mıntıkada Türklerin de çok olduğunu biliyoruz” diye aktardı.

‘OSMANLI KÜÇÜK İŞLERLE UĞRAŞMAZDI’

Suriye’deki Türk kökenli isimlerin geçmişine değinen Şimşirgil, “ Suriye’de Selçuklu girişinden itibaren yeni yeni köyler oluştu. Bu köylere genellikle Orta Asya’dan getirdikleri o aşiretlerini, oradaki Boylarının isimlerini verdiler. Ben Tokat üzerine çalışmıştım. En az 20 tane oğuz boyunun ismini orada görmüştüm. Kargın köyleri, Yuva köyleri, Kınık köyleri… Bunlara Yörük cemaatlerinin isimlerini vermişlerdi. Bunların her birisi bizim Orta Asya’dan getirdiğimiz isimlerdir. Biz genelde eski isimleri bozmadık. Çünkü Osmanlı küçük işlerle uğraşmazdı. Biz yeni yerlere yeni isimler verdik. Mesela Edrin’i Edirne yaptık. Şimdi insanlar belediye değişince önce buranın ismini değiştiriyor. Niye değiştiriyorsun? Sen mi yaptın? Buranın adını bir yapan var değil mi? Hemen yer ismi değiştiriyorlar. Bunlar küçük adamlar” diyerek sözlerini tamamladı.

SÜMEYRA KENESARI /  YENİ HABER GAZETESİ

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.