
Şemdinli'de İftar Açmak
Bu yıl Ramazan ayının Güney Doğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesimizdeki insanlarımızla kardeşliğimizin artırılması için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yani bir nevi Ramazan'ı fırsat ayı olarak algılamak gerekiyor kanaatimce... Hiç vakit geçirmeden bir kaç tane sivil toplum kuruluşu o bölgedeki yerleşim yerleri ile bağlantıya geçmeli. Bu konuda Şırnak Üniversitesi Rektörü Prof Dr Ali Akmaz'ın sivil toplum kuruluşlarımıza yol gösterebileceğini düşünüyorum. Özellikle Çukurca, Şemdinli, Şırnak, Hakkari gibi yerleşim yerlerimizde bu organizasyon gerçekleştirilmelidir. Atalarımız çivi çiviyi söker demişler, biz bu işin üzerine gitmeliyiz, kardeşliğimizi geliştirmek için inadına oralardaki kardeşlerimizle bağımızı geliştirmeli, oralara okullar, dershaneler, kuran kursları kurmalıyız. Bu çoğrafyada var edilmeye çalışan kin tohumlarını ancak böyle yok edebiliriz. bizim atalarımızın nasıl Selahattin Eyyübi'nin ordusunda omuz omuza savaştığını, nasıl Çanakkale'de şehit olduklarını, nasıl kıbrıs'ta kahramanlık yazdıklarını ancak böyle anlatabiliriz. Bugün insanlık garabet ve delalet içine yuvarlanmaktadır. Elbette bu gün her alanda yapılması gerekenler var, insanlık darmadağın olmuş durumda, sınır bilmez bir yalnızlaşma ve fıtratından uzaklaşma süreci yaşıyor. Öyle uzaklaşma ki bu insanları ve insanlığı bitiriyor, tüketiyor. İnsanlar canlı canlı yakılabiliyor, sadece video olarak izleniyor bu durm, bir koner düzenleniyor onlarca kişi ezilerek ölüyor konser bile iptal edilmiyor, yediği ile zehirliyor, içtiği ile zehirliyor, kimse kimseye karşı sevgi ve saygı göstermiyor, insanlar sadece kendilerinin çıkarlarını koruyor ve adaletli davranmıyor, hak bitmiş hukuk bitmiş ve en önemlisi ahlak bitmiş. Hepimizi bir şekilde çağın günahları sarmalıyor, bu günahlardan kurtulmak nerede ise mümkün değil, deccal masamızda, evimizde, cebimizde artık, başka deccallar aramaya gerek yok. İşte böyle bir dönemde insanlığın kurtuluşu için bizim çoğrafyamızın çok büyük önemi var. Bugün bu çoğrafyadaki insanlar mutlaka dünyanın geneli için insiyetifi ellerine almak zorundalar. Bunun yoluda öncelikle kendi içimizdeki sorunları çözmekten geçmektedir. Şırnak'taki, Şemdinli'deki, Hakkari'daki, Çukuraca'daki kardeşlerimizi kucaklama vakti gelmiştir ve hatta geçmektedir de. Ramazan ayı çok güzel bir fırsat olarak değerlendirmelidir. Bu yıl "Doğuda İftar Açıyoruz" şeklinde bir kampanya başlatılarak, Şırnak, Şemdinli, Çukurca, Hakkari başta olmak üzere o bölgedeki bir çok yerleşim yerinde iftar yapılmalıdır. Bu konuda hatta bize SADAV gibi sivil toplum kuruluşlarımız öncülük de yapabilir. Tabi SADAV yalnız da bırakılmamalıdır ama en ateşli döneminde Bosna'da Çeçenistan'da kardeşlerimizle bağ kurmamıza yardımcı olan SADAV bu görevi de çok güzel icra edebilir diye düşünüyorum. Hadin lütfen kalkalım Doğuya gidelim, iftarımızı bu yıl oralarda açalım, bakalım bakalım sevgi mi, yoksa silah mı daha güçlüdür...
Biz gittiğimizde birçok değerli dostumuzla birlikte Bozkır Devlet Hastanesi Başhekimi Faruk Altunok ve Aksaray Türk Telekom Müdürü Altan Atan'ında orada olduğunu gördük. Harika bir mekan olmuş tabi Bosna Hersek konsolosluğu binası. İnsanı müthiş etkileyen bir havası var. Havluda bir eski çeşme, çeşmenin önünde biz havuz, havuzun hemen sağ tarafı taş parke, sol tarafı ise bahçe. Bahçede bir fındık ağacı ve sarmaşıklar ve tabi Osmanlı mimarisinin ihtişamıyla muhteşem bir konak... Bosnalı genç bir kardeşimiz bahçeden bir fındık kopardı ve bize ikram etti. İlk defa Konya fındığı yedim. Bizim otuduğumuz avlunu üzeri sundurma ile kaplanmış, sundurma üzüm bağı ile uzatılmış ve güneşli bir havada bile serin bir ortam olmuş... Yakıcı Konya güneşinde bir serap gibi... Ercan Uslu, Altan Atan ve Faruk Altunok harika bir sohbet ve konu konuyu açıyor... Güzel bir gün geçirmemize vesile oluyorlar. Türkiye'yi, Konya'yı Karadenizi konuşuyoruz. Konya'nın dervişliğini ama kendine yakışır atılımı da bir türlü gerçekleştirememesini konuşuyoruz. Benim aklımda orada da Şırnak var, Şemdinli var, Çukurca var. Askerde iken arkadaşlarıma o bölgenin insanları ile bizlerin kardeşliğini artırmak için elimizden geleni yapacağıma söz vermiştim. Saatlerce anlatmıştım bu bölgenin kurtuluşunun sivil toplum kuruluşlarının ilgisiyle olabilieceğini. O insanları ikna etmiştim, ama nasıl olacak... Sevgilim Konya, Bosna'daki kardeşlerimize bir sevda olan Konya, herhalde bizim can kardeşlerimiz olan Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesindeki insanlarımızla da bir sevgi köprüsü kurar diye temenni ediyorum. Evet Konyam yıllar geçer gider lakin bitmez senin imtihanın... Bak dünyaya, işte şimdi heryer seni bekliyor, önce Konya'ya anlat bunu, sonra ülkeme anlatırız ve sırada dünya var... Hadin bu yıl Çukurca'ya gidelim, Bosna Hersek Konsolosluğunda herkes bu öneriye evet dedi, ama evet demek yetmiyor ki, sahiplenmek, yürümek gerekiyor... Ben varım, ben gelirim, ben giderim diyenlere ihtiyacımız var, kalkan ve yürüyenler ihtiyacımız var, hadi Konya gidelim, Hakari'ye, Şemdinli'ye Çukarca'ya...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.