Yorgun gözler, derin çizgiler, düşük göz kapakları için oküloplasti ile tanışın
Doğuştan gelen göz kapağı sorunları, geçen yılların etkisiyle göz kapaklarında oluşan kapak düşüklükleri ve göz çevresinde oluşan kırışıklıklara karşı çok çeşitli oküloplastik cerrahi teknikleri ve cerrahi dışı yöntemlerin geliştirilmiş olduğunu belirten Dünyagöz Konya’dan Doç. Dr. Altuğ Çetinkaya ve Op. Dr. Ayşe Kıyak, “Doğuştan veya yaşlanmayla birlikte kaşta veya göz kapaklarında oluşan düşme ve torbalanmalar, göz çevrelerindeki kırışıklıklar, kişiye mutsuz, yorgun ve uykulu bir görünüm verebilir.” dediler. Tıp dilinde “ptozis” denilen göz kapağı düşüklüğü hem yeni doğan bebeklerde, hem yetişkinlerde hem de yaşlılarda görülebilir. Cerrahi yöntemlerle tedavi edilen gözkapağı düşüklüklerinde, operasyonun başarısını etkileyen en önemli nokta, oküloplastik cerrahi eğitimi almış tecrübeli bir hekim ve bu operasyona uygun dizayn edilmiş ameliyathanelerdir.
“GECİKMEDEN İLK FIRSATTA DÜZELTİLMELİDİR”
Üst göz kapağı düşüklüğünün görme alanını olumsuz etkileyebileceğini söyleyen Doç. Dr. Altuğ Çetinkaya ve Op. Dr. Ayşe Kıyak, “Kapak düşüklükleri doğuştan olabilir ya da ileri yaşlarda gelişebilir. Çocuklarda görme gelişimini engellediği ve görme alanını etkilediği için düzeltilmesi gerekir. Göz kapağını kaldıran kas değişik yöntemlerle sıkılaştırılabilir ya da kapak askı yöntemi ile kaldırılır. Çocuklarda geri dönüşümsüz göz tembelliğine neden olabilen kapak düşüklükleri görme aksını kapatıyorsa gecikmeden ilk fırsatta düzeltilmelidir; aksı kapatmıyorsa en ideal olarak 2-4 yaş arasında yapılan cerrahilerle iyi ve kalıcı sonuçlar alınabilmektedir. Bu nedenle ptozis olan bebekler için aileler en kısa zamanda bir oküloplastik cerrahi eğitimli bir göz doktorundan muayene randevusu almalıdırlar. Erişkin dönemde de ptozis ortaya çıkabilmektedir. Bu duruma nadiren bazı nörolojik rahatsızlıklar sebep olabilmekte ve eğitimli bir oküloplastik cerrahın yapacağı bir muayene ile sebep ortaya konulabilmektedir. Genelde altta yatan sebep kapağı kaldıran levator kasındaki gevşemedir. Bu durumda kişiye ve probleme uygun biçimde ciltten veya kapağın iç kısmından yapılabilen değişik tekniklerle düşüklük düzeltilmektedir” dedi.
“BEYİN KENDİNİ YORGUN ZANNEDER”
Kıyak; “Gözyaşının uygun miktarı görme fonksiyonu için çok önemlidir. Gözler açılıp kapanırken, üst göz kapağı gözyaşlarını eşit bir şekilde dağıtmakla görevlidir. Kapak düşüklüğünde ve kapak şekil bozukluklarında bu fonksiyondaki aksama, bulanık görmeye neden olabilir. Gözkapağı belirli bir oranın üzerinde gözü örterse, görme aksı kapanmakta ve gözümüze daha az ışık girerek karanlık-loş görmeye neden olmaktadır; üstelik üst ve yan taraftaki görme alanımız kısıtlanmaktadır. Kapak çok düşük olduğunda beynimiz alın kaslarımıza görev verip kaşı yükselterek kapağı açmaya çalışır; buna bağlı olarak alın çizgileri derinleşebilir ve alın kasları yorulunca ağrı ortaya çıkabilir. Yine cildimiz çok sarkık biçimde kirpiklerimize değdiğinde, beynimiz yorgunluk sinyali alır ve çalışırken, okurken daha çabuk uyku moduna geçer. Sonuçta bütün bunlar bizi daha yorgun göstermekle kalmayıp, yorgun hissetmemize de neden olabilmektedir” diye belirtti.
“DOĞRU YAPILIRSA ZOR BİR AMELİYAT DEĞİL”
Ameliyatın, doğru ellerde yapıldığında, zannedildiği gibi zor bir süreç olmadığını söyleyen Kıyak; “Ameliyat esnasında veya sonrasında acı, ağrı hissedilmez. Hastanede 2 saatlik buz uygulamalı gözlemin ardından hasta gözleri açık vaziyette evine gider. İlk 2-3 gün soğuk uygulaması önerilir. Ortalama 1 hafta, maksimum 2 hafta sürebilen şişlik, morluk süreci olabilir. Öne eğilme, ağırlık kaldırma, ağır spor yapma haricinde rutin aktivitelerde kısıtlama olmaz. Birinci haftada dikişler alınır. Ameliyat zaten çok küçük kesilerden ve hatta çoğu durumda cilt kesisi olmaksızın yapılır; bu nedenle iyileşme süreci sonunda iz kalma ihtimali hemen hiç yoktur. Doğuştan ya da yaşa bağlı olarak gözkapaklarında gelişen içe ya da dışa dönme, kirpik bozuklukları, asimetri düzeltimi, gözkapağı kitleleri, tümörleri gibi hastalıkların tedavileri oküloplastik cerrahiyle yapılır. Tiroide bağlı göz ve kapak problemleri, aşırı sulanmaya neden olan gözyaşı kanalı tıkanıklıkları, protez göz gerektiren durumlar, göz çukurundaki hastalıklar ve kitleler, kemik kırıklarının; gözyaşı yolları yaralanmalarının tamiri, yani gözün çevresindeki tüm problemler hep oküloplastik cerrahinin konularıdır” şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.