Son yerel seçimlerin mesaj trafiği hala devam ediyor. Her ne kadar Sayın Başbakan “Ders aldık” dese de Ak Parti kadrolarında bu durumun emarelerine rastlanmıyor. Seyahat engelli Deniz BAYKAL’ın bile memleketin bir doğusunda bir batısında resim vermesi dikkatleri toplamaya yetmiyor. Böyle gider mi? Yazımızda bu sorunun cevabını arayacağız.
Adalet ve Kalkınma Partisi ülkenin en genç partilerinden. Kısa muhalefet sürecinden sonra medyanın açtığı karşı kampanyalara rağmen iktidara gelmiş bir parti. “Yasaklı umut” Recep Tayyip ERDOĞAN taşıyor partisini. Sadece medya değil karşı cephede yer alanlar: Mesut YILMAZ’dan, Süleyman DEMİREL’e, Devlet BAHÇELİ’den Bülent ECEVİT’e, Deniz BAYKAL’a duyduk duymadık, bildik bilmedik herkes… Sahi siz bu ekibi bir başkasına karşı böyle etkili muhalefet yaparken gördünüz mü?
Muhalefet’in sebebi ne ola? Belki Tayyip ERDOĞAN’ın söylemleri sorumuza cevap olabilir: “Kimsesizlerin kimsesi olmak”, “Sessizlerin sesi olmak”… Haliyle halkı sessiz ve kimsesiz bırakanlar Ak Parti’nin karşısında saf tutacaklardı, öyle de oldu.
Kimden oy almıştı Ak Parti? Solculardan? Evet, sağcılardan? Evet, Ülkücülerden? Evet. Hangi dinin mensubu olursa olsun bireyin din özgürlüğüne inananlardan? Evet… Bir başka değişle Ak Parti Türkiye’de yaşayan hemen herkesten oy almıştı. Siyasetin “Merkezi” olmuştu.
Konya özeline bakalım; ilk değerlendirmeleri hatırlıyorum “Burası Hocanın kalesi; talebesi oy alır ama birinci parti olamaz!” Netice malum, Hocanın partisi milletvekili çıkaramadı Konya’da ancak Atilla KART’ın seçilmesi için gerekli olan oyu “ayarlamıştı”.
Birinci paragrafa dönelim nedir en son yerel seçimin verdiği mesajlar? Türkiye’de bazı illerde kaybedilen belediye başkanlıkları. Neden kaybedildi sorusunun cevabı ise biraz ilginç. Örnek: Antalya. Menderes Bey’in Antalya başarısı dillere destandı gerçekten de. Ne oldu da kaybetti? Konya’ya dönelim. Seydişehir Belediye Başkanı başarısız mıydı veya kaybedilen diğer ilçeler? Sorun başka; ama uzun uzadıya yazacak değilim, basında bu konular çok ele alındı.
Yazılarımızı takip edenler bilirler: Konya teşkilatlarıyla ilgili görüş ve eleştirilerim son 3 yıldır devam ediyor. Münferit hadiselerden ziyade duruş problemlerini, kavrayış problemlerini ve en önemlisi misyon problemlerini ortaya koymaya çalıştım. Çözüm önerim ise hep aynı oldu: “Konya kendi Recep Tayyip ERDOĞAN” modelini ortaya koymalıdır. Bir başka değişle Sayın Başbakan duruşunda kendi liderini çıkarmalıdır. Statükocu parti yöneticilerini tasfiye etmelidir. Siyasiler bozulmasınlar ama hakkı da teslim etsinler Konya siyasetinde Sayın Başbakan’ın paralelinde duruşu olan bir Ak Partili yerel lider var mı? Görenler Allah için söylesin…
Peki ne olacak? Nereden başlanacak, nasıl bir yol izlenecek? Fakirin görüşü yine belli: Ak Parti nereden başladıysa Konya Teşkilatı’da oradan başlayacak. Kimsesizlerin kimsesi olacak. Sadece partililerin hamisi değil! Hala Saadet Partisi ile dirsek teması içinde bulunan, uygulamalarıyla Konyalının tepkilerini çeken bürokratları göreve taşıma partisi olmayacak, “Sessiz yığınların sesi” olacak. Dinamik ve siyasetin merkezinde olacak. Türkiye’yi yönetmeye talip olan Ak Parti heyecanını Konya sokaklarına taşıyacak. İktidar gibi değil muhalefet gibi çalışacak…
Nasıl olacak? Öncelikle güçlü bir liderle… Onun bunun adamı değil milletin evladı bir liderle olacak. Genç ama deneyimli, çalışkan, ahlaklı en önemlisi istikrarlı bir liderle. Tayyip Erdoğan gibi “Delikanlı” bir İl Başkanıyla hedefe ulaşılacak. Kimse alınmasın ama AK Parti Kuruldu kurulalı Hasan ANGI ve Ömer SAYLIK’ı ayırın genelde ayni duruşta İl Başkanları ile yönetildi. Eleştirel mahiyette söylemiyorum, hizmetlerini de takdir ediyorum ama vites değiştirme zamanı gelmedi mi? Güçlü ekonomisi, kent yaşamı, dinamik demografik yapısıyla Konya’yı taşıyacak siyaset kadar ekonomiyi de bilen bir Başkan’a ihtiyaç yok mu? Ben var diyorum.
Gazetecilerin klasik taktiğidir. Lafı eveleyip geveleyip en sonunda tasvir ettikleri ismi vermeden yazıya son noktayı koyarlar. Kimse kusura bakmasın ben öyle yapmayacağım. Yazımı somut bir isimle bitireceğim.
Konya’yı geleceğe taşıyacak isim bence Sayın Selçuk ÖZTÜRK’tür. Ekonomiyi de bilir, garibanlığı da. Türkiye’yi de bilir Konya’yı da. MÜSİAD gibi duruş sahibi bir STK’nın başında yıllarca mücadele vermiş bir “delikanlı” dır. O MÜSİAD bir çoklarının kaçacak delik aradığı 28 Şubatta İbrahim Sadri’nin yorumuyla “İşte burada ulan” diyordu. Bende 2009 Haziran’ın son günlerinde söylüyorum o sözü: Selçuk ÖZTÜRK burada …. Allah utandırmasın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.