Türkiyeyi yönetmek ciddiyet ister..

Karşıma çıkan en ilgi çekici adaylar tabi ki Ergenekon davasından sanık aday adayları oldu. Hukukta suçu sabit olmayan her kişi masumdur ilkesini de buradan hatırlatalım. Fakat halkın gözünde Ergenekon dan sanık olanların nasıl bir görüntü çizdiği de ayrıca değerlendirilmeli diye düşünüyorum.

Burada önemli olan CHP tavanı ile tabanının bu konuya nasıl baktığıdır. Çünkü önce bu adaylarıCHP  tabanı kabul edecek ki daha sonra genel halkın önüne çıkılabilsin. Kendi tabanının kabul etmediği bir adayı başkaları kabul eder mi?

CHP tavanının Ergenekon davasına ve içeriğine bakış açısını değerlendirecek olursak;

Askerin hazırladığı darbe planları,yine askerin ara sıra 28 şubat benzeri hükümetlerin kulağını çekmesi,  Derin devlet yapılanmasını,kendi anlayışlarındaki Laik demokrasiyi, kendi iktidarının gereği gibi düşünmesi, bundan dolayıdır ki Ergenekon’un avukatlığını üstlenmesi,  tek tip insan modeli üretmeye çalışması ve bunu da demokrasi diye sunması olarak görebiliriz.

CHP tabanının da bundan daha farklı bir şey düşündüğünü söylemek çokça iyimserlik olur. Yine de yeni söylemler üretmeye çalışan halkın değerleriyle çatışarak iktidar olunamayacağını, cılızda olsa anlatmaya çalışan taban hareketi de yok değil.

Böyle bir demokrasiyi CHP’nin halka dayatması, bu demokrasi şeklini mecliste daha aktif savunabilmek amacıyla Ergenekon sanıklarını aday göstermesi Türk halkı ve Türk seçmeni tarafında karşılık bulmamakta beraber bazı CHP li vatandaşlarımız tarafından desteklenmektedir.

İşin ilginç yanı ise; Gaziantep eski belediye başkanı Sayın Celal Doğan’ın, Kültür eski bakanı Sayın Fikri Sağlar’ın CHP üyelikleri reddedilmesine tabandan tık ses çıkmaması.

Anlaşılan yıllarını CHP’ye vermiş siyasetçiler, artık CHP den içeri giremiyorlar. Ama Ergenekon sanıkları için durum farklı:

Ergenekon sanığı Sayın Mehmet Haberal  ile Sayın Mustafa Balbay ve başsavcı İlhan Cihaner, ATO başkanı Sinan Aygün, ayrıca Yarsav başkanı Emine Ülker Tarhan gibi isimleri, CHP Meclise taşımayı düşünüyor. Siyaseti artık bu isimlerle omuz omuza yapmayı planlıyor.

Acaba CHP’de yeniden siyaset yapmak isteyenlerin, önce Ergenekon üyesi olması mı gerekiyor?

Bir ara CHP genel başkanı Sayın Kemal Kılıçtaroğlu da,  nerede bu Ergenekon? bende gideyim aday olayım demişti.

CHP genel başkanı Sayın Kılıçtaroğlu’na sanırım arkadaşları duyarsız kalmadılar, anlaşılan sizin gitmenize gerek yok biz size geliriz dediler.

CHP’ye Adaylık için yol bu, demek ki..

Adayların konumuna bakılırsa bundan sonraki Ergenekon hesaplaşması Meclis,yargı, asker ve Ak Parti arasında geçeceğe benziyor. Silivri’yi meclise taşımayı kafaya koyan CHP bundan sonra dokunulmazlıkların kaldırılmasını nasıl savunacak merak ediyorum.

Ara ara haydi dokunulmazlıkları kaldır diye, sayın başbakana gürleyen Kılıçtaroğlu’nun restini, başbakan  her an görebilir. Bundan böyle dokunulmazlıklar konusunda Sayın Kılıçtaroğlu’nun eskisi kadar ısrarcı olup olmayacağını hep beraber takip edeceğiz.

Atatürkçü Düşünce Derneği üyeleri de CHP den milletvekili olmak için atağa geçtiler.

 Bilindiği üzere Sayın Tansel Çölaşan dernek başkanı. Çölaşan anayasa referandumunda %58 evet veren Türk halkı için “gaflet, delalet ve ihanet içindeler” diyerek   onları çöpe atma ihanetini göstermişti.

Daha sonra Trabzon’da bir panelde konuşma yapan Çölaşan; gençlerin kaybedecek bir şeyleri olmadığını söyleyerek,hükümetin icraatlarına karşı,  gösterive  protesto yapmaları için sokağa çıkmaya  davet etmişti.

Şimdi CHP, Atatürkçü Düşünce Derneğinin üyelerinide aday yapma yolunda. ADD Denizli şube başkanı AV. Gülizar Biçer Karaca, Uşak şube başkanı Ercan Uzun, Bulancak şube başkanı Eczacı Basri Gürsoy en ateşli aday adayları arasında gözüküyorlar.

Şayet bu adaylar seçilirlerse, Başkanları Tansel Çölaşan gibi halkın %58’ini gaflet, dalalet ve ihanetle suçlayarak, gençleri sokaklara dökme projelerini hayata geçirmek için mi meclise geliyorlar?

Bu mu CHP’nin gelecek için planları?

Sayın genel başkan Kemal Kılıçtaroğlu’nun alevi olması, Alevi adaylarda da bir patlamaya sebep oldu sanırım.

CHP’yi anlamak mümkün değil,.

Sayın Kemal Kılıçtaroğlu’nun da anladığı kanısında değilim.

Bu gidiş gün geçtikçe tatsız tuzsuz bir çorba halini almaya başladı.

Her kafadan bir ses çıkıyor.

İsmi Nesrin Baytok ile aşk meşk dedikodularına karışan eski genel başkan Deniz Baykal ise Antalya’dan aday. Oda TV muhabiri İklim Ayfer Bayraktar ile çıkan dedikodulara hiç girmeyelim.

2002 Yılında Ak Partiden Erzurum Milletvekili seçilen İbrahim Özdoğan 2005 de Anavatan Partisine geçmişti. Şimdi ise CHP den İstanbul 3. Bölgeden aday adayı olmuş.

Büyük Osmanlın varisi Türkiye Cumhuriyetini yönetmek,  ciddiyet ister.

Türkiye’nin vizyonuna ayak uyduramayanlar, Ergenekon veya Dallas Dizilerinde figüranlık yapmayı marifet sanıyor anlaşılan.