Medyada manipülasyon örneği Ergenekon

Bugün Ergenekon olayında 10. dalga geldi. Malum medya ve bazı siyasi partiler her zaman olduğu gibi son gelişmeleri siyasi iktidarla ilişkilendiriyorlar. Bunun nedeni bellidir. . Siyasilerin hedefi ‘ nasıl hükümet olabilirim’ ve kendilerini bu hedefe götürebilecek her türlü yöntem ve argümanı kullanıyorlar. Bundan dolayı yerini almak istedikleri siyasal iktidarın her yaptığı yanlıştır ve ülkeyi felakete sürüklemektedir . Medya ise, siyasal iktidarlardan beklentileri –ekonomik ve siyasal- gerçekleşmeyince onu alaşağı edilmesini arzu eder ve kendi beklentilerine uygun düşen bir siyasal partiye angaje olur. Bu da siyaset bilimi açısından etik ve kabul edilebilir olmasa da bilinen bir vakıadır.

Benim kaygılarım, siyasi sistemlerin nasıl çalıştığı konusunda hiçbir akademik ve deneyimsel bilgiye sahip olmayan insanların medya ve siyasi liderler tarafından manipülasyon ve spekülasyon yapılarak bilgilendirmekten öte, arzu ettikleri doğrultu da yönlendirmelerine ilişkindir.

Göz altına alınanların haklı ve meşru bir eylem içinde oldukları halde, siyasi iktidarın emriyle alıp götürüldüklerini ve bu insanların masum olduklarını yansıtmaya çalışarak böyle bir inancın ciddi bir kamuoyu desteğine sahip olduğu izlenimi yaratmaya çalışıyorlar.Oysa bu görüş temelden yanlıştır ve tamamıyla bir manipülasyondan ibarettir.

Neden?

Çünkü , darbeleri sıradan insanlar yapmaz ve yapamaz. Darbeleri, geçmişte de görüldüğü gibi, ülkenin en tepesindeki, kilit noktalardaki, saygın makamlarda bulunanlar yapar. Peki kime karşı yapılır darbe, halkın seçtiği iktidarlara karşı yapılır. Neden ? Çünkü halkın seçtiği siyasal iktidarları gayri milli, gayri meşru ve ülke adına riskli kabul edilir de ondan. Peki , halkın seçtiği iktidar kimin adına darbeyle indirilir ? Elbette, halkın ve ülkenin adına. Kısacası, -“darbe” Arapça’da vurmak, dövmek anlamına gelir- Halkın iradesinin, halk adına dövülmesidir. Bundan dolayı insanlar, saygın ve vatanperver insanların göz altına alındığı gibi bir yanılgıya düşerler.

Hakikaten ülkemizin önemli noktalarında görev yapmış ve belli bir suç ile itham edilen bu kişileri göz altına aldıran Türkiye Cumhuriyeti’nin yargı mensuplarıdır. Ayrıca isnad edilen suçlar da, anayasal olarak suçtur ve cezai müeyyidesi vardır. Cumhuriyet, halk yönetimi demekse, halkın iradesine karşı yapılmış herhangi bir girişim veya darbe de ,yine Cumhuriyete kasteden bir suçtur. Darbelerin, mevcut siyasal iktidarlara ve dolayısıyla halka karşı yapıldığı düşünülürse, göz altına alma eylemlerinden, siyasi iktidarın ve halkın isteği doğrultusunda gerçekleştiği algısı ve böyle bir irtibat kurulması elbette doğaldır.Göz altına alınan kişiler siyasi iktidara karşı darbe planlamakla suçlanıyorlar. Bu sonucun siyasi iktidarı ve onu seçen halkı sevindirmesinden daha doğal ne olabilir ki? Bu yüzden siyasi iktidarla, yani halkın meşru temsilcileriyle, buna karşı “darbe planlayanların” yan yana görememek de normaldir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası darbe eylemini, halka karşı işlenmiş bir suç olarak görmüştür. Bu suçu kim işlerse işlesin, anayasa karşısında eşit pozisyondadır. Belli medyanın ve bazı siyasi partilerin bu durumu gayri hukuki bulmalarının altında, açılım ve projeleriyle iktidara gelemeyeceklerini anlamaları, bu yollardan iktidara gelme hesaplarının tutmaması yatmaktadır.Bu yüzden gelişmeleri ters yönden, taraflı ve gerçekleri göz ardı ederek yorumluyorlar. Düşmanımın düşmanı dostumdur mantığı yani.Gelişmelerin hukukiliği, doğruluğu ve halkın menfaatine olması hiç önemli değildir. O mantık, mevcut durumdan ben neden şahsi menfaat sağlayamıyorumdur. İşin aslı budur. Yoksa Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik ve hukuki yollarla mı, veya vesayet politikalarıyla mı yönetildiği onlar için, hiç mi hiç önemli de değildir.
Eğer suçlamalar doğruysa, bunun sadece mevcut birkaç emekli generalle olamayacağı kesindir; dolayısıyla böyle durumlarda “ahtapot politikası” söz konusudur ve bir çok ayağının olması gayet tabidir.Gözaltına alınanların mesleklerini göz önüne getirirsek, bu durum daha iyi anlaşılacaktır.Üzüntü verici olan ise, milletin hukukunu koruması ve devletin en önemli dairelerinde, kamu gücünü millet adına kullanması gerekenlerin bu tür suçlamalarla gözaltına alınmış olmasıdır. Bence bütün gelişmeler milletimiz ve ülkemizin hayrına olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Ali Can Arşivi